Seçimden sonra büyük kucaklaþma olacak

Belirsizlik bitti. Muhalefetin adayý CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu.

Akþener masadan neden kalktý, neden tekrar oturdu?

Aday ilan edilirken Akþener'in yüzü, neden evinden cenaze çýkmýþ gibiydi?

6'lý masa için bu saatten sonra ilke, güven, onur, dürüstlük, kirli pazarlýk, kumar masasý, yalan/dolan sorgulamasý yapýlmalý mý?

Ýsimleri en kuvvetli aday olarak geçen Ýmamoðlu ve Yavaþ, nasýl bir oyunla ekarte edildiler?

Hiç gelmeyecek bir zamandaki Cumhurbaþkaný yardýmcýlýðýna neden tav oldular da kendilerini bitirdiler?

Kýlýçdaroðlu bunlarý bir daha belediye baþkanlýðýna aday yapar mý?

Kýlýçdaroðlu "partili Cumhurbaþkaný olursam onursuzluk ve þerefsizlik.." diye konuþmuþtu, þimdi yerel seçimlere kadar CHP'nin baþýnda kalmayý garantiledi, buna da mý bir þey demeyelim?

Saadet Partisi neden bu kadar savruldu? Milletvekilliði, bakanlýk uðruna bu kadar da kendini inkâr olur mu?

Daha bir sürü soruya cevap aramanýn bir anlamý, faydasý yok.

Olan oldu ve þimdi önümüze bakmalýyýz.

Seçime kadar yazýlarýma þöyle bir çerçeve çizmek istiyorum:

1. Muhalefetin, Kýlýçdaroðlu dâhil; açýðý, gediði, tezatlarý, ilkesizliði, ikiyüzlülüðü ile uðraþmanýn, bir milli güvenlik meselesi ile karþý karþýya olduðumuz gerçeðini hatýrlatmanýn bir faydasý yok. Çünkü Erdoðan düþmanlýðýna ve nefretine tutulmuþ bir ferde/kitleye "yanlýþ yapýyorsunuz, kendinize gelin, tuttuðunuz yol, yol deðil" demenin ikna edici bir etkisi yok.

2. Akþener masadan kalktýðýnda muhalefet cephesi, seçimi kaybetmiþ gibi moral çöküntüsü yaþadý. Akþener'e yapýlan hakaretlerin, edilen küfürlerin sebebi bu "öldük/bittik" moralsizliðiydi.

Akþener masaya dönüp Kýlýçdaroðlu aday olarak ilen edilince de bu defa seçimi kazanmýþ gibi çýlgýnca seviniyorlar.

Cumhur Ýttifakýna gönül ve destek veren büyük kitle, bu sevinç gösterilerinden, hatta tehditlere varan kabadayýlýklardan asla etkilenmemelidir.

Biz iþimize bakacaðýz.

Bizim görevimiz, Batý/Haçlý projeleri ile önü kesilmek istenen Türkiye'nin, çelmelenmemesi için, önünün kesilmemesi için, yoluna devam etmesi için Sayýn Erdoðan'ýn kazanmasý gerektiðine olan inancýmýzý tazeleyerek daha çok çalýþma azmini göstermektir.

Görevimiz, milletvekilliði seçimlerinde Cumhur Ýttifakýnýn daha da güçlenmesi için çalýþmaktýr.

Önümüzdeki günlerde bazý odaklarýn þirretlikleri, fonlanan medya/sosyal medyanýn, yalanlarla yürüttükleri algý operasyonlarý, kaos planlarý gemi azýya alabilir.

Bu durum bize daha çok çalýþmanýn nasýl da önemli olduðunu anlatmalýdýr.

Ne yani þer cephesi; iç dýþ bütün etki ajanlarý, 5. Kol elemanlarý ile dört bir koldan saldýrýyor diye bu ülkeyi FETÖ'ye, PKK'ya, ihanet planlarýna/tezgâhlarýna terk mi edeceðiz?

3. Seçime kadar muhalefetle uðraþma, onlara laf yetiþtirme, "siz þöylesiniz, böylesiniz" demek yerine, hükümetin hizmetlerine, icraatlarýna, gayretlerine odaklanmalýyýz.

Cumhur Ýttifakýnýn nasýl 15 Temmuz diriliþ ruhu ile mayalandýðýný, meselenin Türkiye'nin geleceði olduðunu, asla gevþemeden daha bir þevkle, gayretle seçim zaferi için koþturmalýyýz.

Muhalefet saldýrýlarýný artýrdýkça; bunlar bize Erdoðan'ýn kazanmasýnýn nasýl hayati olduðunu, Erdoðan'ý desteklemenin, milli ve manevi deðerler üzerinde yükselen güçlü ve büyük Türkiye'yi kurmak azmi olduðunu hatýrlatmalýdýr...

Muhalefet, siyasi tartýþmalarýn ve polemiklerin dozunu arttýrdýkça biz oralý olmayalým. Tam tersine sahada, siyasî hasýmlýða asla itibar etmeden gönüller kazanmalýyýz.

Yarýn seçimler bittiðinde, inþallah büyük kucaklanma yaþanacaktýr.

Biz gönüllere girme sevdasýndan/davasýndan asla vazgeçmemeliyiz...

Haydi Bismillah...