Sefillikte büyük ünlü uyumu...

Gövdelerinin üzerinde fikirle döllenmemiş beyin bulundurmalarının acı bilançosu. Bu konuşan bulaşık leğenleri şimdi de Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden ödül alan sanatçı Yılmaz Erdoğan'a sıçrıyorlar. Yılmaz Erdoğan'ın linç bağışıklığı sağlam olabilir lakin bunların sıvadıkları dökülüyor.

Saman aşımına sık uğradıkları için kendilerine nadir geliyorlar. Birisinin dik duruşu diğerinin kuduruşuna sebep oluyor. Kreş servisi gibiler velileri olmadan sıçrayamıyorlar.

Bu ülkenin Cumhurbaşkanından ödül aldı diye bir sanatçıyı linç etmek bunların terliksi çağdaşlığından.

Ne diyeyim bu yazı, fazlasıyla katkı maddesi içeriyor. Eski sürüm ekran katkıları... Katma değeri olmadan katıştırılmış serpme dinozorların dünyası hiç ilgimi çekmedi.

Sosyolojik tespit neferi insanın şunlar hakkında en özgün ve adaletli yorumu "Hiç komik olmadıkları üzerine. Komedyenmiş. Çıkmışsın yenmiş, yenmiş de yenmiş. Muharrem İnce en son kürdan isterken "Yenmiş de yenmiş" diyerek su kaynatıyordu.

Bunların da inceden farkı yok aslında. Ters paradigma.

Yine ünlü mamüller, bir rafa istiflenmiş oturuyorlar. Hikayenin aynı olmasını geçtim karakterler de aynı.

Bir tanesi de hatırlayın "Mehter Marşıyla gidecekler, İzmir marşıyla geleceğiz" diyordu. Eski sürüm ekran kartlarının da hayali bu işte. Yahu sürekli park halinde zihniyet nasıl gelecek onu bir söyleyin.

Geri geri gelseniz külüstürü sığdıramazsınız. İleri gidin desek, ileri ne demek diye sorarsınız.

Böyle konuşalım da bari yüreğimiz soğusun diyorsanız o ayrı, eğlenin teskin edin. Yalnız o mehter takımındaki meşhur zurna size zırt bile demiyor.

...

Sosyal medyada sürekli yargılanacaksınız diyen angutların izdihamını izliyoruz. Küfür fabrikasında vardiyaya kalanlar.

Yahu bir sorsanıza acaba umurumda mı? İnanarak söylediği hiçbir şeyden pişman olmayan insanlara alışık değilsiniz görüyoruz.

İşte bu yüzden,

Hayvanların kendi barınaklarında bile kiracı olarak görmeye tenezzül etmeyecekleri canlılarla uğraşıyoruz.

Keskin nişancı olduklarını düşünüyorlar lakin ıskalatanın Allah olduğunu unutarak...

Çamurdan yapılmış takım elbiseli kurabiye takımı, başarısız olduklarında çatlarcasına birbirlerini yiyorlar. Çağdaşlık ve asalet makyajlarının altında anıran bir ruh, medeni paravanın arkasında büyükbaş sinekler ordusu. Yazmak mıydı çözüm, yoksa haşerat spreyi mi onu da bilemedim.

Karşımızda bataryası şişmiş hangi bataklıktan şarj olduklarını bilmediğimiz çöp adamlar var. Karşımızda WC terliğinin üzerine smokin giymeye çalışan ama omurgada potluk yapmış dikiş hatalı maymuncuklar var.

Kaz Dağlarını yolamadıkları için birbirlerine tüy döken şeref züğürdü canlılar var. Ahlak kelliği de ektirmeyle olmuyor kök yok çünkü kök!!