Ýnsanlar bir þekilde þöhret olmuþ yahut yüksek makamlara gelmiþ zevata yakýnlýklarýný ya da soylu bir aileden gelmiþ olmalarýný þeref olarak nitelerler.
Fiziki yapýsý yerinde olan, malý mülkü parasý bol olan da kendisini güçlü görür.
Evet, insanlarýn þeref ve güç algýsý genelde böyledir.
Ýnsanlar arasýndaki bu algý adalet duygusunu törpüleyen bir algýdýr. Yüksek mevki sahibi birine yakýn olan kendisini þerefli; malý mülkü ve çevresi bol olan da kendisini güçlü görür. Diðerleri zayýftýr ve þerefleri de onlarýnkiyle kýyaslanamaz.
Tabiatýyla þerefli ve güçlü olan diðerlerinden üstün muamelesi görür.
Bu anlayýþ Ýslam'ýn adalet ve eþitlik anlayýþýyla baðdaþmaz. Çünkü bizim inancýmýzda þeref ve güç kaynaðý soy sop makam mevki para pul mal mülk deðildir.
Peygamberimiz, "Müminin þerefi geceyi ihya etmesi, gücü ise insanlardan müstaðni olmasýdýr." buyurmuþtur.
Kýyamulleyl olarak ifade edilen gecenin ihyasýndan maksat kiþinin kimsenin görmediði herkesin uykuda olduðu gece vakti kalkýp namaz kýlmasý ve diðer ibadet þekilleriyle meþgul olmasýdýr. Yani müminin riyadan uzak sadece Allah'a malum olacak þekilde kulluk etmesidir. Kimsenin görmediði sadece Allah rýzasý için yapýlan bu ibadet kiþiyi Allah'a yaklaþtýrýr. Dolayýsýyla kiþi ne kadar Allah'a yakýn olursa o kadar þerefli demektir.
Bu baðlamda kimin þerefli kimin þerefsiz olduðunu da sadece Allah bilir. Müminler de o þerefe nail olmak için uðraþýr.
Dolayýsýyla sýradan bir insan ile en üst düzeydeki yöneticiden hangisinin þerefli olduðunu Allah'tan baþkasý bilemez.
Üst düzey yönetici mümin ise o da þerefi geceyi ihyada arar!
Bu itibarla sýradan bir mümin en üst düzey yöneticiden daha þerefli olabilir!
Müminin gücü ise insanlarýn elindekine tamah etmeyen tok gönüllülüðünden gelir. Parada pulda makamda mevkide gözü olmayan mümin güçlü mümindir. Parayla pulla makamla mevkiyle satýn alýnamaz olduðu için de güçlüdür. Kazanan taraf ise bu müstaðni mümindir.
En güzel örneði de Hz. Peygamberdir. Teklif edilen mala mevkie itibar etmeyip, "Bir elime ayý diðerine güneþi de verseniz davamdan vaz geçmem!" diyerek insanlarýn güç kaynaðý zannettikleri her þeyi elinin tersiyle itmiþ davasýna sadýk kalmýþ ve o kazanmýþtýr.
Evet, müminin þerefi Allah'a yakýnlýðý kadar, gücü de dünya malýndan yüz çevirdiði kadardýr.
Bunlarý niye mi yazdým?
Ýslam dinini ve Hz. Peygamberi aþaðýlayan bir kitabý iktidar olduðunda ders kitabý yapacaðýný vadeden ve Anýtkabir ziyaretinde iman tazelediðini açýklayan bir siyasetçi, tamamen bühtan olan bir iftira bahanesiyle merhum Kadir Mýsýrýoðlu'na 'þerefsiz' diye saldýrdý ya, onun üzerine yazdým þeref ve gücün kaynaðýný.
O siyasetçi elinde mikrofon boðazý yýrtýlýrcasýna Kadir beyi kastederek, 'O þerefsize haddini bildiremediðim için özür diliyorum." diyor.
Atatürk'ün annesine atýlan bir iftirayý Kadir beye mal ederek merhumun arkasýndan þerefsiz diye hakaret ediyor.
Hayatýndayken edemezdi, alýrdý aðzýnýn payýný ama þirazesi þaþmýþ bu siyasetçi merhumun arkasýndan baðýrýp duruyor.
Oysa sadece internete girip konuyu yazsaydý Kadir Bey merhumun o iddianýn asýlsýz olduðunu uyduruk bir yazý olduðunu anlattýðý videoyu bile bulabilirdi. Tenezzül etmemiþ çok aðýr bir þekilde hakaret ederek saldýrýp durmuþ.
Bu siyasetçi birazcýk medeni duygu taþýyorsa birazcýk insanlýk varsa özür dileme erdemini göstermelidir!
Varsa!
Kadir Mýsýroðlu, Atatürk muhalifiydi, bunu gizlemiyordu, bu yüzden cezai takibata bile uðradý. Hapis yattý. Vatandaþlýktan çýkarýldý. Özal döneminde ülkeye döndü, vatandaþlýðýna tekrar kavuþtu. Muhalefetten vazgeçmedi.
Fakat ifade özgürlüðü sýnýrlarý içinde kalmaya Atatürk'ü Koruma Kanunu olan 5816'ya takýlmamaya özen gösterdi.
Onlarca kitap telif etti. Yüzlerce video yayýnladý.
Atatürkçü olduðunu iddia eden çevreler onu 'Fesli Kadir' diye anarak her fýrsatta karalamaya çalýþtý. Onun üzerinden her düþünceden fikir sanat erbabýný aðýrlayan Baþkan Erdoðan'a da Külliye'de aðýrladýðý için saldýrdýlar/saldýrýyorlar.
Hemen hepsinin aðzýnda da Bektaþi'nin ayetin sadece 'namaza yaklaþmayýn' kýsmýný almasý gibi, Kadir beyin konuþmasýndan sadece 'Yunan galip gelseydi.' kýsmýný alýp Yunan taraftarý olmakla suçladýlar/suçluyorlar.
Oysa Kadir Mýsýroðlu ta1969'da bu ülkede, Yunanýn çirkin yüzünü "Yunan Mezalimi" adý altýnda kitaplaþtýran ilk yazardýr.
Yunana karþý kitap yazarak tarafýný belli etmiþ bir insaný Yunan taraftarý göstermek için insanýn aklýný tatile göndermesi lazým.
Bazýlarý göndermiþ!
Peki, 'Yunan galip gelseydi.' demiþ mi? Niye dediðini yine açýn interneti kendi aðzýndan dinleyin.
CHP iktidarý yeni ulus yaratma projesiyle milletin inanç deðerlerini yasaklayýp halka baský yapmaya baþlayýnca, 'Yunan gelip gelseydi bunlarý yapmazdý, yapsa bile Yunan olduðu için onlarla mücadele edilirdi ama milletin deðerlerine savaþ açanlar yerli batýcýlar olduðu için mücadele edilemedi.' demek istiyor ve eleþtiriyor.
Bu eleþtirileri ifade özgürlüðü baðlamýnda deðerlendirmeyip ona sürekli hakaret edenler yine Atatürk muhalifi olup CHP döneminde hapsedilmiþ çýkar çýkmaz da ülkeyi terk etmiþ bir daha da geri dönmemiþ olan Nazým Hikmet'e toz kondurmuyorlar!
Nazým Hikmet'in Atatürk hakkýnda söylediklerini buraya yazsak 5816'ya takýlýrýz.
Evet, Nazým Hikmet de bir Atatürk muhalifidir ama onun bu yönünü görmeyip sanatýný öne çýkarmak ne kadar doðru ise Kadir Beyin de tarihçiliðini öne çýkarmak gerekmez mi?
Onlarca kitabý var piyasada.
Katýlmadýðýnýz görüþlerine karþý siz de yazarsýnýz cevap verirsiniz olur biter. Ama Yunan'a karþý kitap yazarak yayýn dünyasýnda mücadele baþlatmýþ bir insaný Yunan taraftarý göstermeye çalýþmak ilkesizliktir!
Eleþtirin yanlýþlarýný yazýn herkes istifade etsin. Ama þerefsiz diyerek Yunan Yanlýsý diyerek iftira atmayýn!
Ýkisi de muhalif olanlarýn birini baþ tacý edip ötekini karalamak da ilkesizliktir!
Ve de ideolojik!