Mustafa Sabri Beşer
Mustafa Sabri Beşer
Tüm Yazıları

Şeytan emekliye ayrılmaz...

Birileri ısrarla aile yapımız üzerinde oynamaya devam ediyor. Gelen bütün tepkilere, karşı çıkmalara ve yasal düzenlemelere aldırmadan kendi bildiklerini okumaya devam ediyorlar. Öyle anlaşılıyor ki devlet ve millet düşmanları hedefe aileyi koymaktan asla vazgeçmeyecekler.

Toplum ve aile hayatına ilk saldırı gençler üzerinden geldi ve gençlerimiz hızla deizm tuzağına çekildi. Bu saldırı öylesine etkili ki deist gençlerin sayısında hızlı bir artış yaşanıyor. Bu artış raporlara yansıdı, haberlere konu oldu. Her yerden deist gençlerle ilgili haberler bulup getiriyorlar. Anne babaların yüreği yaralı. Bu yüreği yaralı annelerden birisinin feryadını bu sütunlara taşımıştık daha önce.

Sonrasında aileye "Kadının beyanı esastır." diye garipten öte bir söylemle gelindi. "İstanbul Sözleşmesi" adıyla yasalaştırılan bu söylem ailenin temeline yönelik tahrip gücü öylesine yüksek bir etki gösterdi ki bir anda içinden çıkılmaz sorunlar ortaya çıktı. Güya kadına şiddeti ortadan kaldırma amaçlı olduğu söylenen sözleşme kısa süre içinde ailenin temeline konulmuş bir bombaya dönüştü. Neyse ki devlet aklı devreye girdi ve aile bütünlüğünü zedeleyen bu yasa durduruldu.

Aile ve toplum üzerine atılmış son etkili söylem ise "toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi" adını taşıyor.

Son zamanlarda bu söylem üzerinden öylesine çok argüman üretilir oldu ki... Bu argümanların en tehlikelisi hiç şüphesiz LGBT sapkınlığı. Bir anda bu sapkın topluluklar her taraftan ortaya çıkmaya başladı.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu sapkın gruplar çeşitli gösterilerle boy göstermeye başladı. Toplumun sağduyusunun devreye girmesiyle ve LGBT karşıtı gösterilerle bunun önü alınmaya çalışılıyor.

Ancak toplumun bütün tepkilerine rağmen yine de bu kavram üzerinden aile kurumu yıpratılmaya çalışılıyor.

Bunun son aktörü ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer. Soyer, belediyeye bağlı kurumlara 'Panel ve Benzeri Etkinliklerde Toplumsal Cinsiyet Dengesinin Gözetilmesi' konulu genelge gönderdi. Soyer, "Kurum olarak verdiğimiz her kararda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin süregelmesine neden olan yerleşik davranış kalıplarını aşmaya ve kadın dostu bir kent olan İzmir'e yakışır örnek uygulamalar geliştirmeye devam edeceğiz. Bu anlayış çerçevesinde, belediyemiz, bağlı kurumlarımız ve şirketlerimiz tarafından düzenlenen ve desteklenen tüm toplantı, panel ve konferanslarda uzman katılımcı ve konuşmacıların seçiminde toplumsal cinsiyet dengesini sağlamak üzere azami özen ve kararlılığın gösterilmesi konusunda gereğini rica ederim." dedi.

Burada "toplumsal cinsiyet" İfadesinin seçilmesinin rastgele olmadığını anlatmaya hacet yok.

Soyer'in zihniyeti aslında klasik CHP zihniyeti. Yani toplumun değerleriyle ters düşme, toplumun inançlarıyla zıtlaşma zihniyeti. CHP, kuruluşundan bu yana bunu başarıyla yapıyor. Görünen o ki Soyer de bu zihniyetin son temsilcisi.

Ancak şükürler olsun ki bu toplum sahipsiz değil. Gerek ilim insanları gerekse siyasetçiler topluma sahip çıkma konusunda gereken hassasiyeti gösteriyorlar.

Bu bağlamda Hayreddin Karaman Hocamızın keleme aldığı "Çifte cinsiyet veya üçüncü cins" başlıklı yazısı konu hakkında oldukça aydınlatıcı. Karaman Hoca yazısında "Yaratılıştan (biyolojik ve fizyolojik özellikleri itibariyle) kadın olan bir kimse ameliyatla erkek, erkek olan bir kimse de ameliyatla kadın olamıyor; yani bazı organlarını kestirip aldırsa ve bazı organlarında değişiklik yaptırsa da bütün fonksiyonları ve özellikleriyle cinsiyetini değiştiremiyor." ifadeleri ile konunun imkânsızını anlatıyor.

İlim adamlarımızın halkı bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarının yanı sıra siyasiler de konu üzerinde hassasiyetle durmaya çalışıyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İstanbul Sözleşmesi"ni feshetmesi bu konudaki en büyük adımdı.

Şimdi de MHP, cinsiyet değişikliğine karşı yasa teklifi hazırlıyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, tıbbi zorunluluk dışında cinsiyet değişikliğini yasaklayan kanun teklifi hazırladı. Teklifin önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulması bekleniyor.

İnşallah toplum olarak gerekli hassasiyeti göstererek aile üzerinde oynanmak istenen oyunlara geçit verilmeyecektir.