21 sene öncelerde halk kitlelerinin büyük raðbeti ile iktidara gelen AK Parti'nin en genç 'bakan'larýndan ve de, 'çocuk simâlý' olduðu için, ilk zamanlar kendisinden, sempatiyle 'bebecan' diye bahsedilen ve Erdoðan Hükûmetleri'nde 14 yýl Bakanlýklarda bulunan ve sonra da Erdoðan ve AK Parti'den kopup, ayrý bir siyasî parti kuran Ali Bey'den evvelki akþam gelen itiraf ilginçti. Ali Bey, HT kanalýnda katýldýðý canlý yayýnda, "Biz 6 partinin uyum içinde ülkeyi yönetebileceði güvenini halkýn çoðunluðuna veremedik. Maalesef o güveni oluþturamadýk. Yazýlý taahhüdlerimizin ortak dilini oluþturamadýk." diyordu, 'At, süvarisine göre kiþner..' sözünü hatýrlatýrcasýna.. Çünkü o ayrý bir yola düþtükten sonra KK. Bey'den etkilenmiþ gibiydi. Çünkü KK. Bey de, milletten oy alabilmek ümidiyle, 100 yýllýk partisinin nice yanlýþlarýný da meydanlarda sýklýkla anlatmaya baþlamýþ, halk kitlelerine, 'Sizi dinlemedik, sofralarýnýza oturup dertlerinizle hemdert olmadýk, sizin yaþayýþ tarzlarýnýza bile karýþtýk.. N. Hikmet'i, kim mahkûm etti? CHP!.. Sabahattin Ali'yi kim öldürttü? CHP!.' diye 'günah çýkarma' ameliyelerine aðýrlýk vermiþti.. Þimdi, ayný þekilde Ali Bey de kendilerini hesaba çekerken, insana bunun için, 'Herhalde KK Bey'den öðrenmiþ galiba..' dedirttiriyor insana..
Gerçi, bizim kültürümüzde 'nefs muhasebesi' yapmak, bir de övülmüþtür. Ama etrafýndan gelen ikazlara kulak kapayýp, 14 yýl yol arkadaþlýðý yaptýðý bir yeri terkeden birisinin halde göz göre göre yapýlan açýk hatalardan sonra, 'nefs muhasebesi' yapmak yerine, suçu veya yanlýþý, katýldýðý '6'lý Masa Ýttifaký'nýn lideri olan partiye atmasý, bir 'nefs muhasebesi' yerine geçer mi? Hâlbuki Ali Bey bunun yerine, 'AK Parti'nin baþarýlarýný, 'Tabiî baþarýlýydý, çünkü o zaman biz iþbaþýndaydýk..' þeklinde, sadece kendimize mal ediþimiz yanlýþtý.. Biz bir kadro olarak uyumlu çalýþýp baþarýlý olmuþtuk..' deseydi, tutarlý ve baþkalarýna da örnek teþkil edecek bir 'nefs muhasebesi' yapmýþ olurdu. Kezâ, -yýllarca ayný partinin ve Hükûmetinin içinde birlikte çalýþtýklarý- Ahmet Bey'le, yeni bir parti kurmakta anlaþamayýp sonra da halkýmýzýn CHP'ye asýrlýk bakýþý ortadayken, gidip KK Bey'in açtýðý þemsiye altýnda Ahmet Bey'le de uzlaþmamýzý halka anlatamadýk..' deseydi, düþündürücü ve ibretlik bir tavýr sergilemiþ olurdu..
Ali Bey bunun yerine, Mayýs ayýnda yapýlan genel seçimlere, KK Bey'in þemsiye altýnda m.vekili kazanmýþ olduðu için, Kemalist-laik cenah tarafýndan yapýlan suçlamalarýn ezikliði içinde, aslýnda halkýmýz tarafýndan hiçbir zaman tek baþýna getirilmemiþ olan CHP'yi kazandýrmak için ona destek verdiklerini, bunda bir yanlýþ olmadýðýný, vazifelerini yerine getirmeye çalýþmýþ bir kimse olarak huzur içinde olduklarýný, CHP listesinden seçime girip 13 m.vekili kazanmalarýnda eleþtirilecek bir þey olmadýðýný anlatmaya çalýþýrken; daha açýk bir beyanla, 'Siz hangi memlekette yaþýyorsunuz? CHP bu ülkede tek baþýna seçim kazanabilecek bir parti midir?' demesi doðru bir tesbit gibi görülse bile, kendi üzerine de, 'Ben böyleyimdir iþte; kendimi haklý göstermek için, herkesi harcayabilirim..' gibi bir yaftayý da kendi eliyle yapýþtýrýyordu.
Dahasý Ali Bey'in, CHP ile iþbirliðinin gerekçelerini ifade ederken, 'Dünyada otoriterleþen rejimlerin deðiþmesi için güç birliði gerekiyor. Bu güç birliði bazen baþarýlý, bazen baþarýsýz oluyor. Bazen de seçimi kazanýyor ama ülkeyi yönetmeyi beceremiyor. Biz tarihin doðru zamanýnda ve doðru yerde durduðumuza kesinlikle inanýyoruz.(...) Biz demokrasinin yanýndaki partiler olarak bir ittifak oluþturduk. Ortak bir zemin üzerinden ülkenin yeniden inþa projesiydi. Ama biz kendi seçmenimizin tamamýný CHP'ye oy vermeye ikna edemedik. (...)' gibi sözleri evet, ibretliktir. Oluþturduðu '6'lý Masa' ittifakýyla seçim kazanabilmek için girmedik renk ve eðilim býrakmayan KK Bey'in kendi partisi içinde bile nasýl bir tuhaf otoriterlik sergilediðini; Ali Bey'in seçim sonrasýnda Kemal Bey'in takýndýðý despotça tavrýn ve hangi ideolojik ve mezhebçi bir tasallut halinde olduðunu; hattâ Kemal Anadol gibi ömrü, CHP içinde en hýzlý ve frensiz kemalist-laik bir siyasetçi olarak geçmiþ birisinin bile, ekranlarda kendisini 'laik-Sünni olarak nitelemek ihtiyacýný hissetmesinden olsun, bir takým ipuçlarý elde etmesi beklenirdi. Ama o, hâlâ 14 yýl en üst sorumluluk mevkilerinde bulunduðu siyasî yapýyý ve onun liderini otoriter olmakla suçluyordu; týpký seçimler öncesinde Amerika, Ýngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda ve diðerlerine varýncaya kadar bütün emperial güç odaklarýnýn medyalarýnýn söz birliðiyle baþlattýklarý uluslararasý kampanyanýn aðzýyla ve hâlâ da, Tayyip Bey'i otoriter olmakla suçluyor. Eðer unuttuysa, Ali Bey'e Ýngiltere'nin ve kapitalist emperyalizm dünyasýnýn etkili haftalýk dergilerinden 'The Economist'in '6- 12 Mayýs 2023' tarihli sayýsýnýn kapaðýnda, bir köþede Türkiye Bayraðý, diðer köþede, 'ERDOGAN MUST GO!'(Erdoðan gitmeli!) baþlýklý temenni ve tavsiye cümlesi ve 'demokrasinin kurtarýlmasý ve seçimler'i konu edinen diðer iki küçük baþlýðý, sonra da ortada kocaman harflerle 'THE MOST IMPORTANT ELECTION OF 2023 (2023'ÜN EN ÖNEMLÝ SEÇÝMÝ' baþlýðý yer aldýðýný ve 'ERDOÐAN GÝTMELÝ!' þeklindeki emperyalist telkinleri hatýrlatalým.. Derginin içinde de, 'Biz, Kýlýçdaroðlu'nun C. Baþkaný olmasýný istiyoruz..' deniliyordu..
Ali Bey'in o zaman çýkýp da, 'Türkiye'yi kimin yöneteceðini siz deðil, halkýmýz belirleyecek!' tarzýnda þahsiyetli tavýr sergileyememiþ olmasýný da bu arada hatýrlamak gerek.. Ve bu konuda, Davutoðlu ve Karamollaoðlu da, Ali Bey'den daha tutarlý bir seviye sergileyebilmiþ deðillerdir. Bu bakýmdan burada Ali Bey için söylediklerimiz, onlar için de geçerlidir. O Davutoðlu ki, 'Benim ömrüm CHP zihniyetiyle mücadele içinde geçmiþtir..' demiþken; KK Bey'in, Ü. Özdað tarafýndan açýklanan ve 'MÝT Baþkanlýðý ve Üç Bakanlýk' sözünün verildiðine dair gizli protokol konusunda Kemal Bey'e telefon edip sormasý ve onun da 'Hayýr, böyle bir þey yok..' demesi ve 'Ben Kemal Bey'e inanýrým' deyiþinden 1 gün sonra ise, KK Bey'in 'yok' dediði gizli protokolün varlýðýný kabul etmesi karþýsýnda kandýrýldýðýna dair bir ifade kullanamamýþ olmasý da, bu zatlarýn bizim camiamýzdan nerelere savrulduklarýný göstermesi açýsýndan ibretliktik bir durumdur.
Bütün bu durumlar Kemal Bey'in, '6'lý Masa'daki müttefiklerinin nasýl da kullanýlmaya ve güdülmeye müsaid olduklarýný fark ettiðini göstermektedir. Ve bu kiþiler partilerini, meðer sýrf Erdoðan'ý yýpratmak hedefine göre kurgulamýþlar..