Siyasi paranoya ve karþý devrim safsatasý

Ayasofya’nýn müzeye çevrilmesi kararýnýn iptal edilmesi ve yeniden camiye rücu etmesine yönelik olumsuz tepkilerin bazýlarý tam anlamýyla siyasi paranoyaya dönüþtü.

Cami kararýna çok farklý gerekçelerle eleþtiri getirenler var, ama bazýlarý iþi daha dramatik siyasi yorumlarla ifade ediyorlar.

Kimisine göre bu karar karþý devrime uzanan bir yol açýyor.

Kimisine göre rejim deðiþikliðinin habercisi…

Kimisi ise meseleyi siyasi popülizmle ele alarak seçimlere, siyasi ranta, muhalefet bloðunun bölünmesine yönelik bir hamle olarak görüyor.

Hatta halifelik tartýþmalarýyla meseleyi eksen deðiþikliðine kadar götüren radikal yorumlar da var.

Hükümetin attýðý her adýmýn siyasi sonucu olabilir. Yaptýðýnýz köprünün de, daðýttýnýz sosyal yardýmýn da, yaptýðýnýz veya yapmadýðýnýz iþlerin de halk nezdinde bir siyasi algýsý ve dolayýsýyla siyasi bir sonucu vardýr. Ancak bu durum, atýlan her adýmýn siyasi sonuç beklentisiyle, seçimle, siyasi fayda ile açýklanacaðý anlamýna gelmez.

AK Parti kurulduðu gün baþlayan psikolojik harekât gizli gündem, takiyye, Ýranlaþma, mahalle baskýsý, otoriterleþme gibi söylemleri kullandý. Zaman içinde hem AK Parti’nin nasýl bir siyasi vizyona ve efkâra sahip olduðu daha iyi anlaþýldý, hem de bu tür tezviratlarý yapan vesayet odaklarýnýn amaçlarý daha iyi görüldü.

19 yýldýr siyasi hayatta olan ve 18 yýldýr ülkeyi yöneten bir partiyle ilgili hala gizli gündem yakýþtýrmalarýnda bulunmak abesle iþtigaldir.

Ayasofya meselesi bir eksen kaymasý deðil, gerçek eksene oturma anlamý taþýr.

Türkiye bugün üç kýtada bölgesel bir güç olarak varlýk gösterdiði gibi; NATO, AB, Ýslam Dünyasý, Rusya ve Asya ekseni olmak üzere çok boyutlu bir diplomatik etkinliðe sahip.

Ayasofya üzerinden karþý devrim veya rejim deðiþikliði söylemlerinde bulunmak klasik derin devlet refleksi sergilemekten baþka bir anlam taþýmaz.

Tabular, korkular, önyargýlar artýk yerini özgüvene býrakmalý…

‘Yabancýlar ne der’ korkusuyla titreyen bir zihniyetin yerli, milli ve baðýmsýz bir siyasi duruþa sahip olmasý mümkün deðildir.

‘Aman ha, bunun hesabýný sorarlar’ korkusuyla kimyasý bozulanlarýn müstakil ve þahsiyetli bir uluslararasý konuma ulaþmasý mümkün olamaz.

AK Parti iktidarýnýn bu tür adýmlarýný eksen kaymasý veya rejim deðiþikliði olarak görerek korku pompalayanlarýn halkýn duygu dünyasýyla barýþmasý imkân dâhilinde deðildir.

Eðer bu adýmýn sistem ve rejimin mahiyetine yönelik bir anlamý olsa siyasi partiler meseleyi bu þekilde algýlamazlar ve sessiz kalmazlardý. Yapýlan anketlere göre CHP’lilerin bile önemli bir kýsmý bu adýmý olumlu görüyor.

Ayasofya kararý en basit þekliyle Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesinin yerine getirilmesidir. Vakýf senetleri ve vakýf amaçlarý hukuki baðlayýcýlýðýnýn yanýnda manevi deðeri olan, baþkalarýna tasarruf hakký býrakmayan konulardýr.

Sorun bunlara uygun hareket etmek deðil, bunlarý deðiþtirerek vakýf mirasýný gözardý etmektir.

Çok iyi bilinen Fatih Vakfiyesinde þu ifade çok önemlidir ve sadece bu sebeple hükümetin adým atmasý hukuki ve manevi gerekliliktir:”

Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen batýl gerekçelerle, bu vakfýn þartlarýndan birini deðiþtirirse veya kanun ve kurallarýndan birini taðyir ederse, vakfýn tebdili ve iptali için gayret gösterirse, vakfýn ortadan kalkmasýna veya maksadýndan ve gayesinden baþka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfýn temel hayýr müesseselerinden birinin yerine baþka bir kurum ikame eylemek (temel müesseselerden birinden taviz vermek) ve vakfý bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapýlacak deðiþiklik veya itirazlara yardýmcý olur yahut yol gösterirse veya þer’i þerife aykýrý olarak vakýfta tasarruf etmeye azm eylerse, mesela þeriata ve vakfiyeye aykýrý ferman, berat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakký resmi yahut takrir hakký resmi ve benzeri bir þey taleb ederse, kýsaca batýl tasarruflardan birini iþler yahut bu tür tasarruflarý tamamen geçersiz olan yazýlý kayýtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksýz iþlemlerini yalanlar yumaðý olan hesaplarýna ilhak ederse, açýkça büyük bir haram iþlemiþ olur, günahý gerektiren bir fiili irtikab eylemiþ olur. Allah'ýn, meleklerin ve bütün insanlarýn laneti üzerlerine olsun. Ebediyyen cehennemde kalsýnlar, onlarýn azaplarý asla hafifletilmesin ve onlara ebediyyen merhamet olunmasýn. Kim bunlarý duyup gördükten sonra deðiþtirirse vebali ve günahý bunu deðiþtirenlerin üzerine olsun. Hiç þüphe yok ki, Allah her þeyi iþitir ve her þeyi bilir.”