Prof.Dr. Ebubekir Sofuoðlu’nun, yaptýðý tespit bize bir kez daha çok net bir þey gösterdi.. Bazý adamlar, kendi fanuslarý içinde sýkýþýp kalmýþ, dýþarýdan bîhaber yaþamaya devam ediyor. “Ne çýkýyorsa bu Ýmam Hatiplerden çýkýyor” diyen Kemalist de, “Üniversite dediðiniz þey bulunduðu yöreyi kalkýndýrmaz etrafý fuhuþ yuvasý olmuþ” diyen Ýslamcý da ayný dar pencereden bakýyor.. Ýkisinin ortasý yok.. Bu tip adamlar etraflarýnda sürekli benzer fikirleri onaylayan eden kiþiler olduðundan, sözün þehvetine kapýlýp sözlerini bir panelde ya da televizyon programýnda da tekrarlamakta da sakýnca görmüyorlar.. Fanus önemli..
Þimdi Sayýn Sofuoðlu ve onun haksýzlýða uðradýðýna inan bir kitle, “..Demeyin Allah aþkýna þöyle þeyler…” dediðimiz için lince baþladý.. Ekip çok tanýdýk.. Israrla diyorlar ki; “… Hoca’nýn ne dediðini dinlemeden eleþtiriyorsunuz..” Peki gelin bakalým ne demiþ;
Ebubekir Sofuoðlu: Üniversite þehirleri geliþtiriyormuþ da, falan da filan da... Yalan! Böyle bir þey yok. Üniversitelerin þehirleri geliþtirdiðinin göstergesi ne olur? Laboratuvarlar artar. Kütüphaneler artar. Araþtýrma merkezleri, efendim araþtýrma enstitüleri artar. Gidin bakýn üniversitelere. Bütün Türkiye'de üniversitelerin yerleþtiði yerler Niþantaþý'na döndü. Serdivan-Sakarya gelsin baksýnlar.
Hüsamettin Aslan: Hocam üniversitelerin o yapýlarýn geliþmesinde filan ama o kadar...
Ebubekir Sofuoðlu Yapýlar ama... Sayýn Cumhurbaþkanýmýz da vurguladý. Neredeyse fuhuþ evleri. Hüsamettin Aslan: Yok Hocam yapmayýn...
Ebubekir Sofuoðlu Tabi caným, gördüðüm var.
Ebubekir Sofuoðlu Gördüðüm var, gördüðüm var.
Ben tabi “Hoca”nýn (kendi tabiriyle) bir “Fuhuþ Evi”ni, nasýl ve hangi þartlarda gördüðünü bilmiyorum.. 46 yaþýndayým. Ben daha görmedim.
Hoca’nýn yapmasý gereken þey çok basit aslýnda.. Neyi eleþtirdiðini çok çok iyi anlýyor ve buna önemli ölçüde destek de veriyorum. Ama Bunu ifade etmeyi beceremediðini de kendisinin kabul etmesi lazým..
Ýþin “Fuhuþ Evi” tarafýný bir kenara býrakýyorum. Ama üniversitelerin bulunduklarý çevreye kalkýnma ve geliþme saðlamadýðý tespitinin rasyonel bir veriye dayanmadýðýný söyleyebilirim.. ‘Hoca’nýn iþkembe-i kübradan yaptýðý ‘tespit’e karþýlýk Sakarya Üniversitesi rektörlüðünden gelen açýklamada aynen þöyle deniyor: “… Sakarya Üniversitesi; baþta siber güvenlik, enerji depolama, savunma sanayi malzemeleri, elektrikli araçlar, Ortadoðu çalýþmalarý, Ýslam ekonomisi ve finansý, Osmanlý araþtýrmalarý olmak üzere, birçok araþtýrma ve ortaya koyduðu ürünle ülkemize hizmet eden saygýn bir eðitim kurumudur. Öðrencilerimiz de yaptýklarý etkinliklerle Sakarya’nýn sosyal ve kültürel ortamýna önemli derecede katkýda bulunmaktadýr. Þehir de öðrencilerimize azami derecede destek vermektedir….” Yani bizim iki gündür tartýþtýðýmýz ‘fuhuþ evi’ meselesini haydi bir yere kadar çözsek de, üniversitelerin bulunduklarý kentlere katký saðlamaktan uzak olduklarý iddiasý kelimenin tam anlamýyla yanlýþ..
Bir de bu ýsrar nedir Allah aþkýna.. Dreyfus göndermeleri falan.. Ya hu dil bu. Bazen çok iyi niyetle baþladýðýmýz konuþmanýn içinde aðzýmýzdan kaçan bir söz, bütün sunumu berbat edebiliyor. Geri al, düzelt kardeþim.. “Ben size gününüzü göstereceðim” türü bir meydan okumaya ne gerek var.. Bakýn þimdi hoca kendisine destek veren bir Hanýmefendi için, “… cesur bir Anadolu- Osmanlý kadýný…” demiþ.. Peki sözünüzden alýnganlýk gösteren, kýzý üniversitede okuyan kadýnlar “ne kadýný?” bu mantýða göre…
Son söz.. Ýstediðiniz sözü istediðiniz þekilde söyleyin.. Sizi tutan yok. Fakat sözünüze aðýrlýk katmak için baþýna Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ismini iliþtirmekten vazgeçin artýk.. Ne zaman iyi bir þey olsa.. Sevincimizi yaþayamadan saçmalýk deryasýnýn içine düþüyoruz.. Bir kaç böyle isim var. Herkesin çok çok iyi bildiði.. Erdoðan’ý zor duruma sokacak bir þey mutlaka yumurtluyorlar ve bunu da hepimizin zaaflarýný kullanarak yapýyorlar.. Sanki onlara itiraz ettiðimizde (hâþâ huzurdan) ayetleri reddetmiþiz algýsý oluþturup linç ettiriyorlar. Bir salýn bizi n’olursunuz ya..