Kemal Beyle başladık, şimdilik Muhterem Abdullah Gül'le noktalı virgül'ü koyduk.
Neymiş ef'em? Ne buyurmaktalarmış?
HDP Kapatılamazmış.
Neden?
Demokrasiye aykırıymış!
Peki HDP'nin söylemleri, PKK'yla arasına mesafe koymayı kabul etmemesi; Partililerin "tatillerini" Kandil'de geçirmeleri, Apo'yu bir tür ilah gibi görmeleri, onun kurduğu uyuşturucu kaçakçılığı yapan ve adam, kadın, çocuk ayırımı yapmaksızın önüne geleni öldüren örgütü özgürlük anıtı olarak sunmaları demokrasi gereği mi?
Maro Puzo'nun yazdığı, the Godfather adlı, bizdeyse Baba olarak bilinen kitabın kahramanı Don Corleone, "kimse bizim de bir patronumuz olabileceğini düşünmez; aklına dahi getirmez. Halbuki iş adamlarıyla devlet el ele vermiş bizi sadece denetlemiyor yönetiyor da" derken aslında bu gün dünyanın dizginlerini elinde tutan gücü açıklar. Bu güce karşı çıkan her kimse, ona karşı anında savaş açılır. ABD'nin yeni Başkanı Joe Biden bu gücün, günümüzdeki patronudur. Daha seçilmeden, dış politikadaki hedefinin Tayyip Erdoğan olduğunu, onu iktidardan indireceğini ve bunu Türkiye'deki müttefikleriyle el ele vererek başaracağını söyledi.
Beyninin bir bölümünü ameliyat masalarında bırakan muhterem, Türkiye'yi Güney Amerika'daki muz cumhuriyetlerinden biri sanıyor galiba. Cart curt edince Erdoğan'ın tası tarağı toplayıp gideceği kanısında. Ancak böyle olmayacağını anlamaya başlamıştır herhalde.
Uzun lafın kısası HDP, PKK'nın siyasi uzantısıdır. Bunca zaman ülkenin partisi palavrasının arkasına sığınan HDP'nin, Gazi Meclisi kirletmekten öte hiç bir işlevi yoktur. Bunu çok iyi bilen Kılıçdaroğlu Kemal Bey, Y-CHP kurmayları ve şakşakçıları, Millet İttifakı darmadağın olacak, Cumhur İttifak'ı 2023 seçimlerini gene kazanacak diye tarifsiz keder ve telaş içinde.
Ha unutmadan ABD ve AB'den gelen tepkilere fazla kızmamak gerek. Türkiye'yi dize getirmek için kurup üzerimize saldıkları bu canavarın siyasi uzantısının, mabadına yediği tekmeyle saha dışına atılmasının hezeyanlarıdır bunlar; başka bir şey değil!!