‘Sunnî'ler içinden çýkan en aykýrý tipler bile ‘baþkan' olabilirken; ‘Alevî'lerden?…

CHP lideri Kýlýçdaroðlu'nun, bir sene sonra yapýlacak olan Baþkanlýk seçimlerinde namzed olup olmayacaðý etrafýnda aylardýr yapýlan yorumlar, bir takým sonuçlara varýlmasý veya varýlmamasý temennilerinin güçlendirilmesi için, özel bir alana kaydýrýlmýþ bulunuyor ve son günlerde onun 'Dersim'li bir alevî' olduðu tartýþmasý üzerine oturtulmuþ gözüküyor.

Muhalefet'teki '6-7'li masa'dan ise, bir türlü, bir sene sonraki seçimde kimin aday olacaðýna dair bir karar deðil, müzakere bile yapýlmamýþ olmasý, Kýlýçdaroðlu'nun uykularýný kaçýrýyor. Bu yüzdendir ki, 'Millet Ýttifaký' denilen '7 yamalý bohça'nýn bir an önce karar vermesi ve tasarladýðý Baþkanlýk adaylýðýný karambole getirmek için, Kasým- 2022'de bir baskýn seçim yapýlabileceðini ileri sürüyor. Kasým ayýna ise, sadece 4,5 ay kalmýþ bulunuyor ki, pratik açýdan bile neredeyse imkânsýz..

Bu duruma göre, Kýlýçdaroðlu'nun 'Kasým'da seçim olacak..' iddiasýný sürdürmesi, isminin, alevî oluþu etrafýndaki tartýþmalarla daha da fazla yýpranacaðý endiþesinden de kaynaklanýyor olmalý.. Üstelik, bu tartýþmayý iktidar tarafý deðil, kemalist-laik-sol cenah ile, ÝP tarafý gündeme getiriyor..

*

Tayyib Bey ise, Kýlýçdaroðlu'na, 'Adaysan, adaylýðýný; deðilsen, adayýnýn kim olduðunu açýkla..' diye psikolojik baskýsýný artýrýyor ve 'seçimin Kasým-2022'de olmayacaðýný' kesin olarak tekrarlýyor.

Yani, ondan sonra da, zaten kýþ þartlarý devreye gireceðinden, en erken, Nisan -Mayýs 2023'den öncesi bir seçim ihtimal dýþý.. Ve seçim için ilan olunan Haziran-2023 tarihinin deðiþmesi, fevkalâde durumlar dýþýnda, muhal gibi gözüküyor..

*

Ve burada üzerinde bilhassa durulmasý gereken konu her halde þudur ki, Ýyi Parti içinde dile getirilen kaygýlar hariç, laik-kemalist ve Sol kesimlerin Kýlýçdaroðlu'nun alevîliðini hatýrlatarak adaylýðýna karþý çýkmalarý, onlarýn alevîlere karþý olduklarýný deðil; ülke nüfusunun en azýnda beþte dördünün alevîolmayýþýndan dolayý, alevî bir kimsenin seçimde beklenen neticeyi alamýyacaðý gerekçesine dayanýyor olmalý..

Anlaþýlýyor ki, Cumhur Ýttifaký, yani iktidar tarafý ise, Kýlýçdaroðlu'nun tutarsýzlýklarý ve her gün bir ayrý görüþ açýklamasýndan dolayý kendileri için müsaid bir rakib olacaðý kanaatindeler. Ayrýca, onun alevî olmasýný tartýþma zeminine getirmenin ülke içi sosyal huzur ve barýþ açýsýndan doðru olmayacaðýný düþünüyorlar.. Bu, doðru bir yaklaþým.. Üstelik sunnî Müslümanlar içinden çýkan nice ateistler C. Baþkaný olabilirken, þiî veya alevîler içinden birisi de niye olmasýn?

Ancaak, sosyal bünyede geniþ halk kesimleri arasýnda meselenin bu kadar sâde geçiþtirilemiyeceði de düþünülmelidir. Çünkü, Kýlýçdaroðlu'nun, zihninin bir yerinde, Dersim acýlarýnýn olmadýðý , olamýyacaðý, zayýf bir ihtimal olsa gerek.. Evet, niyet okumak yanlýþtýr, ama, o da, duvar deðil, insan..

Ve o, sadece 'alevî' deðil, 'Dersimli bir alevî'..

Çünkü, Dersim Ýsyaný, 1937 yýlýnda, bir karakolda 17 askerin öldürülmesi üzerine, M. Kemal tarafýndan, 'tenkil' emri verilerek baþlatýlan bir kanlý imhâ hareketiyle noktalanmýþtý. Hattâ, onun evladlýðý olarak da nitelenen Sabiha Gökçen'i, 'Türkiye'nin ilk kadýn savaþ pilotu' olarak bizzat vazifelendirilerek Dersim'in bombardýmanýna gönderildiði ve onun o vazifeyi nasýl bir zevkle ifa ettiði hâtýralarýndan okunabilir.

1 yýl kadar süren isyaný sýrasýnda devlet eliyle sivil vatandaþlardan kadýn, çocuk ve savunmasýz erkeklerden 14 bin küsur kiþinin öldürüldüðünü Tayyib Bey 10 yýl öncelerde devletin elindeki resmî rakamlara göre açýklamýþtý. Ki, o isyan hareketinin lideri olan Seyyid Rýzâ ve oðlu baþta olmak üzere yüzlerce insan da idâm edilmiþlerdi. (1937'de, Emniyet Umûm Md. Muavini olan ve M. Kemal'in güvenilir adamý olarak Dersim'e gönderilen ve idâmlarý gerçekleþtiren eski Dýþiþleri Bakanlarýndan Ýhsan Sabri Çaðlayangil'le 1985'lerde Kýlýçdaroðlu'nun yaptýðý röportajda yer alanlar bile, vicdaný olan her insaný da sarsar..) Ki, Seyyid Rýzâ'nýn idâm edilebilmesi için, yaþý, bir gece yarýsý mahkemesinde küçültülerek; oðlunun yaþý ise, büyütülüyor ve idam ediliyorlar. Seyyid Rýzâ'nýn idâm edilirken, 'Biz evlâd-ý Huseynik, vallah mazlûmâne giderük..' dediðini de Çaðlayangil'den nakleden yine Kýlýçdaroðlu'dur. Dahasý, o neticeyi bizzat görmek için El'Aziz'e gelen M. Kemal'in, neticeden emin olmasý için, Çaðlayangil'in onlarýn idâm sehpasýndaki fotoðraflarýný M. Kemal'e gösterdiðini de yine o nakleder..) Cesedleri ise, belirli bir mezara bile konulmayýp yakýlarak, külleri de rüzgâra savrulmuþtur. Ve, þimdi Dersim'de Seyyid Rýzâ'nýn kocaman bir heykeli vardýr..

Kýlýçdaroðlu, o isyanýn tam ortasýnda olan bir ailenin çocuðu.. Kendisi her ne kadar o isyanýn bastýrýlmasýndan 12-13 sene kadar sonra dünyaya gelmiþ olsa da, ailesinden o acýla facianýn ve o kanlý imha hareketinin hatýralarýný dinlemiþ ve gözyaþý dökmüþ olabilir.

Yazýk ki, Dersim (Tunceli) ile ülkenin diðer kesimleri arasýndaki halk kesimleri arasýnda arzu edilir bir kardeþlik havasý henüz de oluþturulabilmiþ deðildir. Bu yüzden, özellikle kemalist- laik- ve sol kesim tarafýndan ve onun Alevîliðine karþý çýkmak için deðil, alevî birisinin seçilmesinin neredeyse imkânsýz olacaðý üzerinde durulduðu anlaþýlýyor. Bunun doðru olup olmadýðý, seçimle test edilecektir.

*

Bu vesileyle, sunnîlik, þiîlik ve alevîlik ýstýlahlarý üzerinde de, konunun doðru anlaþýlmasý için, gelecek yazýda kýsaca duralým, inþaallah..

*