Bazýlarý, 2. Abdulhamîd'in iktidardan uzaklaþtýrýlmasýyla, Erdoðan'ýn iktidardan uzaklaþtýrýlmasý çabalarý arasýnda birçok benzerlikler bulduklarýný söyleyince, bir siyasetçi, 'Bu benzetmenin tarihi çarpýtmak ve kara propaganda olduðunu' söyledi geçenlerde.
Halbuki, Abdulhamîd'i devirenlerle bugünküler arasýnda benzerlik olduðunu o kendi içinde de kabul ediyor olmalý ki, vicdanýnýn isyanýný bastýrmak için, 'tarihi çarpýtmak' ve 'kara propaganda' suçlamasý yapýyor. 120 yýl öncekiler de, dizginlerini perde gerisindeki karanlýk ve emperial güç odaklarýnýn eline kaptýrmýþlardý. Ve 2. Abdulhamîd'in saf dýþý ediliþi baþarýya ulaþýnca papazlar ve hahamlarla bazý hocalar, Ýstanbul caddelerinde kol kola, Ermeni, Rum ve Bulgar ve diðer Makedonya komitacýlarýyla birlikte, kavuþtuklarý 'yýkým hürriyeti'ni kutluyorlardý. Ama, birkaç ay sonra herkesin maskelerini atýp gerçek kimliklerini ortaya koyup, hedeflerini gerçekleþtirmeye koyulduklarýnda; bazý safdiller þapa oturtulduklarýný anlamýþlardý.
Evet, özellikle de bir zamanlar deðer verdiðimiz bir isim hakkýnda böyle yazmak istemezdik herhalde; ama, o da büyük kitlelere verdiði sözü unutup, iktidar hýrsýyla ideolojik açýdan çok uzaklara düþerek, eski muhibbânýný dilhûn eylemedi mi?
*
Belki þimdi anlatýlacak olanlar da tarihi çarpýtmak olarak deðerlendirilmez.
Birinci Dünya Savaþý boyunca giderek artan açlýk ve sefalet, Rusya'da komünist hareketleri daha bir güçlendiriyordu. Esasen, 1905'de Japonya ordusunun, gemilerle gelip Rusya topraðýnda, Rusya'yý aðýr bir yenilgiye uðratmasýnýn sonucu meydana gelen sosyo-psikolojik depremler karþýsýnda iktidarýn ayakta kalmasý daha bir zorlaþmýþtý.
Komünist gruplar deðiþik partiler halindeydi. Bu partilerin en ilginci, baþýnda Lenin'in bulunduðu 'Bolþevik' Partisi idi. 'Bolþevik' kelimesi, Rusçada 'ekseriyet/ çoðunluk' mânasýna geliyordu, Gerçi, o, marksist partilerin en küçüðüydü ve üye sayýsý 10 bin civarýndaydý. Ama, kendi ilkelerine sýmsýký baðlýydý.
Bolþevik Partisi'nin dýþýndaki marksist partiler ise, Çarlýk rejimini devirmenin heyecaný içinde, ilk hedef konusunda ittifak etmiþlerdi. 'Menþevik'(eqalliyet/azýnlýk) olarak isimlendirilen bu ittifakýn baþýný Alexander Kerensky çekiyordu.
Ve 300 yýllýk Romanoff Hanedâný'nýn elindeki Çarlýk Rusyasý Ýmparatorluðu sonunda devrildi ve Kerensky liderliðindeki Menþevik'ler yönetime el koydular.
Ama, Lenin, onlarýn iktidarý ele geçirmek hedefi uðrunda kendi ilkelerinden vazgeçtiklerinden, iç çeliþkilere düþeceklerini; menfaat bir araya gelenlerin, paylaþýmda birbirlerine düþeceklerini düþünüyor ve 'Ýki seneye varmaz, birbirlerine düþer.' diyordu.
Ama, Menþevik Hükûmet, 6 ayda darmadaðýn oluyor ve Lenin'in 'Bolþevik Partisi' yönetime el koyuyordu. Lenin, 'Sosyal arenadan iktidara o kadar süratli geçtik ki, baþým dönüyor!' diyecekti.
*
Tarih, geçmiþte olanlarýn hikayesini masal gibi dinlemek için deðil, geleceðe tecrübeli bir adým atmak için okunmasý gereken bir hazinedir.
*
Ýyisi mi, bir masal anlatalým...
6-7 kurbaða ve bir kütük
Bir nehirde, bir takým yere takýlýp kalmýþ bir kütük varmýþ.
Bu kütüðün üstüne çýkan 6 kurbaða, hem güneþleyip etrafý temaþa etmekte, avlarýný gözetlemektelermiþ; bir býkkýnlýk ve can sýkýntýsý içinde.
Bu 'kurbaða kabilesi'nin en büyük ve yaþlý sözcüsü olan 'Kral Kurbaða' kendi kabilesinin Denizler Kralý unvanlý eski reisin, köpek balýklarýnýn önüne nasýl atýldýðýný ve kendisinin onun yerine, hazýrlýksýz olarak nasýl getiri verildiðinin maceralarýný bildiðinden, ve de iktidarsýzlýk bunalýmýna giren 'kabile'sine yeni bir heyecan vermek için, 'kabilemizin ilk reislerinden mirâs aldýðýmýz ilkelerden bir adým bile geri adým atmadan yola devam edeceðiz ve baþaramazsam, bu kabile reisliðini derhal býrakýrým' þeklinde konuþmuþ, ama, yine baþarýlý olamamýþ ve lâkin reisliði terk edeceðine dair sözünü yerine getirememiþ. Çünkü, çevredeki leþ kargalarýnýn, kendi cesedini de nasýl yiyeceklerini tahmin ediyormuþ.
*
Derken, (Kral Kurbaða) bir gün çareler düþünürken, hatiften, 'Dün dünle birlikte geçti-gitti, bugün yeni þeyler söylemek gerek, cancaðýzým.' diye bir ses duymuþ ve hemen bir sevgi pýtýrcýðýna dönüþüp, krallýðýnýn geçmiþteki hatalarýnýn sadece birisinden zarar görenlerle helâlleþmek lafýný edivermiþ. Ve bu sözler bazý safdil kurbaðalarý tuzaðýna çekmeye yetmiþ.
*
Derken. Kütük hareket etmeye baþlamýþ.
Kral Kurbaða bu durumu hayra yormuþ, 'Görülmüþ þey deðildir, hareket eden bir kütükle ilerliyoruz. Bize ne mutlu.' demiþ. Ve diðerleri de görüþlerini açýklamak için sýraya girmiþler:
-'Hikmetli kralýmýz! Kütük hareket etmiyor, onu nehir sürüklüyor.'
-'Hayýr, hem nehir hareket ediyor, hem kütük.'
-'Aslýnda, hareket eden kütük deðil, bizim zihin dünyamýz.'
- 'Yahu arkadaþlar, hareket eden bir þey yok; bir rüya görüyoruz.'
- Hem nehir hareket ediyor, hem kütük, hem de düþüncelerimiz.' demiþ en stratejik düþüneni.
Kýsaca (KK) dedikleri Kral Kurbaða ise, bu açýklamalarý 'demokrasinin nimeti' olarak selâmlamýþ. Diðer kurbaðalar da onun gibi beþüþ bir çehreyle, Krallarýný alkýþlamýþlar, birlikteliklerini kutsamýþlar.
*
Bir de Yedinci Kurbaða varmýþ ki, o kütüðe binmeksizin, kütüðün açtýðý yoldan, emniyet içinde arkadan gidiyor ve 'Merak etmeyin, ben kütüðe binmesem de, ayný yere gideceðiz, niyet farklýlýðý, yol farklýlýðýný gerektirmez. Siz bir yere tosladýðýnýzda ben yine suda olacaðým ve yaralananlarýn pansumanýný yapacak ve ölenlerinize de çelenkler sunacaðým.' diyormuþ.
*
Masal bu ya...
*