Çok kritik bir tablo ile karþý karþýya dünya. Bir büyük küresel kriz. Krizin adý pandemi ya da koronavirüs deðil. Apaçýk ve düpedüz Tedarik savaþlarý.
Þöyle düþünelim. Bu virüs ilk olarak Çin’de görüldü, deðil mi? Peki ne zaman? Yani ilk virüsün tespit ediliði tarihi biliyor muyuz? 2019 Aralýk mý, kasým mý?.. Çin ne zaman dediyse o zaman. Bunu kabul etmek zorundayýz. Konuya çalýþan uzmanlara göre Çin bu salgýný dünyadan en az iki ay sakladý. Bu iki aylýk sürede Çin, ne kadar medikal ürün ithalatý yaptý biliyor muyuz? Bunu ölçmek zor. Zira dünyanýn dört bir yanýndaki her çinli toplayabileceði kadar medikal ürün topladý. Maske ve eldiven bunlarýn en basiti. Yoðun bakým ve palyatif ünitelerinde kullanýlacak bütün ekipmanlarý kastediyorum. Kendini en hazýr hissettiði anda duyurdu. Tedarik zincirini saðlama aldýktan sonra yani. Okuyorsunuz deðil mi; ABD ile Almanya arasýnda artýk neredeyse korsanlýða varan engellemeleri. Hatta eyalet sisteminin ABD’de nasýl iflas ettiðini gördük deðil mi? Eyaletler merkezle düþman haline geldi. Bu kavganýn ana aksýnda da tedarik zinciri meselesi var.. Bölgesel yönetimler açýsýndan, Ýtalya ve Ýspanya da farklý deðil. Çöktü ..
Bu tarz küresel krizlerde devletlerin en büyük sermayesi tedarik zincileridir. Ve bu zincirin kopmamasý doðru planlamaya baðlý..
Planlama merkezden kontrollü olarak yapýlýrsa süreç etkin þekilde iþler.
Türkiye’de saðlýk ve gýda tedarik zinciri ve planlamasý Ankara tarafýndan yapýlýr ve bu sürecin baþarýsýna etki eden önemli faktörlerden biri de bu koordinasyondur.
Elbette bunun yanýnda insan kaynaðý planlamasý da çok doðru bir þekilde rotasyon edilmeli ki saðlýk tesisleri etkili hizmet verebilsin..
Þunu söylemek istiyorum. Bir takým iyi niyetle kurulmuþ platformlar var. Ve ihtiyaç duyulan malzemeler için ara tedarik istasyonu görevi görüyorlar. Misal bir hastanenin baþhekimi o platforma mesaj býrakýyor; “maske ihtiyacýmýz var” diye. O hastaneye kýyamet gibi maske yaðýyor. Yandaki hastaneye gitmesi gereken maske de oraya gidiyor anlayacaðýnýz. Bugünlerde Netflix’de popüler olan bir film var, The Platform.. 250 katlýk sistemde en üstten en alta gelene kadar yemek kalmamasý üzerine insanlarýn birbirini yediði, doðru sistem kurulana kadar da vahþetin devam ettiði bir laboratuvar.. Eðer herkes doyacaðý kadar ve en sevdiði yemeði yese hiç sorun çýkmayacaðýný anlýyoruz filmin sonunda. Tedarik zinciri de biraz böyle. Býrakýn bu planlama tek merkezden yapýlsýn. Doðru yere ihtiyaç kadar ürün gitsin.. Kahramanlýk yapayým derken sistemi bozmayýn..