Tezkereye ‘hayır' demek terörü desteklemektir!

Milletvekilleri yasama faaliyetinde her türlü aykırı düşünceyi rahatça ifade edebilsin diye dokunulmazlık hakkına sahiptirler.

İşte bunun için milletvekilinin sahip olduğu dokunulmazlık, kürsü dokunulmazlığıdır, yani en aykırı düşünceyi bile ifade etme hakkıdır.

Ancak bu hak milletvekiline suç işleme hakkı vermez.

Bununla birlikte bir suç işlediği zaman yargı parlamentodan izin almadan işlem yapamaz.

Dosyasını parlamentoya gönderir, yargı yolunun açılması için dokunulmazlık zırhının kaldırılmasını ister. İşte bu isteme işleminin adı fezleke oluyor.

Parlamento ilgili vekilin dokunulmazlığını kaldırırsa o vekil yargılanır, ceza da alabilir beraat da edebilir.

Yani dokunulmazlığın kaldırılması milletvekilliğinin düşmesi anlamına gelmez.

Yargı yolunu açar.

Eğer vekilliğin düşmesini gerektiren bir ceza alırsa işte o zaman vekillik düşebilir.

Şu anda mecliste 1300 civarında fezleke vardır. Fezlekelerin dönem sonuna bırakılması da bir teamüldür ve de isabetli bir uygulamadır.

Gara'da 13 şehidimizin infazından sonra HDP'nin terör örgütüne verdiği destek bir taraftan toplumda hassasiyet patlamasına sebep olmuş, diğer tarafta dokunulmazlık zırhının istismarı terörle mücadelede güvenlik güçlerinin de yargının da olumsuz etkilenmesine yol açmıştır.

13 şehidimizin infazını bile devlete yüklemeye çalışan HDP'li vekiller, terör örgütüne desteğin de ötesinde aklamaya çalışmakta ve dokunulmazlık hakkını istismar etmektedir.

Şimdi bu konu tartışılmaktadır. Teröre destek verdiği gerekçesiyle haklarında fezleke hazırlanan HDP milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılsın mı kaldırılmasın mı tartışması yapılmaktadır.

Yukarda izah ettiğim gibi dokunulmazlığın kaldırılması milletvekilliğini düşmesi anlamına gelmeyeceği, sadece yargı yolunu açacağından, terörle mücadeleye katkı sağlamak için hepsinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekir.

Başka bir ifadeyle bu vekillerin dokunulamazlıklarının kaldırılması aynı zamanda terörle mücadeleye katkı sağlamaktır.

O yüzde yazının başlığını 'fezlekeye hayır demek teröre destek vermektir' şeklinde attım.

Evet, fezlekesi teröre destek olan her vekilin dokunulmazlığı kalkmalı ve yargıya hesap vermelidir. Aklanırsa zaten vekilliği devam eder ama ceza alması gereken bir destek vermişse bırakalım yargı gereken cezayı versin.

Çünkü söz konusu kürsü dokunulmazlığı değildir, sıradan adli vak'a da değildir, söz konusu olan terördür. Masum insanların katledilmesidir, ülkenin birliğini bütünlüğünü tehdittir.

İnsan katledenlere destek olmak, terör örgütünü koruyup kollamak teröre ortak olmaktır.

Hele de bu terör örgütü emperyalist güçlerin maşası durumundaysa.

Meseleyi götürüp parti kapatmalara dayandırmak, parti kapatmanın demokrasimize kurulmuş bir tuzak olduğunu söyleyerek HDP'ye destek vermek ve bu gerekçeyle tezkerelere hayır vermek çok çirkin bir siyasi manevradır ve teröre destek vermektir.

Demokrasiye kurulan asıl tuzak parlamento çatısı altından teröre destek vermektir.

Fezlekelere hayır demek için çare arayanların dirsek teması içinde bulundukları HDP'yi ikaz etmenin yollarını arasalar daha iyi olur. Mesela onlara desinler ki, 'En azından bir iyi niyet göstergesi olarak Diyarbakır annelerinin çocuklarını dağdan indirin!'

Diyorlar mı? Demiyorlar, demek bir yana Diyarbakır annelerinin yanına bile uğramıyorlar!

Tuttukları yol yol değildir.

Teröre destek içerikli fezlekeyi reddetmek teröre destek vermektir, bunun lamı cimi yok.