Tüneldeyim, çekmiyor!

"Yaklaşık elli çocuk cuma namazı kılıyor. Hepsinin üzerinde okul üniforması var. İstanbul'da eğitim veren bir ilköğretim okulunun öğrencileri bunlar!"

"Çocukları bütün dünya nasıl yetiştiriyorsa öyle yetiştirmek varken bir orta çağ zihniyetine yönelmenin, bunu kurumsallaştırmaya çalışmanın ne bu Cumhuriyet'e ne bu millete faydası var ne de Anayasa'ya uygunluğu var."

"En küçüğü 14 olmak üzere 18 yaş altındaki yüzlerce kız çocuğuna cinsel istismarda bulunma ve fuhuş ağı oluşturma suçlamalarıyla yargılanırken hapishanede ölü bulunan Jeffrey Epstein davasına ilişkin iddialar gündemi sarsmaya devam ediyor."

"Birleşmiş Milletler (BM), Gazze'de 90 günde 10 binin üzerinde çocuğun öldürüldüğünü, bunun günde 130 çocuğa karşılık geldiğini belirtti."

"LGBT'li bir bireyin psikolojik nedenlerle tedavi gördüğü hastanede yaptığı açıklama esnasında sorduğu soru ailelerin dikkatini çeker mi? 'Düşündünüz mü neden 40 yaş sonrası bir bireyin LGBT'li olduğuna dair bir haber yoktur? Çocuklar üzerinde kurgulanarak LGBT yaşatılmaya çalışılıyor!'"

Rabbimizin en büyük nimetlerinden biri; doğruyu yanlıştan ayırt etme bilinci ve iç muhasebe yeteneğini fıtratımıza yerleştirmesidir.

İyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, hissetme ile duyarsızlığın farkına varılmasında etken yetenek, vicdandır.

Vicdan içimizin kontrolörü ya da asayiş görevlisidir.

Bizi insan yapan vicdanımızı tünellere hapsederek çocuk çığlıklarını duymayacak kadar ulaşılamaz hale getiremeyiz. Tüneldeyim, çekmiyor diyemeyiz!

Yazının açılışını beş adet haber paragrafıyla yaptık. Şubat soğukluğunu iliklerimize kadar hissettiğimiz zamanlarda kulaklarımızda çınlayan Uğur Dündar'ın haberi ilk paragraf.

Emanetçi başkan Özgür Özel'in aba altından sopa gösterircesine ifade ettiği sözleriyle devam eden yazımız, dudaklarımızı uçuklatan Epstein davasıyla ve terör devleti İsrail tarafından Gazzemizde katledilen çocukların haberleriyle devam etti. Son haberimiz ise tedavi gören LGBT'li bir bireyin sorusu.

Epstein sapkınlığı gösteriyor ki toplumları ifsat etmek adına, "çocuk merkezli" hareket alanlarımızı kıskaç altına almışlar. Çocuklarımızı emanet edebileceğimizi düşündüğümüz mecraların ise boyunlarına tasma takmışlar.

LGBT ve pedofili terörü dünya tarihinin görmemiş olduğu insanlık dışı korkunç bir başkaldırıdır. Yaratana karşı bir başkaldırı.

Unutun Lut kavmini, Sodom Gomore görseydi bugünü belki de hizaya gelirdi. Pompei halkı kendiliğinden taşlaşmak isterdi.

Haberlerin detayları içinde yoğrulmak yerine hepsinin ortak noktası olan "çocuk" üzerinden perspektifimizi çizmenin daha kıymetli olacağını düşünüyoruz.

Öyle ya hepsinin merkezinde "çocuk" var. Çünkü dünyanın ve toplumların geleceğinin belirleyici öznesi.

Çocuklarımız vicdansız zalimlerin eline düştüğünde neyle karşılaşacağımızı bilmek açısından yazımıza aldık haberleri.

Hayatta, ilk çocuğumuzun gelişi kadar sevinç ve heyecanın yanı sıra, aynı derecede korku ve kaygı oluşturan çok az şey vardır.

Allah, çocuklarını doğumlarından önce veya sonra öldürenleri; ziyan, dalalet ve cahil kavramları üzerinden tarif ediyor: "Akılsızlıkları sebebiyle çocuklarını cahilce öldürenler, Allah'a iftira edip Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları haram kılanlar kesin ziyandadırlar. Hidayeti bulamamışlardı, şimdi de mutlak bir dalalete düştüler."

Çocuklarımız bizim göz aydınlığımız. İhmal edildiğinde, eğitilmediğinde, emanet ettiklerimizi kontrol etmediğimizde dalalette sayılırız.

Zira bize sevimli ambalajlarıyla sundukları kapitalizmin başarı normları gözlerimizi ışıltıyla kör edebiliyor.

"Her doğan çocuk, İslam fıtratı üzere (temiz ve günahsız olarak, tevhidi taşır şekilde) doğar. Daha sonra anne babası onu (inançlarına göre) ya Hristiyan ya Yahudi ya da Mecusi... yapar."

Efendimizin (s.a.v.) bu hadisinin izahı çağımızda çok daha net anlaşılıyor.

İnsan, doğası gereği sosyaldir. Bireyin; kendisine sığınak olan, içinde barınma ve rahatlık bulduğu, ihtiyaçlarını ve motivasyonlarını karşıladığı ve bu sayede umutlarını gerçekleştirdiği bir ailesi olmadan sosyal hayatı olamaz.

Bir kez daha anladık; laikliğin ve Siyonizm'in temel şehveti çocuk kurban etmek.

Bir çocuk bir Kudüs'tür kimi zaman. Kimi zaman Selahaddin.

Çocuk öldü mü güneş simsiyah zanneder ışıltısını bile.

Ne olur çocuk deyip geçmeyelim!

Evet, dünya süsüdür çocuk ancak dünyamızın da süsüdür; unutmayalım!