Türk devletlerini analiz ederken sanki hepsinde ortak bir milli hafýza altyapýsý, milliyetçi bir yapý ve ortak gelecek konusunda net bir tutum varmýþ gibi düþünülmemelidir. Beklentiyi slogan milliyetçiliði üzerinden ayarlarsak, hayal kýrýklýðý kaçýnýlmaz olur. Ancak süreç olarak deðerlendirirsek, reel sonuçlar üzerinden tatmin oluruz.
Evvela, Türk devletlerinin her birinin ayrý ayrý sosyolojik, ideolojik hafýzasý ve coðrafyanýn realitesine dayalý gerçekleri vardýr. Ýkincisi, Türk devletleri içinde çok katmanlý fay hatlarý mevcuttur. Küresel aktörlerin etkisi ve baðlantýlarýný göz ardý etmeden bakýlýrsa, kuru kuruya etnik kimlik üzerinden milliyetçi analizlerin hayali bir durum olduðu anlaþýlýr. Tabii ki, halkýn sosyolojik realitesi ile hükümetlerin uyguladýðý politikalarý da ayýrarak analiz etmeliyiz.
ABD/Ýngiltere etkisinin, Türk devletleri üzerinde dolaylý ve doðrudan olduðu bir gerçektir. Ayný coðrafyada Rusya'nýn etkisi ve gücü bir realitedir. Ayný coðrafyada Çin ekonomisine baðýmlý durumlar da bir gerçektir. Türkiye, coðrafyada var ve etkilidir ama çerçevesine, sýnýrlarýna iyi bakmalýyýz. Türk dünyasý üzerine edebiyat, þiir, müzikli yazýlar yazabilirdim; kulaða hoþ gelirdi. Ama tam gerçekliði yansýtmazdý. Zaten altý dolu olmayan hiçbir romantik yaklaþým kalýcý sonuç vermiyor. Edebiyat güzeldir; lakin altý teknik olarak doldurulan ana baþlýklar üzerine gerçekçi güzeldir!
Kýrgýzistan...
Türk Devletleri Devlet Baþkanlarý Konseyi 11. Zirve Toplantýsýna bugün ve yarýn ev sahipliði eden Kýrgýzistan üzerine birkaç kelime yazmak isterim. 2000'lerin baþýndan beri birçok ayaklanmaya sahne oldu. Ýsmini "lale" koyduklarý devrimle birlikte þimdiki duruma gelene kadar oldukça çetrefilli süreçler yaþadý. Batý ile Rusya arasýndaki rekabetin neredeyse esas merkezlerinden biri oldu. Devrimler yapýlýnca Batý'ya ait zannedilen hareketlerin içinden bir baktýk ki, Rusya çýkýverdi. Ancak ne Batý, ne de Rusya merkezli hareketlilik, uzun süre bitmedi.
Kýrgýzistan Devlet Baþkaný Sadýr Caparov'un siyasi hayatý iniþli çýkýþlýdýr. Baþbakanlýk dönemi, parlamento seçimlerindeki pozisyonu, siyasi faaliyetleri sonucu tutuklanarak hapishaneye kadar giden yolculuðu, cesaretinin de bir göstergesidir. Kýrgýzistan'ý kalýcý istikrara kavuþturma yolunu tercih etti. Ülkeyi kendi kontrolüne almýþ mafya gruplarý ve paralel güçlerden kurtarmaya çalýþýyor. Bu konuda oldukça baþarýlý olduðunu görüyoruz. Türkistan'ýn nüfus olarak en küçük ülkesi olmasýna raðmen yapýsal olarak ayaklanmalara oldukça açýk bir bölgedir. Bu nedenle, Batý'nýn en fazla çalýþtýðý ülkelerin baþýnda geliyor. Baþkan Caparov, bu profili deðiþtirme peþindedir.
Denge politikasýna yakýn siyaset anlayýþýyla hareket ediyor gibi görünse de, Rusya eðilimi oldukça fazladýr. Ancak Türkiye'ye yaklaþýmý da çok sýcak; bunu daha da artýrma yolunda olduðunu gizlemiyor. Siyasete yön vermeye gayret eden mafyatik yapýlarýn yok edilmesinde, elinin güçlendirilmesi elzemdir. Aksi takdirde, ülkenin geleceðinde hep baþka parmaklarýn etkisi kaçýnýlmazdýr. Baþkan Caparov'un, devlet dýþý aktörlerin devlet üzerindeki etkisini yok etme konusundaki tutumu, takdiri hak ediyor.
FETÖ eksenli isimlerin etkisinin halen sürdüðü ülkelerin baþýnda gelmesi, Kýrgýzistan konusuna daha dikkatli olmamýzý gerektiriyor. Türkistan'da en fazla yaygýn FETÖ aðý Kýrgýzistan'daydý. Halen de etkisi vardýr. Ancak konuyu biraz farklý yorumlamalýyýz. Nüfusu küçük bir ülkenin önde gelen çoðu isminin FETÖ okullarýndan mezun olmasý veya çocuklarýnýn oradan çýkmasýnýn sebebi, baþka ileri seviyeli okullarýn olmamasýyla alakalý bir konudur. FETÖ, zamanýnda ülkeyi Batý adýna böylece teslim almýþtý. Türkiye ile iliþkiler geliþtikçe meselenin derinliðine bakýlmaya baþlandý. Ancak halen etki bitmedi; devletin birçok görevinde, o okullardan mezun olanlarýn bulunmasý konusuna daha farklý bir boyuttan bakýlmalý ve analiz edilmelidir. Türkiye ile entegrasyon süreci ne kadar pekiþirse, etki o kadar güçlü olacaktýr.
Türk devletlerinin hepsini ayný sayfada analiz edemeyiz, etmemeliyiz. Özellikle tarihsel arka plan, sosyolojik yapý ve siyasi aktörlerin temsil ettikleri siyaset okullarýný göz önünde bulundurarak analiz edersek daha gerçekçi bir sonuca yakýn oluruz.
Dünya deðiþiyor ve net görünen þudur: Türk devletleri giderek daha fazla ilgi merkezi olacaktýr. Ancak anlaþýlmasý gereken kesin tablo þudur: Türk Devletleri Teþkilatý, yalnýz Türkiye eksenli siyaset anlayýþý ile "siyasi otorite" olabilecektir!