''Turkey'' deðil, ''Türkiye''...

Madrid'deki NATO Liderler Zirvesi öncesinde, Cumhurbaþkanýmýz sayýn Recep Tayyip Erdoðan çok önemli bir diplomatik zafer gerçekleþtirdi. Finlandiya Cumhurbaþkaný Niinistö, Ýsveç Baþbakaný Andersson ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in katýlýmýyla düzenlenen 4'lü zirveden Türkiye güvenlik teminatý olmak üzere, istediði tüm koþullarý aldý. Zirvenin ardýndan imzalanan Ortak Mutabakat Metni'nde, Türkiye'nin ciddi kazanýmlar elde etmesinin yaný sýra, Stoltenberg'in konuþmasýnda 'Turkey' yerine Türkiye demesi, tarihi bir andý...

Türkiye; geçtiðimiz yýldan beri; NATO'daki resmi konuþmalarda, küresel ekonomik ve güvenlik mimarisinde köklü deðiþimlerin yaþandýðýna dikkat çekiyor ve bunun da bölgesel aktörleri daha fazla öne çýkarttýðýný vurguluyor. Cumhurbaþkanýmýz sayýn Erdoðan'ýn küresel salgýn tecrübesi üzerinden dünya sistemindeki açýklara dikkat çekerek, insanlýðýn daha çok dayanýþmaya ve adalete ihtiyacý olduðu tespiti hala geçerliliðini koruyor. Erdoðan liderliðinde Türkiye'nin geçen yýlki NATO'daki veciz tekrarý, aslýnda bir insanlýk deneyimidir: ''Hepimiz güvende olana kadar, hiç birimiz güvende deðiliz!'

Yeryüzünde yaþayanlar olarak, daha fazla insani dayanýþmaya, daha fazla barýþa ihtiyacýmýz var. Türkiye'nin terör karþýtý hassasiyeti de burada kaynaklanýyor. Terör örgütlerini besleyerek, kucak açarak, teçhiz ederek, vekaleten Orta Doðu'da, güney sýnýrlarýmýzda, sürüme sokma döneminin artýk bitmesi gerekiyordu. Ýsveç ve Finlandiya'nýn açýktan yaptýklarý, PKK-YPG desteði, NATO'ya en kalabalýk Ordu'yla destek veren Türkiye'nin açýkça aleyhineydi...

Ýþte bu terör skandalýnýn maskesinin düþmesi gerekiyordu. Dörtlü Zirve sonucunda Finlandiya ve Ýsveç, terörü desteklemeyeceklerine dair imza attýlar. Ýsveç Dýþiþleri Bakaný PKK'yý terör örgütü olarak gördüklerini açýklayýnca, PKK yayýn organlarý da Ýsveçli bakanýn YPG toplantýsýnda yaptýðý konuþmayý, sosyal medyada yayýmladýlar. Skandal ve küstahlýk bununla da bitmedi, Ýsveç'i herhalde kukla gibi yönettiðini düþünen terör örgütü temsilcileri, PKK ile YPG'nin aslýnda ayný þeyler olduðunu da tüm dünyaya tescil ettiler...

Peki, 4'lü zirvede neler konuþuldu, nasýl bir mutabakata varýldý, Türkiye, Ýsveç ve Finlandiya nelere imza attýlar:

- PKK ve türevleriyle mücadelede Türkiye ile tam bir iþbirliði...

- Terörizmin tüm þekil ve içerikleriyle mücadelede Türkiye ile dayanýþma içinde olmak...

- PKK, PYD, YPG ve FETÖ'ye asla destek saðlamama ve aktarmama sözü...

- Savunma sanayiinde ambargoya gidilmemesi, aksine iþbirliðinin artýrýlmasý...

- Gerek terörle mücadelede gerekse savunma sanayindeki ambargolarýn kaldýrýlmasý meselelerinde, ulusal iç mevzuatlarýn ve fiili uygulamalarýn öncelikli olarak tadilatý...

- Terörizm ve örgütlü suçlarda, istihbarat paylaþýmý ve iþbirliðinin kurulmasý, iþletilmesi...

- Terör suçlularýnýn iadesi konusunda somut, gerçekçi adýmlarýn atýlmasý, bu konunun düzenlenmesi...

- PKK ve uzantýlarýnýn, paravan örgütler altýnda propaganda yaparak, eleman devþirmelerinin yasaklanmasý...

- Türkiye aleyhinde terör propagandasý yapmanýn engellenmesi...

- Finlandiya ve Ýsveç'in AB güvenlik mekanizmalarýna en geniþ þekilde katýlýmýnýn desteklenmesi..

- Yukarýda bahsedilen tüm konularýn uygulanmasýný yönetebilmek üzere; adalet, istihbarat, güvenlik kurumlarýnýn katýlýmýyla, daimi ortak mekanizma kurulmasý...

Türkiyemiz, Cumhurbaþkanýmýzýn liderliðinde ve ortaya koyduðu perspektif ve kararlý duruþ sayesinde, terörle mücadelede çok önemli bir diplomatik kazaným saðlamýþtýr. PKK'nýn ve FETÖ'nün bir uluslararasý anlaþmada bu kadar sarih ve somut bir þekilde terör örgütü olarak kabul edilmesi de önemli bir dönüm noktasýdýr...