Cumhuriyetin 100. yýlýna giderken Cumhurbaþkaný Erdoðan vizyon belgesini okuyacak.
Geçtiðimiz asrýn muhasebesi, tecrübelerimiz, ideallerimiz elbette yol haritasýný belirliyor.
Darbe süreçleri demokratik sistemin önünde korkunç bir hayalet gibi durdu. Askerî vesayet, yargý vesâyeti, bürokratik hantallýklar ülkemizin önündeki en büyük engellerdi.
Yeni yüzyýldan beklentilerimiz var. Dünya ile yarýþan, bilgi çaðýný yakalamýþ, birlikte yaþama kültürünü benimsemiþ, güvenliðini ve iç huzurunu saðlamýþ, tam baðýmsýz Türkiye idealimiz var.
Osmanlý-Türk yenileþmesi Batý karþýsýnda geri kalmýþlýða bir çare olarak askerî modernizasyonla baþlamýþtý. Ordunun insan kaynaðýnýn modern eðitimle tanýþmasý, teknik donaným ve imkanlarýn artmasý, bahriye teþkilatýndaki dönüþüm ilk adýmlardý. Sultan 3. Mustafa 1773'te Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun'u kurmuþtu. ÝTÜ ve Deniz Harp Okulu gibi eðitim kurumlarýmýz bu bünyeden teþekkül etmiþti.
Osmanlý döneminde sanayileþmenin öncüsü ordu olmuþtur. Orduya verilen önem bekâ ve varoluþ içindi. Osmanlý subaylarý devletin en zor zamanlarýnda bile bu tecrübe ve eðitim sayesinde yeni Cumhuriyet'e giden yolda Ýstiklal Savaþý'na girmiþlerdi.
Türk ordusu bugün de teknoloji ve biliþim çaðýnýn öncüsü durumunda. Türk Silahlý Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarýný karþýlayan savunma sanayii ciddi sayýda Türk mühendislerinin yetiþmesini ve disiplinler arasý iþbirliðini saðlýyor.
Türkiye sanayi devrimini kaçýrmýþtý ancak yüksek teknoloji ve biliþim çaðýný yakalamak üzere. Bu politikalar devlet politikasýdýr ancak Erdoðan'ýn kararlý duruþunun payý büyüktür. Siyasi iradenin istikrarý ve kararlý tutumu yerli üretimi öne çýkardý ve Türkiye dünya savaþ paradigmasýný deðiþtiren hamleler yaptý. Ambargolara, kýsýtlamalara raðmen Erdoðan, geri adým atmadý. Hem kamu hem de özel sektör giriþimleri desteklendi.
Türkiye Yüzyýlý vizyonu geçtiðimiz dönemin verdiði özgüvenle ortaya çýktý. ASELSAN, HAVELSAN, TUSAÞ, ROKETSAN, STM sadece öne çýkan markalarýmýz. Dünyanýn ilk yüz þirketi arasýnda yedi þirketimiz var. TOGG seri üretime baþlýyor. Sismik arama ve sondaj gemileri mavi vatanda çalýþmalarýný var gücüyle sürdürüyor. Bu hamleler hafýzalarýmýza yerleþtirilen "Bizden adam olmaz" lafýný unutturacak türden.
Erdoðan'ýn Vizyonu
Birlikte üreten ve birlikte bölüþen bir Türkiye hayalimiz var.
Dünya sistemindeki zorbalýða, çarpýklýða raðmen ulusal çýkarlarýmýzdan asla vazgeçmeyecek milli iradeyi hakim kýlma idealimiz var.
Hukukun üstünlüðünü, adaleti, insan haklarýný merkeze alan bir anlayýþýn herkes için uygulandýðý bir düzen özlemimiz var.
Çatýþma bölgelerinde barýþ masasý kuran, diplomasiyi aktif kullanan, mazlum milletlere el uzatan güçlü Türkiye idealimiz var.
Tarihiyle barýþýk, geçmiþiyle yüzleþebilen, eleþtirebilen, tartýþabilen, uzlaþabilen ve geleceðe odaklanan bir gençlik ümidimiz var.
Erdoðan'ýn Misyonu
100. yýla girerken Cumhurbaþkaný Erdoðan yalnýzca bir siyasi hareketin lideri deðil. Toplumsal dönüþümü ve siyasal katýlýmý etkileyen bir güç. Atatürk'ten sonra yakýn tarihin en önemli dönüþtürücü gücü oldu. Toplumu sürükleyen, etkileyen, ikna eden bir karizmaya sahip.
Etrafýmýzda bir ateþ çemberi olduðu muhakkak. Ülkemizin bekâsý için teyakkuz halinde bir lider olduðunu görüyoruz. Erdoðan ve 2. Abdülhamid arasýnda bir benzerlik kurma çabasý var. Bu görüþe katýlmýyorum. Erdoðan'ý illaki bir liderle özdeþleþtirecek olursak Erbakan'ýn vizyonunu ve ufkunu içselleþtirdiði muhakkak ancak Atatürk'ün kararlý, azimli, devrimci tarafý daha doðru bir benzetme olabilir.
Atatürk, etrafýný ve toplumu o günkü koþullarda etkilemiþ ve yeni kurumlar inþa etmiþ mevcut kurumlarda ise reformlar yapmýþtý. Erdoðan döneminde kurumlarýn inþasýna ve günün ihtiyaçlarýna uygun adýmlara tanýk olmaktayýz.
Erdoðan'ý ýsrarla Atatürk karþýtý göstermek için farklý kesimlerin ortak çaba içinde olduðunu görmekteyiz. Erdoðan'ýn tarihsel bilinci devlet adamý sorumluluðu içinde olgunluk göstermektedir.
Osman Gazi'den Fatih'e, Sultan Abdülhamid'den Atatürk'e, Menderes'ten Özal'a bu aziz millete hizmet eden bütün liderlerin katkýlarý vardýr. Günün koþullarý ve zamanýn ruhu liderleri önemli kararlar almaya, kritik adýmlar atmaya sürüklemiþtir.
Türkiye'de siyasetçiler demokrasi karþýtý güçlerle mücadele ederken anti-demokrat, otoriter yakýþtýrmalarý hep yapýlmýþtýr. Erdoðan'ýn yaþadýðý tecrübeyi anlamak için Tanzimat Fermaný'ndan 15 Temmuz'a kadar yaþadýðýmýz hikayeyi etraflýca bilmek þarttýr.
Erdoðan, 2001 yýlýnda AK Parti'yi kurarak Ýslamcý, mütedeyyin kitleleri demokratik sisteme dahil etme baþarýsýný göstermiþtir. Sistem dýþý kitlelere yurttaþlýk bilincini kazandýrmak ve onlarýn kafasýndaki olumsuz devlet hafýzasýný silmek kolay deðildi. Türkiye'de hemen her kesimin parlamentoda ve siyasal arenadaki temsili Erdoðan döneminde gerçekleþmiþtir.
Gelinen nokta hepimizi tatmin etmeyebilir ancak alýnan mesafeyi görmezden gelemeyiz.
Son yirmi yýlda "ötekilerin" demokratik sisteme katýlýmý, kent yoksullarýnýn orta sýnýfa tutunma gayreti, okullaþmada artýþ, hýzlý kentleþme, ulaþýmda devrim, saðlýkta reform gibi birçok büyük baþlýk Erdoðan'ýn kararlý ve inatçý tavrýyla mesafe kat etti.
Erdoðan'ýn hikayesini taraftarý olan kimi siyasilerin ve aydýnlarýn hala anlamadýðýný, Cumhur Ýttifaký'nýn yeterince anlaþýlmadýðýný düþünüyorum. Bu tabloya raðmen hayatýn bizzat içinde olan idrak sahibi vatandaþýn onu anladýðýný ve bütün hücumlara raðmen yanýnda olduðunu hissediyorum.