Bugüne kadar Ýslam ülkeleri arasýnda görme fýrsatý yakalayamadýðým üç ülke oldu. Mýsýr, Irak ve Ýran. Bunlardan en fazla merak ettiðim ülke de Ýran'dý.
Özellikle devrimden sonrasýný merak ediyordum.
Merkezi Ankara'da bulunan Türk Dünyasý Parlamenterler Vakfý'nýn Üçbey Turizm ile Ýran'a düzenlediði gezi mesajýný görünce katýlmaya karar verdim.
21-28 Kasým tarihleri arasýnda Tahran, Ýsfahan, Þiraz ve Tebriz merkezli yoðun bir seyahatti.
1979'dan beri mollalarýn yönetimindeki Ýran hakkýnda lehte aleyhte çok yayýn yapýldý. Baský rejimi olarak niteleyenler olduðu gibi örnek Ýslami rejim olduðunu iddia edenler de bulundu.
Doðrusu ne bir baský ne de örnek bir Ýslami rejim görüntüsü vardý Ýran'da.
Baský diye görülen tek þey vardý o da kadýnlarýn kýyafetiydi. Kadýnlara tesettür baskýsý da tutmamýþtý.
Baþörtüsünü inanarak takanlarla zorunluluktan takanlar arasýndaki fark çok belirgindi.
Tesettürü bir inanç gereði olarak takanlarýn bizdeki tesettürlü hanýmlar gibi el ve yüz dýþýnda bedenlerinin tamamýný örttükleri görülüyordu. Bu þekilde Ýslami tesettüre bürünmüþ kadýnlar o kadar azdý ki þaþýrdým.
Kadýnlarýn çoðu da mecburiyetten baþlarýna bir eþarp almýþlar, saçlarýn yarýsý açýk, giyim kuþamda da tesettür denecek bir örtünme kesinlikle söz konusu deðil.
42 senedir Ýran'ý yöneten mollalarýn örnek bir Ýslami rejim kuramadýklarýný biliyordum ama toplumun Ýslami hassasiyetten bu kadar uzaklaþmýþ olduðunu tahmin edemiyordum.
Maalesef toplumdaki dindarlýk artmamýþ aksine gerilemiþ.
Önemli dini merkezlerini ziyaret ettik, camilerin de cemaatten mahrum olduklarýný gördük. Cemaatin hemen tamamýna yakýnýný ihtiyarlar oluþturuyordu. Tek tük genç vardý.
Rejim ve eðitim sistemi Ýslami duyarlýlýðý artýrmamýþ tam tersine dinden uzaklaþtýrmýþ görünüyor.
Mesela nüfusunun tamamý Türklerden oluþan ve sokaðýnda Türkçe konuþulan Tebriz'de kafilemizdeki baþörtülü hanýmlara, 'Baþörtüsünü mecbur ederek Erdoðan da mollalaþmýþ!' diyenlerle karþýlaþtýðýmýz gibi (Arkadaþlarýmýz yok öyle bir baský. 'Bak burada Erdoðan yok biz yine baþörtüsü takýyoruz' deseler de öyle deðerlendirenler var), 'Erdoðan imparator, Türk dünyasýnýn lideri!' diyenlerle de karþýlaþtýk.
Hemen her þehirde köþe baþlarýnda çarþý pazarýn görünür yerlerinde sokaklarda meydanlarda 'Müdafi-i Harem' sloganýyla çok sayýda fotoðraf asýlmýþ.
Suriye'de ölen asker ve gönüllülerin resimleri. Güya Suriye'de Ehl-i Beyt'e ait türbeleri korurken ölen askerlermiþ/gönüllülermiþ. Harem'den maksat Ehl-i Beyt'e ait türbeler, müdafii de anlaþýldýðý gibi müdafaa edenler yani savunanlar.
Ýran rejiminin, Suriye'de Esed'in yanýnda/emrinde savaþýp ölenlere Müdafi-i Harem' adý altýnda þehid muamelesi yaparak Þii hassasiyetini diri tutmaya çalýþtýðý anlaþýlýyor.
Güya Ýran'a ambargo uygulanýyor. Oysa Ýran'da yok yok! Ne ararsan var. Hatta aramadýðýn orijinal ürünler bile mevcut.
Çarþý pazarlar cývýl cývýl. Ýsfahan, Þiraz ve Tebriz'de pazarlarý gezme fýrsatý bulduk. Öyle kalabalýk var ki yürümekte zorluk çekiyorsunuz.
Dünyanýn en büyük kapalý çarþýlarý diye tanýttýklarý pazarlarda canlýlýk insanlarýn hiç problemi olmadýðý izlenimi býrakýyor.
Ancak, halkla konuþtuðunuz zaman iþsizliðin ve geçim sýkýntýsýnýn had safhada olduðunu anlýyorsunuz. Bir yanda lüks lokantalarda bile yer bulunamazken bir yanda da günlüðü elli Türk lirasý mukabili çalýþmaya hazýr insanlar manzarasý!
Öte yandan temel gýda maddelerindeki ucuzluðu da burada zikretmezsek haksýzlýk olur. Hayat ucuz ama bu ucuzluða raðmen geçim sýkýntýsý ve iþsizlik söz konusu!
Halktaki batýnýn yaný sýra Türkiye hayranlýðý da zirve yapmýþ bulunuyor. Nüfusun yarýsý Azeri türkü olan Ýran'da sizin Türkiye'den geldiðinizi gören hemen herkes çok sýcak ilgi gösteriyor ve hatta bazýlarý yolunuzu kesiyor 'biraz konuþalým' diyerek ricada bulunuyorlar. Türkiyeli ile konuþmaktan keyif alýyorlar!
Tebriz'de bir taksiye bindik, kadýn erkek yaklaþýp bir þeyler söylüyorlar, biz dilenci zannettik para vermek istedik, þoförümüz 'Tebriz'de dilenci yoktur burada kimse dilenmez!' dedi. Meðer ayný istikamete gidiyorsanýz boþ yer varsa binip ücreti paylaþalým derlermiþ. Tebriz'de bu uygulama yaygýnmýþ!
Ýran'daki özellikle Tahran'daki trafik sorununun da had safhada olduðunu belirtelim.
Tahran trafiði þehre ilginizi sýfýrýn altýna düþüren bir olgu.
Ama özellikle Isfahan ve Þiraz þehirleri insanda, 'Bu þehirde yaþanýr' duygusu uyandýrýyor.
Þii inancý gereði türbelere karþý aþýrýnýn da üzerinde bir itina gösterildiðini, dini duygunun bu türbeler üzerinden diri tutulmaya çalýþýldýðýný anlamak için sadece görmeniz yeterli. Türbelerdeki þaþaa ve abartýlý tezyinatý anlatmak mümkün deðil görmek gerekir!
Ayný özenin camilere özellikle þehirlere gösterilmediðinin canlý tablosudur Ýran türbeleri ve diðer ülkelerdeki Þiilere ait kutsal merkezler!
Oysa Ýslam mimarisinde þehirlerin görkemli, mabetlerin sâde olmasý esastýr!
Diðer taraftan ülkede görülen en bariz baþarýnýn güvenlik alanýna ait olduðunu söylemezsek haksýzlýk etmiþ oluruz.
Sokaklarda ne polis görüyorsunuz ne de asker ama güvendesiniz.
Bizdeki terör benzeri tehditlere maruz kalmadýðý için, ayrýca sivil polis sistemi sýký bir denetim uyguladýðý için olsa gerek Ýran'da güvenlik açýsýndan hakikaten emniyette olduðunuzu hissediyorsunuz!
Aslýnda yazacak daha çok þey var ama bana ayrýlan alaný fazlasýyla aþtým.
Bu günlük bu kadar.