Karabað’ýn asýl sahibine geri dönüþü ile beraber Türkiye’nin Kafkasya ve Hazar üzerinden Türkistan coðrafyasýna uzanmada yeni ivme dönemi baþladý.
Tabii ki burada yýllarca Ruslarýn engeli ile karþýlaþan “karadan bað”, yeniden ayný Ruslarýn katýlýmý ile Nahçivan üzerinden Batý Azerbaycan topraklarýna direk perçinlenerek, Türkistan’a kadar uzanan yol üzerinde hakimiyetin önemini görmemiz lazým.
Karabað düðümünün çözümüyle, sadece Azerbaycan’ýn haksýz iþgaline ve yüzbinlerce Müslüman Türk’ün çilelerine son verilmedi. Türkiye’nin, Azerbaycan’ýn haklý davasýna verdiði açýk ve kimseden gizlemeden siyasi destek, Türkiye’yi gizli gizli seven lakin Moskova korkusu ile bunu açýktan dile getirmekten çekinen Orta Asya Türklüðü üzerinde etki oluþturdu.
Orta Asya devletlerinin; savaþ boyunca sesinin kýsýk çýkmasý, bazen ise hiç çýkmamasý, acý gerçekleri de beraberinde bize göstermekte. Lakin Türkiye faktörü ve elbette Rusya Türkiye hattýnýn süreç boyunca týkanmadan çalýþtýrýlmasý Türkiye merkezli yeni Türkistan uyanýþýna sebebiyet vermektedir.
Bunu nereden anlýyoruz? Bunu, Orta Asya’daki devlet büyüklerinin suskunluðuna raðmen, sesi yüksekten çýkan Orta Asya ülkelerindeki aydýn, medya, STK, edebiyat temsilcilerinin çýkardýðý yüksek destek seslerinden anlýyoruz. Yani toplumlar üzerindeki etkilerin önünü sessiz kalan devlet büyükleri bile engellemiyor açýkçasý.
Bu kamuoyu baskýsý, devletleri yöneten siyasi iradeler için, önümüzdeki süreçte etkileyici ve belirleyici fonksiyon taþýmaktadýr.
Rusya þunun farkýnda! Her ne kadar arzu etmese de, Orta Asya coðrafyasý üzerindeki hegemonik yapýsý, giderek ABD merkezli Batý ittifakýnca kuþatýlmaktadýr.
Rusya açýsýndan ayný anda bir kaç cepheden açýlan kapýlarýn, sorunlu sonuçlarý açýktýr. Bir taraftan Ukrayna, diðer yandan Belarus olaylarý, Doðu Avrupa tarafýndan Rusya tarafýna uzanan rüzgârýn hýzýný azaltmadan Kafkasya, diðer yandan Orta Asya cephesi, Rusya’nýn savunulmasý açýsýndan olaðanüstü sinirli bir durum anlamý taþýyor.
Kafkasya’daki paydaþý olarak yorumladýðý Türkiye faktörünü, esasýnda Azerbaycan kamuoyu ve zihniyetindeki gerçekler üzerinden analiz etti. Ve ayný rüzgârýn Orta Asya üzerindeki etki ve ilgisini derinden anlayan Rusya açýsýndan, Türkiye dýþýnda baþka hiç bir aktörle paylaþýma giremeyeceðini hesaba katmýþ gözüküyor.
Yani Rusya için bundan sonraki aþamada Orta Asya coðrafyasýnda bir taraftan Çin etki ve geniþlemesi, diðer taraftan NATO geniþleme planlamalarý karþýsýna tek baþýna çýkacak Rusya, baþarýlý sonuca varamayacaðýný düþünmekte.
Bu sebepten daðýtarak deðil anlaþarak, bir çoðu konularý Türkiye ile paydaþ kalarak yorumlamakta. Tabii ki Rusya’nýn veya Dugin’in Avrasyacýlýðýnýn þimdi benim anlattýðým paydaþlýkla alakasý yoktur. Çünkü Türkiye’nin Avrasya coðrafyasýndaki gelecek kurgusu ile Rusya’daki bazý çevrelerce dile getirilen Avrasyacýlýk arasýnda büyük fark olduðunu hepimiz anlýyoruz.
Lakin coðrafyanýn realitesini göz önünde bulundurarak hareket ettiði için, Türkiye’nin Türkistan coðrafyasý ile yeniden ve daha güçlü baðlarýnýn oluþmasý için yeni durum söz konusudur.
90’larýn baþýnda ABD, çökmüþ Sovyet coðrafyasýna Türkiye’siz giremeyeceðini bildiði için kendisinin kurguladýðý Türkiye görünümlü FETÖ üzerinden dalmýþ oldu. Þimdi ise Rusya, kendi hinterlandý olarak gördüðü Güney Kafkasya ve Orta Asya coðrafyasýnda, Türkiye’siz sorun yaþayacaðýnýn farkýnda. Ýster 90’larda Amerika, ister 2020’lerde Rusya. Her ikisinin de ortak tarafý benzer. Türkiye’siz olmaz! Ýþte yeni konjonktür, Türkiye’yi farklý boyuta taþýmakta. Türkiye’yi Batý’da da Doðu’da da vazgeçilmez kýlan, elindeki bu reel imkanlarý sonuna kadar kullandýðý taktirde, çoðu durumlarýn lehimizde deðiþeceði zaman uzak deðil.