Ukrayna'da yaþanan krizin yakýn ve uzak tarihi derinliðinin olduðu muhakkak. Meseleyi anladýðýmýzda sonucun çözümsüzlük olduðu fikrinin bizde aðýr basacaðýný söyleyebiliriz.
Yine de günün sonunda mevcut hararetin soðuyacaðý bir tarafa evrileceði muhakkak. Rusya'nýn NATO'nun yayýlmacýlýðýný mevzu ederek meþrulaþtýrdýðý agresif tutumu, ABD ve Avrupa'nýn Rusya'ya karþý Ukrayna'nýn bütünlüðünden yana askeri seçenekleri ve ekonomik yaptýrýmlarý mevzu etmesi, ha çýktý ha çýkacak bir savaþ havasý yaratmýþ durumda. Vekillerin deðil büyük baþlarýn kozlarýný paylaþtýðý bir savaþ sahnesi üçüncü dünya harbi demektir. Ýþ o noktaya varýr mý, sanmam. Kimse de bunu istemez herhalde. Ancak Rusya'nýn 20 savaþ gemisi ile Baltýk Denizi'nde tatbikat yapmasý, 20'den fazla savaþ gemisini Karadeniz'e çýkartmasý ve 150 bin askeri ile Donbas yakýnlarýna askeri bir tahkimata gitmesi açýk bir kararlýlýk ifadesi olarak okundu.
Güncel durum, her an yeni bir geliþmeye gebe. Meselenin tarihi derinliðinden söz açýldýðýnda bunu Rusya'nýn SSCB dönemindeki tarihi hafýzasýna hatta daha da derinde çarlýk dönemine baðlayanlar var. Putin'i yeni Rus Çarý olarak niteleyenler, Rusya'yý soðuk savaþ dönemi sýnýrlarýna kavuþturmanýn onun için kýzýl elma olduðunu ifade edenler falan...
Konunun bir egemenlik alaný ihlali olarak ele alýndýðýný söylemek için, içinde Çarlýk Rusya'sý gibi ifadeler geçen cümleler kullanmaya gerek yok. NATO'nun geniþleyerek Rusya sýnýrlarýna dayanmasý ve Ukrayna'ya "geniþletilmiþ fýrsatlar ortaðý" statüsü vermesi, Avrupa ve Rusya arasýnda tampon bölge gibi duran Ukrayna'nýn Avrupa'ya yaklaþmasý ve bir an evvel kendini NATO'ya atmak istemesi Rusya için kabul edilemezdi. Sert gücünü Suriye'de konuþturan Putin'in buna sessiz kalacaðý mý düþünülüyordu?
Öncesine, 2013'e gidelim; Kiev'de iktidara gelen Rus yanlýsý Viktor Yanukoviç'in, AB Ortaklýk Anlaþmasýný askýya almasý üzerine Batý yanlýlarý ile Rus yanlýlarý karþý karþýya gelmiþ ve çok ciddi çatýþmalar yaþanmýþtý. Yanukoviç Rusya'ya kaçmýþ olsa da o çatýþmalý sürecin kazananý Rusya olmuþtu.
Rusya bu süreçte Kýrým'ý ilhak etmiþ, çatýþmalar Rus nüfusun hâkim olduðu bugün adýný sýkça duyduðumuz Donbas bölgesine sýçramýþ ve burada Rus yanlýsý ayrýlýkçýlar baðýmsýzlýklarýný ilan etmiþti.
Aslýnda 2014'ten bu yana düþük yoðunluklu olsa da Donbas bölgesinde Ukrayna birlikleri ile Rus ayrýlýkçýlar arasýndaki çatýþmalar aralýklý olarak sürüyordu. Resmi rakamlara göre bu süre zarfýnda yaþanan çatýþmalarda 13 bin kiþi öldü.
Yani Ukrayna nüfusunun, kilise/dini temelli bir biçimde Batý yanlýsý ve Rus yanlýsý þeklindeki keskin bölünmüþlüðü çoktan sýcak çatýþmaya dönüþmüþtü.
Peki, bu olup bitenler Türkiye'yi etkiler mi?
Konu bir þekilde deðil epey güçlü þekilde bizi de alakadar ediyor. Ekonominin her þey olduðu bir dönemde, pandemi yorgunu devletler ekonomik türbülanstan kurtulmak için seferber olmuþken yeni bir ambargolu döneme girmek kimsenin iþine gelmeyecektir. ABD'nin Avrupa'yý olduðu gibi bizi de yoracak bir ambargo dayatmasýna gitmesini, dahasý Rusya'nýn turizm sezonu öncesinde fevri çýkýþlar yapmasýný tabii ki istemeyiz. Nitekim uçak düþürme hadisesinden sonra iliþkilerin normalleþmesi epey zaman almýþtý.
Bu bir yana, Türkiye için Ukrayna krizi, Batý'nýn Ukrayna içindeki Rus ayrýlýkçýlýðýna ve Rusya'nýn Ukrayna'ya mütecaviz tavrýna gösterdikleri sert tepkiyi not etmek adýna da önemli.
Türkiye'nin kendi güney sýnýrýndaki terör unsurlarýna karþý gösterdiði sert tepkinin Batý tarafýndan algýlanmasý için Ukrayna krizi bir fýrsat olarak görülebilir. Türkiye'nin tutumu ortada. NATO üyesi bir ülke olarak jenerik tavrýmýzý zaten ilan ettik. Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Karadeniz'de komþumuz olan Ukrayna ve Rusya'nýn bir an evvel müzakere masasýna dönmelerini temenni ediyoruz sözleri ve arabulucu tavrý önemli. Bu temenni çaðrýsýnýn arkasýnda kuþkusuz Türkiye'nin devletlerin egemenlik alanlarýna ve toprak bütünlüklerine saygý þiarý yatýyor. Ayrýca üç parçaya bölünmüþ bir Ukrayna, Rusya'yý dengelemek isteyen kimsenin iþine gelemez.