On gün önce Suriye sınırına mayın döşemek için yola çıktılar. Bu cümlenin ardından herkesin düşüneceği şey şudur: Mayın döşemek için kimler yola çıkar, tabiî ki askerler. Mayın döşemek askerin işidir.
Lâkin bu sefer yola çıkanlar, kendilerini bir siyasi partiyle kamufle eden, Türkiye'de iç savaş çıkarmak için şehir şehir gezen bir güruh.
Bir siyasi partinin mayınla ne işi olur değil mi?
Bir siyasi partide, mayın gibi temini çok zor olan mühimmat varsa o partinin dehlizlerinde kim bilir daha neler vardır?
Mayın döşemek için yola çıkan bu güruhun yolu devlet tarafından kesildi. "Mayın döşeyeceğiz" diye kışkırtıcı açıklamalar yapan güruhun lideri Ümit Özdağ zoru görünce, "Gerçek mayın sanmışlar, çok komik" diye ekranlara sırıttı.
Ülkede iç savaş çıkarma histerisine tutulmuş Özdağ ve gürûhu muhtemelen Hatay'a girmeden önce mayınları şehre sokmuşlardır. Belki de sınırın öbür tarafından kendilerine 'dost kuvvetler' mayını verecekti.
Ümit Özdağ'ın 'dost kuvvetleri' kim mi?
Yeni Şafak Gazetesi'nde Bülent Orakoğlu Mayıs ayında Özdağ hakkında üst üste yazılar yazdı. Bir dönem Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı yapan Orakoğlu, Özdağ hakkındaki ilk makalesinin başlığı "Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ MOSSAD ajanı mı?".
Bülent Orakoğlu MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın Özdağ hakkındaki iddiasını köşesine taşımış. Yalçın şunları söylüyor: "Özdağ, İsrail ve Yahudi lobileriyle ve ABD'deki Yahudi think-tank kuruluşu JINSO ile kurduğu gizli ilişkilerin, Rant Corporation ile görüşmelerinin sebebini açıklamalıdır. Özdağ, ASAM bütçesiyle gerçekleştirdiği İsrail gezilerinde Mescid-i Aksa'yı mı yoksa MOSSAD'ı mı ziyaret etmiştir? Ümit Özdağ'ın "Yurtta Sulh Konseyi" üyesi olup olmadığı araştırılmalı; bu sözde milliyetçinin, aslında Türk milliyetçiliğinin kripto düşmanı ve Türkiye'de küresel aktörler adına görev yapan pis bir ajan olup olmadığı acilen aydınlatılmalıdır."
Orakoğlu bir sonraki yazısında da MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş'in Özdağ hakkındaki sözünü aktarıyor: "... tüm düşüncelerime açıklık getirmek amacıyla X şahsı aradığımda bana yaptığı açıklama aynen şöyleydi. "Başbuğ Türkeş ile zaman zaman makamında görüşürdüm. Bu görüşmelerden birinde yanında İskeçe Müftüsü olduğu halde bana Ümit Özdağ ile görüşüp görüşmediğimi sordu. Babası ile görüştüğümü ancak Özdağ ile fazla bir temasımın olmadığını belirtince Başbuğ Türkeş 'İsabetli olmuş, bu şahıstan uzak dur' şeklinde ikaz etti. 'Neden' diye sordum, 'Ümit Özdağ Mossad ile ilişkili bir ajan' dedi."
Orakoğlu adını vermediği ve ilk yazısının ardından kendisiyle irtibata geçtiğini belirttiği X'den de şu şekilde bahsediyor: "X şahsı araştırdığımda X şahsın milliyetçi muhafazakar bir ideolojiyi benimsediği, bu çevrelerce tanındığı, vatansever bir kimliğe sahip olduğu, bu anlamda devlet tarafından kendisine verilebilecek her görevi ilerlemiş yaşına rağmen seve seve kabul edeceği kanaatine sahip oldum."
Tüm bu bilgilerden ve şahitliklerden anladığım, Ümit Özdağ'ın kendini nisbet ettiği kesimin onun hakkında yıllar evvel deşifre etmişler ve hükmü vermişler: Mossad ajanı!
Özdağ ve güruhunun 'dost kuvvetleri'nin kimler olduğu da anlaşılmış oluyor.
Birkaç gün önce "Türkiye'de % 100 iç savaş çıkacak" diye neredeyse davul zurnayla açıklayan Özdağ'ın sadece Suriye sınırına değil tüm vatan sathına mayın döşediği ortaya çıkıyor.
2006-2007 senelerinde Ümit Özdağ'ın bazı cemaatlere sızmaya çalıştığı, bu cemaatlerden devşirdiği hocalara Glock marka silahlar verdiği konuşuluyordu. İnsan düşünemeden edemiyor, mayın döşemekten bahseden ve hakkında en yakın çevresinin "Mossad ajanıdır" diye şahitlik ettiği bir provokatörün silah dağıttığı iddiası hayal mahsulü iddialar olmasa gerek. İçişleri Bakanlığı mâlûm şahıs hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Soruşturmada tüm iddialar inşaallah açıklığa kavuşur.