Vatanseverlik ve ýrkçýlýk arasýndaki kalýn çizgi

O çizgi hiç de ince deðil. Irkçýlýkla vatanseverlik arasýnda daðlar kadar fark vardýr. Irkçýlýk ýrkçýlýktýr. Kimseye hayýr getirmez, kötüdür, kötülük getirir. Hastalýklý bir þeydir. Ve en kötüsü de bulaþýcýdýr.

Bu bulaþýcý hastalýðýn nüksettiðine tanýk oluyoruz. Ne gariptir ki yine yeniden Avrupa'dan yükseliyor.

Avrupa kupasýnda Merih Demiral'ýn galibiyet sevincini tribünlerle paylaþýrken yaptýðý bozkurt iþaretini kendi svastikalarýna benzetip ýrkçý, soykýrýmcý Neonazi eðilimlerle bir tutmaya kalkan Alman Ýçiþleri Bakaný'nýn söylemleri, uzunca bir süredir Avrupa'da Müslümanlara, özellikle de Türklere yöneltilen düþmanlýðýn dýþa vurumu oldu.

Vatanseverlik pozitif bir duygudur, ýrkçýlýk negatiftir. Vatanseverlik ister ki herkes benim vatanýmý sevsin, herkes gelsin, ýrkçýlýk tam tersidir, dýþlar, kovar, gelmesin ister.

Merih'in bozkurt iþaretini yapmasýnýn milli bir coþkunun herkesle paylaþýlmasýnýn ötesinde dýþlayýcý, kötücül bir anlamý olmadýðýný herkes biliyor. Ama ýrkçýlýk bir kere start aldý mý kaþýnýn üstünde gözün var demektir. Bugün Avrupa'da baþlayan budur. Farklý olarak bu sefer Yahudilere deðil Müslümanlara karþý baþlayan bir ýrkçýlýk var. Ýslamofobik eðilim fýrsat kolluyor.

Türklük dedikleri þey de Ýslam'dýr. Bizim seküler insanlarýmýz baþka bir þey zannetmesinler. Üstelik bu öyle bir dalga ki karþýsýna geçip ben sizin gibiyim demekle kimseyi ikna edemezsiniz. Türk'seniz onlarýn nazarýnda Ýslam'sýnýz. Onurunuzu ayaklar altýna alýp onlar için çalýþmadýðýnýz müddetçe etnik kimliðiniz mezhebiniz ne olursa olsun sizi milletinizle ve Ýslam'la etiketleyecekler. Etiketlerin en güzeliyle.

Vatanseverlik, millet olmak, olabilmek hakkýnda çok þey yazýlabilir. Herhalde üzerine en çok tartýþýlan ve hakkýnda yazýlan kavram da milliyetçiliktir. Farklýlaþan tanýmlara raðmen bilinir ki millet dediðimiz mevhum bir etnik kimlikle daraltýlamaz. Millet siyasi bir üst kimliktir. Türk deyince kimileri baþka türlü anlasa da esasen bir milletin adýdýr Türk. Onu kucaklayan, eriten bir pota mý yoksa dikenli bir fýçý mý yapacaðýnýz sizin elinizdedir.

Dolayýsýyla çizgiyi ince çizmemek gerekir. Vatan ve millet kavramlarý Almanlarý ya da Ýsrailoðullarýný örnek almadýysanýz, kucak açan müþfik kavramlardýr. Herkesi kendine benzetmeye kalkmadýðýn, desturla yanýna oturana 3 günden sonra misafir gibi davranmayý býraktýðýn müddetçe eritme potasýna dönüþür. Millet gönüllü asimilasyon potasýdýr ayný zamanda. Bu kavramlarý sivriltirsek, köþelerini keskinleþtirirsek bundan herkes zarar görür.

Göçmenlerin yeni vatanlarýný benimsemelerinin bir þartý da yeni evinde kökeniyle olan baðýnýn hoþ görülmesidir. Milli maçlar tam da bunun resmidir. Almanya'daki maçlarda Türkiye milli takýmýný tribünlerde coþkuyla izleyen ve bozkurt iþaret yapanlarýn Türk kökenli Almanlarýn, Almanya Fransa maçýnda Almanya için heyecanlanabilmesi beklenir. Fakat bunun için bozkurt iþareti yaptý diye kriminalize edilmemesi gerekir. Camisinin, ezanýnýn yasaklanmamasý gerekir.

Irkçýlýk öyle lanet bir hastalýk ki; bir yerde peyda oldu mu çok hýzlý bir þekilde etrafýna sirayet ediyor. Yüksek bulaþýcýlýk kabiliyeti ve ortamý enfekte etme gücü maalesef ki ýrkçýlýk ile vatanseverlik duygusunun arasýndaki mesafenin az olduðu intibaý oluþturuyor.

Buna karþý tedbirli olmak lazým.

Sýðýnmacýlarý gönderelim mi, emin misiniz?

Yazacaklarým gerçek; geçen gün dayým aradý, dedi ki; "Bak Halime, dayýsý; medyaya düþersem þaþýrma, Taksim'in ortasýnda kimse bu ülkede iþsizlik var demesin diye baðýrdým, bastým küfrü. Aylardýr fýrýnda her iþi ben yapýyorum, tam birini buluyorum bir nefes alýyorum, biri ihbar ediyor, hop alýp götürüyorlar. Fýrýnda çalýþacak adam yok. Asgari ücret falan da deðil ha, adam akýllý para veriyorum ama çalýþacak adam bulamýyorum. Bir tek elin garibi göçmenler çalýþýyor onlarý da illa biri ihbar ediyor. Sonra iþ bana düþüyor. Hamuru ben yoðuracaðým, ekmeði ben piþireceðim, tezgâhta ben duracaðým."

Ne diyeceðimi bilemedim; "Haklýsýn, sonuna kadar haklýsýn dayý ama sen yine de Taksim'in ortasýnda baðýrýp çaðýrýp küfretme" dedim.

Tarlalarda çalýþtýracak insan bulamýyoruz, esnaf aðlýyor. Ayakkabý üreticilerine, tekstil atölyelerine gidin bakýn, kimler çalýþýyor. Hadi sýðýnmacýlarý, kaçak dediðimiz göçmenlerin hepsini. Yarýn ne yapacaðýz? Çocuklarýmýz beyaz yakalý olmaya özenmiþ bir kere. Herkes masa baþý iþ arýyor. Görmüyor muyuz bu akýl tutulmasýnýn varacaðý yeri. Avrupa'daki ýrkçýlýða mý özeniyoruz. Almanya'da Türklere yapýlaný biz de burada Araplara, Afganlara mý yapalým?