PKK ezildi, baþýný ininden çýkaramýyor. Bahar yapýlanmasýna gidemedi, alana çýkamadý, kayyýmlara raðmen halktan aradýðý desteði bulamadý.
FETÖ devletten kazýndý, yargýlamalarýn çoðu bitti, FETÖ suçlularý týkýldýklarý hücrelerde ölmeyi diliyor, firariler saklandýklarý deliklerde böcek gibi yaþýyor.
DHKP-C’nin beli kýrýk. Öyle çaresizler ki üyelerini ölüm orucuna yatýrarak besleniyor, kimseyi öldüremeyince kendilerini harcýyorlar.
DEAÞ malum sahibince baþka coðrafyalara taþýndý.
Türkiye gurur duyulacak bir devlet-millet dayanýþmasýyla, sabrederek, inanarak, hukukun ve hakikatin pusulasýndan ayrýlmayarak aþtý bu kan çukurlarýný.
Hala evlatlar þehit verebiliyoruz maalesef ama geçmiþ yýllarla kýyaslandýðýnda nasýl bir saldýrýnýn içinden çýktýðýmýz da ortada.
Lakin yalan terörü dur durak bilmiyor.
Terör örgütlerinin arkasýna, yabancý istihbaratlarýn gölgesine sýðýnarak kaos-kargaþa çýksýn diye çalýþanlar, yalan ve manipülasyonu gerçeðin yerine koyup siyasi netice hedefleyenler aynen devam.
Devlete düþmanlýk onlarý terör örgütlerine oyuncak yaptý, Cumhurbaþkanýna karþý duyduklarý husumetten kalpleri gibi suratlarý da karardý, farkýnda deðiller.
Millete bakýþlarý deðiþmedi, halký hala eðitilebilir buluyorlar. Tek fark eðitilene ve oylarý alýnana kadar tahammül edilebilir bulmalarý.
Çeþitleniyor, yalanlarýný çoðaltacak yeni aðýzlar buluyorlar.
Hakikat ortaya çýkýyor elbette ama bir süre için bile olsa yalan sahipleri ülkeyi yönetenleri, Türkiye’nin derdiyle dertlenenleri meþgul etmeyi kâr sayýyorlar.
Ve hiç öyle kazara, yanýlýp da yanýltma hali deðil bu. Gayet bilinçli, sistematik, örgütlü þekilde üretilip yayýlýyor yalanlar.
Yalan terörü denebilir rahatlýkla.
Daha önceki gün yaþanan iki ayrý olayý bir Kürt-Türk çatýþmasý için kullandýlar mesela.
Ankara’da sarhoþ bir akraný tarafýndan býçaklanan Barýþ Çakan’ýn Kürtçe þarký söylediði için öldürüldüðünü iddia edip üzerine ne bölücü laflar ettiler.
Diyarbakýr’da görevi baþýnda þehit edilen polis memuru için baþsaðlýðý dilemeyenler çýplak bir yalan üzerinden polis katili için ayaða kalktýlar.
Ýþkencenin tarih olduðunu bile bile “gözaltýnda iþkence” iddiasýyla jiletlediler kamuoyunu.
HDP ve CHP vekilleri, Ýmamoðlu kampanyasýnda medyatik olan avukatlar, muhalefete iliþik gazeteciler, Gezi þöhretleri, AK Parti’den ayrýlýþlarýný gerekçelendirmek için ölçüsüz bir savruluþu göze alan New AKePe’liler ve benzerleri terör örgütleriyle ayný sakýzý çiðnemekteler.
Çürümüþ kokuþmuþ ne kadar argüman varsa aðýzlarýnda çevirdikten sonra paylaþtýlar kamuoyuyla.
Hacire Ana’nýn peþi sýra Kürtçe feryatlarla PKK’nýn yakasýna yapýþan Kürt analarýna sahip çýkamayanlarýn Kürtler ve Kürtçe üzerinden girdiði hesabýn maliyeti giderek büyüyor.
Yalan terörüyle mücadele her birimizi meþgul ederken fonda da bir þeyler deðiþmekte. PKK ile ilintili suçlardan dolayý hakkýnda kesinleþmiþ hapis cezasý bulunan Osman Baydemir’in geçen haftaki açýklama mesela.
Bakýn firari Baydemir Londra’dan ne diyor. “Bu devlet Kürdün devleti deðil. Deðiþip dönüþecek bir rejim yok karþýmýzda, yýkýlmasý, enkazlarý içinde kaybolmasý, boðulmasý gereken ceberut bir rejim var”.
Yalan þiddetli bir eylemdir. Hele örgütlü ise, senkronize ise, yeni yollar yöntemler deneniyorsa, yeni ittifaklar bulunuyorsa.
Nitekim Kürt-Türk çatýþmasý amacýyla sýnýrlý da deðil maruz kaldýðýmýz saldýrý.
Pandemiden belediyeye kadar zengin bir menüye sahip.
2006’da peþ peþe iþlenen siyasi cinayetler döneminde baþlayan, sosyal medyanýn yaygýnlaþmasýyla etkisi artan bir yalan, çarpýtma, yanýltma, perdeleme siyaseti yürütülüyor ülkemizde.
Kasten yalan, kasten çarpýtma, kasten yanýltma söz konusu olan.
Yalaný silah gibi kullanýyorlar.
Amacý siyasi, hedefi belli, motivasyonu kirli.
Yalanlar tek tek muhataplarý, olaylarýn özneleri, þahitleri ve otoriteler tarafýndan yalanlandýðý için öldürmüyor ama tüm ülkeyi boðuyor.
Hepimizin zamanýný çalýyor, enerjimizi emiyor.
Bunun adý terördür. Topyekun mücadele gerekir.