Eskiþehirliyim ben. Eskiþehir meydanlarýna, parklarýna, Adalar'da Porsuk Çayý köprülerine kondurulan heykelleri doðrusu pek beðenmem.
Hayalden, duygudan, soyut düþünceden ve estetikten yoksundurlar çünkü.
Dökme demirden heykel mi olur?
Gerçeði birebir taklit ediyor Eskiþehir'in heykelleri. Að çeken balýkçý, bakraçtan su döken genç kadýn, oturan yaþlý balýkçý, oturan çocuklu kadýn, patenci kýz gibi fikirsiz figürler. Fikirsiz ve ayný zamanda da duygusuz... Baþladýðý yerde biten, kendinden baþka þey olmayan ve baþka bir fikre hayale kapý aralamayan þeyler.
Mermer, demir, tunç, aðaç, kil... Malzeme ne olursa olsun yontulan klasik iyi bir heykele baktýðýnýzda zihninizi, beðeninizi, hayal dünyanýzý harekete geçmiþ bulursunuz oysa. Ayrýntýlara, ince iþçiliðe, taþtan yayýlan duyguya hayran olursunuz. Modern, soyut heykellerde ise heykelin formu, temasý, malzemesi zihninizi kurcalar. Çaðrýþýmlara açýktýr. Düþünür ve seyredersiniz yeniden ve yeniden.
Eskiþehir'de çoðu CHP'li Büyükþehir Belediye Baþkaný Yýlmaz Büyükerþen'in (ki heykeltýraþtýr kendisi) elinden çýkma meydan heykellerinde ise yoktur bu özellikler. Düzdür. Fikirsizdir. Çaðrýþýmsýzdýr. Mesaj vermez. Ne görüyorsanýz odur.
Buna raðmen bir þehrin, hele de içinden Porsuk geçen, tepsi gibi düz ama þen bir þehir olan Eskiþehir'in heykelsiz olmasýna da katlanamam. Hiç yoktan iyidir yani.
Eskiþehir için dediðimi diðer pek çok þehrimiz için diyemem ama.
Kastamonu'da sarýmsak, Edremit'te bir avuç zeytin, Konya-Afyon yolunda göle maya çalan Hoca, Vezirköprü'de semaver, Korkuteli'nde mantar, Ýnegöl'de çatal ucunda köfte, Kumluca'da domates biber patlýcan... Samsun Çarþamba'da 8 köþe kasket ve yumurta topuk ayakkabý heykeli... Ýstanbul'un, Ankara'nýn, Ýzmir'in deðiþik yerlerinde birbirinden çirkin kent heykelleri...
Ýlhan Koman'ýn güzelim Akdeniz Heykeli'ni býrakýn geçmeyi, fersah fersah gerisinde kalan çok kötü bir heykel anlayýþýmýz var.
Yerden fýþkýran devasa ellerin tuttuðu ucube þeylerle dolu yazýk ki þehirlerimiz.
Son olarak Diyarbakýr'a da kondurulmuþ bunlardan. Havalimaný kavþaðýnda yerleþtirilen karpuz içinde çocuk ve kadayýf tepsisi taþýyan adam heykelleri çýkan tartýþma sonucunda Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi tarafýndan kaldýrýlmýþ.
Ýsabet olmuþ!
Sayýn Vali! Lütfen o çirkinlikleri yeniden çýkarmayýn gün ýþýðýna. Geri dönüþüme falan gönderin. Ayrýca haberlerden anladýðým kadarýyla halaya kalkmýþ folklor ekibi ve burma bilezik heykeli de varmýþ. Onlarýn akýbeti de benzer olur inþallah.
Þehir yöneticileri, il meclisleri, kent konseyleri 5-6 metrelik, bazen daha büyük boyutlardaki bu heykelleri þehir merkezlerine dikerken düþünmüþlerdir illa ki. Ama Allah aþkýna, ne düþünmüþ olabilirler?
O il, ilçede ünlü olan sebze meyvenin yahut baþka bir þeyin büyük boyutlarda bir heykelini diktirerek þehrin tanýtýmýný yapmayý amaçladýklarý anlaþýlýyor elbette ama bu çirkinliði kendilerine neden reva gördükleri izaha muhtaçtýr hala.
Siyasi ideolojik tartýþmalara konu olan heykeller baþka bir yazýnýn konusu. Farklý boyutlarý var deðerlendirme gerektiren. Ama belki her gün gördüðümüz, etrafýnda dolandýðýmýz, altýnda buluþtuðumuz þu heykel görünümlü ucubeler hakkýnda ortak bir karara varabilmeli ve þehrimize sokmamalýyýz.
Çoluk çocuðun zihninin, zengin hayal dünyasýnýn, insanýn güzel olana yatkýnlýðýnýn bu çirkinliklerle tarumar edilmesine gönül razý gelsin.
Medeniyetler tarihinin belki de en kadim coðrafyasýnda hüküm sürüyor Türkiye. Mýsýr piramitlerinden 7 bin 500 yýl daha önce yapýlan ve yerleþik hayata geçiþlerin ilk izlerini taþýyan Göbeklitepe. Hala anlamlandýrmaya çalýþýyor arkeologlar. Tarihçiler bu yeni bilgiye göre tarihi elden geçiriyor.
Haliyle var olan, eser býrakan tüm devletlerin, medeniyetlerin katman katman kalýntýlarýna sahip bir coðrafyada yaþýyoruz. Kolektif hafýzamýz bu zengin topraklardan, sanatlardan, imajlardan besleniyor.
Lütfen daha fazla zarar vermeyin estetik duygumuza. Þehirlerimize.