Yaşlılar

İhtiyarlarımız, büyük bir nüfus artık. Türkiye nüfusu gittikçe ihtiyarlanıyor. Huzurevleri başta olmak üzere çeşitli ihtiyar ortamları çoğalıyor. İhtiyarlık apayrı bir gruba dönüşüyor. Genel toplumdan kopuk, çocuklarından ve torunlarından ayrı bir hayat yaşamaya başlıyorlar. Onları toplumun hareketli ve canlı ortamlarından uzaklaştırıyoruz. Baba-anne olma hakkı ve torun sahibi olma hakları ellerinden alınıyor.

İhtiyar, yaşlı değildir. İhtiyar tecrübeli, tercih hakkı yüksek olan ve danışılan büyük demektir. Yukarıda büyüğümüz Allah ise aşağıda da büyüklerimiz onlardır. Büyüklerimiz diyoruz. Tecrübeyle, saygınlıkla, bizi yetiştirerek hayata hazırlamakla gösterdikleri fedakârlıklar için büyüklerimiz. Allah onlara öf bile demeyin dediği için büyüklerimiz.

Kavramlar da kültürlerle beraber değişirler, yok olurlar. Tıpkı ihtiyar yerine yaşlı kavramının geçmesi gibi. Yaşlı, maddi üretim değeri bitmiş, enerjisi olmayan ve maddi hayatta değeri tükenmiş yaş demektir. Modernite ve kapitalizm için yaşlı vardır. Yaşlının topluma sunacağı maddi bir değer kalmayınca rafine bir şekilde emeklilikle, yazlık sitelerle, huzurevleriyle onu "kapatma mekânlarına" taşır. Onu oğullarından, kızlarından ve torunlarından ayırır. Zaten evlatların işi başından aşkındır. Kendi hayatları vardır. Kapitalizmin rutin, standart, hızlı iş hayatı içinde ayakta kalmak için kendi hayatı olmak zorunda. Fakat onlar "kendi hayatları olmakla" özgür birey yanılgısı ile mutlu hissederler kendilerini.

Yaşlılar, evlatların gözünde zamanı tamamlanmış, zamanı geçmiş insanlar. Mazinin varlıkları. Şimdi onların zamanı. Kendi zamanlarını yaşama hakları var. Mazideki insanları üstün görmek geçmişte kalmak ve bugünü yaşamamak demektir. Oysa onlar maziden daha ileri olan bugünü yaşamak isterler. Bunun için mutlu olurlar.

Yaşlılar, evlatları gözünde bilgileriyle de geridirler. Bilgisayarları, sosyal medyayı, teknolojileri onlar kadar kullanamazlar. Oysa onlar bütün bunlara aşina. Buradan istedikleri bilgiyi elde ederler. Yaşlıların bilmedikleri birçok şeyi bilirler. Neden onlardan bilgi alsınlar ki! Onlar kendi tecrübelerinin peşinde koşuyorlar.

Modern kapitalizmde genç önemlidir. Genç, yaş dönüşümleri açısından idealdir. Örnek alınması gerekendir. Bu nedenle herkes genç kalmak peşinde koşar. Genç görünmek, genç kalmanın bir aracı. Saç ekmeler, plastik cerrahi müdahaleler, spor faaliyetleri, kremler, ilaçlar, çılgınlıklar... Hepsi genç kalmak ve genç görünmek için. Modernitenin gözünde yaşlı düşmüştür. Genç yükselen varlıktır. Çünkü güç ve enerji onda çok. Tüketim ve üretim için gerekli enerji en maksimum düzeyde onda var.

Kadim gelenekte bütün bilgeler, ihtiyar olan insanlardır. Aristoteles, Sokrates, Platon, Farabi, Mevlana... En azından bilgeliği hak ettikleri yaşam döngüsü ihtiyarlıkta ortaya çıkar. İhtiyar, bilgeliği üzerinde taşır. Bilginin kümülatif önemi yoktur. Bilgisayarlarda enformasyon ve bilgi yığını vardır. Öz olarak bilgi, daha gelişmiş teknolojilerle ortaya çıkmaz. Bilgeliğe götüren, irfana götüren bilgi tecrübe ve ihtiyarlıkla gelir. Nitekim egoist, kendini beğenmişlik, kibir ve gurur, şımarıklık bugünkü gençlerde daha fazla. Yeterince ihtiyarların bilgeliklerinden ve tecrübelerinden yararlanmıyorlar. Modern kültür, onların bilincini büyüklere karşı bükmüş. Çarpık bir bilinç algısı ortaya çıkmış.

İslam kültüründe ihtiyar, tecrübe ve bilgeliğiyle büyüktür. Aksakallıdır. Sakalı gibi ruhu da aktır. Bilgiyle kurduğu ilişki de aktır. Hiçbir peygambere saf bilgi (vahiy) genç yaşta gelmemiştir. Olgun bilinç, olgun bilgi kitap sayfaları ve bilgisayarlardan öte yaşayarak elde edilir. Kalple ve gönülle buna ulaşılır. Bu nedenle bayramlarda önce ihtiyarları ziyarete gider, ellerinden öper, dualarını alırız. Bayramın en anlamlı eylemi budur.

Önce ihtiyarlarımızın sonra da bütün milletin ve ümmetin bayramını tebrik ediyorum.