Yarın gece, dünyanın hemen her bir köşesinde bir çılgınlıkla, saat 24.00’ün son saniyesiyle birlikte Milâdî-2020 yılı sona erecek, 2021‘inci yıl başlayacak..
Bu durum, elbette ki, milâdî yıl’ı sahiblenen emperial dünyanın gururunun da bir yansımasıdır; çünkü dünyanın hemen her tarafını esir aldığını düşünmektedir.
Konunun bu tarafına bu kadarca işaretle, başka taraflarına da değinmeye çalışalım:
Binlerce yıl öncesi bilginlerinin, daha iyisi yapılamamış olan bir ‘takvim’ hazırlayıp, dünyanın güneş etrafındaki bir dönüşünü 365 günde; ayın ise, 354 günde tamamladığı kabul edilerek ona 1 yıl denilmesi ve sonra bu zaman diliminin 12 ay’a, her ay’ı da 7 günlük haftalara bölen buluş, müthiş bir şey..
Bu şekilde oluşturulan ‘takvim’lerde, yılın hangi gün başlıyacağına dair, inançlara, ideoloji veya diğer dünya görüşlerine göre oluşmuş hesaplar da vardır. Kuzey yarımkürede Orta Asya, İran, Irak, Anadolu ve Suriye ve Balkanlar’da, 21 Mart günü (yenigün demek olan) Nevrûz adıyla yeni yılın başı kabul edilir.
Dinler açısından bakıldığında.. 354 günlük Ay Yılı’na göre hazırlanan Yahudi Takvimi, şimdilerde 5781 yılında olup, Roş Aşana denilen bu yılın başı, Milâdî-8 Eylûl 2020’deydi.
Yahudiler, o günün Hz. Âdem ve Havva’nın yaratıldıkları gün olduğuna inanır; yani, insanlığın başlangıcı bu noktadan başlatılır.
Hristiyanlık ise, bugün de kullanılan Gregorian takvimi, Hz. İsâ’nın muhtemel doğum yıl ve gününü ‘0’ (sıfır) noktası olarak başlatır.
Milâd, -bilindiği üzere- arabçada, doğuş demek olup, tarihî bir ıstılah/ terim olarak Hz. İsâ’nın doğumu için kullanılır.
Ama, Hz. İsâ’nın doğum günü tam olarak kesin değildir. Doğduğu yer konusunda da, farklı İncil’lerde farklı rivayetler vardır.
Mevcud İncil’lerin en eskisi kabul edilen Matta İncili'ne göre, Hz. İsâ Filistin’de, Beytullahm (Bethlehem) kasabasında doğdu, bir izbelikte..
Luka İncili’, Hz. İsâ'nın Bethlehem'deki yeri hakkında, doğumundan hemen sonra, çobanlara, melekler tarafından bilgi verildiğini bildirir.
Markos ve Yuhanna İncilleri ise, Mesih'in, Hz. Davud'un soyundan olduğu belirtilir.
Biz Müslümanlar ise, takvim yılının başı olarak, Hz. Peygamber (S)’in -doğum veya ‘bi’set’ini/ Allah’u Teâlâ tarafından peygamberlikle vazifelendirilişini de değil, o dönem ‘Mekke’sindeki putperest, şirk ehli toplumun ölüm tehditleri ve diğer nice ağır baskıları üzerine- Mekke’den Medine’ye Hicret’ini esas alırız. İslam Takvimi’nin başlangıç noktası, Hicret hadisesidir.
Beşer tarihinde bazı tabiî veya sosyal hadiseleri kendileri için bir ‘takvim’in başlangıç noktası’ olarak kabul ettirmek isteyen bazı teşebbüsler de olmuştur. (Alman filozofu Friedrich Nietzsche de Kilise’ye karşı açtığı felsefî mücadeleye karşı, 1890’da, Antichrist (Deccâl) isimli eserinde, ‘Bugünden itibaren, ‘0’ (sıfır) yılının ilk ayının ilk günüdür..’ diye yeni bir takvim yılı başlatmıştı.
Bizde de, tarihi, 19 Mayıs 1919’dan başlatan bir anlayışın, daha sonra ise, Hristiyan dünyasının kabullerinin modernlik adına hangi mâlûm usûllerle kabul ettirdiğini hatırlayıp geçelim.
Seküler /laik bir din, bir ‘dinsizlik dini’ olan marksizm ise, bütün ‘din’leri ‘yanlış’ kabul eder ve bütün bu ‘din’leri, toplumları devrime yönelmekten alakoyan bir ‘afyon’ olarak görür.
Komünist rejimlerde de uzun zaman, Hz. İsâ’nın doğum gününü kutlamak yerine, yeni tip ideolojik kutlamalar icad edildiği, o kutlamaları, ‘komünist kokulu seküler bir bayram’a dönüştürmeye çalıştıkları görüldü.
Almanya’da ‘Nazi’lerin bakış açısını ise, Adolf Hitler 1921'in yılbaşında, Münih'deki bir bira salonunda 4.000 bini aşkın heyecanlı bir destekçi kitlesine hitaben yaptığı konuşmada, ‘Kurtarıcı’yı (Hz. İsâ’yı) çarmıha gerdikleri için, ‘Yahudiler paramparça olana kadar durup dinlenmemeye’ yemin ettirir.
Tam 100 yıl önceki bu günler..
Hitler 1933’te iktidara geldikten sonra ise, ‘Noel ağacının etrafında toplanan sarı saçlı, mavi gözlü nordik alman aileler’ medyada daha bir görünür hâle getirilerek, ‘saf aryen üstün ırk’ ideolojisi normalleştirilmeye çalışıldı. Ve, günü geldi, Noel kutlamalarından artık Mesih’i çıkarmak kararına da varıldı.
Hitler’in ünlü propaganda şefi Goebels’in mekanizması, ‘Exalted Night/ Kutlu Gece’ ilahîsinin sözlerini de üstün ırk ideolojisiyle değiştirdi. Artık, ‘Jesus’a değil, Nasyonal Sosyalizm’e imanla kurtarılmış bir dünya’ tablosu çiziliyordu, sosyal hâfızada..
İşte, yılbaşı hikâyelerinden kısa bir kesit..
Evet, bütün zamanlar Allah’ındır. Zamanı, ‘Hayır’ yolunda kullanmak ise, kullara aid..