Artýk retorik olarak deðil, fiili eylem meydaný olan sistem kurmaya baþladýðýmýz doðrudur...
Azerbaycan Devlet Baþkaný Sayýn Aliyev'in yemin törenindeki her cümlesi, yeni-yüzyýl projeksiyonunun manifestosudur.
Türkiye yüzyýlý projeksiyonunda, Türk Devletleri ve Türk Devletleri Teþkilatý ana aktör olarak belirlenmiþ duruyor.
Sayýn Aliyev, Azerbaycan Devletinin yeni projeksiyonunu, Türkiye yüzyýlý projeksiyonuna entegre etmek isteðini, açýktan beyan ediyor.
Yani; Türkiye merkezli siyasi çekim gücü, Türk Devletlerini de benimsemektedir.
Bunun en iyi göstergesi, Azerbaycan'ýn siyasi doktrinidir.
Baþkan Aliyev, gelecek projeksiyonda, Türk Devletleri Teþkilatý bazlý çekim gücüne güç katacaðýný ve geleceði bu güç merkezinde gördüðünü açýktan ilan etmesi, sadece siyasi tercih deðil; hem de bir meydan okuma oldu.
Türkiye'nin küresel ölçekte önemli aktör olarak meydana çýkmasý, dengeleri deðiþtiriyor.
Ve bu yeni dönüþüm gerçekliði kabul edilene kadar, Türkiye kendi kozlarýný sonuna kadar kullanmaktadýr.
Türkiye-Azerbaycan ittifaký, Türk Devletleri Teþkilatýnýn ana nüvesini oluþturmaktadýr. Bu nüve, geniþ coðrafyaya yayýlarak, etki alanýný kapsamaktadýr.
Türkiye Baþkaný Sayýn Erdoðan'ýn baþlattýðý Türk milli menfaatleri çerçeveli doktrini, artýk halka-halka kader coðrafyamýzýn ortak paradigmasýna dönüþmektedir. Bunun açýk örneðini, Azerbaycan Baþkaný Aliyevi'n siyaset yapma þeklinde görüyoruz.
Dünya artýk paylaþým savaþlarýna sahne olmakla birlikte, yeni küresel dizayn da söz konusudur. Bu çetrefilli ortamda, yeni ittifaklarýn oluþumu, doðal bir süreçtir.
"Paylaþým savaþlarý yeni ittifaklar doðuracak..." diye defalarca yazmýþýmdýr. Ýþte Sayýn Aliyev'in Türk Devletleri Teþkilatý üzerinden yeni siyasi aktörden bahsederken, gelecek projeksiyon hedefini belirlemiþ oldu.
Evet gelecek 100 yýl için artýk köklü ve sebatlý siyaset anlayýþý þarttýr. Türkiye Yüzyýlý konsepti, Türkistan coðrafyasýný kaplamalý. Bunun ilk olarak Azerbaycan üzerinden inþa edilmesi ise, tarihi misyondur. Aliyev üzerine düþen misyonu baþarý ile gerçekleþtiriyor.
Türkiye ile Türkiye yüzyýlý konsepti ve doktrini ile hareket etme kabiliyeti, bizi topyekûn Türk Devletleri Teþkilatý çerçeveli olumlu sonuca götürür.
Azerbaycan, bu tarihi görevi erkenden gördü ve çözdü.
Þimdi sýra adalet, refah ve insan potansiyelini merkeze oturtan vizyonu pekiþtirmekte...
Türkiye ile Azerbaycan arasýndaki tüm tuþlar, ayný anda harekete geçecek duruma geldiðinde ise, bunun muazzam yansýmasý, Türk Devletleri Teþkilatýndaki devletlere sirayet edecektir.
Bu güç daha geniþ bir coðrafyaya yayýlacak.
Eðer hedefe doðru yönelirse, Kýzýlelma anlayýþý siyaset yapma þekline doðru aktarýlýrsa, bu gelecek nesillere býrakabileceðimiz kýymetli miras olacak. Sadece miras olarak kalmayacak, dalga-dalga geniþleyen milli bir aparat olacaktýr.
Ýnsan potansiyeli, bilim, ekonomi, refah, eðitim, güvenlik ve adaleti baþ-tacý eden kurallarý doktrine dönüþtüre bilirsek -ki buna umudum tamdýr- o zaman Cihanþümul mefkûreye yeþil ýþýk yakmýþ olacaðýz.