''Yorgun Özneler''...

Çaðýmýzýn, en yüksek teknolojileri hayatýmýza güncelleyen tavrý, belki pek çok iþi ayný anda ve hýzlýca yapabilme þansýný verdi bize... Ama yalnýzlýklarýmýz da derinleþtikçe derinleþti... Uzmanlýk, çoðu kez bireysel yalnýzlýða, çok çalýþarak tahammül etmeyle geliþiyor, ekiple, takýmla çalýþsak bile, o kývama gelinceye kadarki süreç yalýtýlmýþ bir yalnýzlýðý icap ettiriyor. Bununla birlikte, günlük yaþamda giderek kendi kendimize yetmek, bizi toplum içinde olduðumuz halde, toplum dýþý (asosyal) konuma itiyor...

Aslýnda iletiþimin en yüksek olduðu bir çaðda bu kadar iletiþimsizlik, bu kadar yalnýzlýk da olur mu diyor insan... Bir araþtýrmada okuduðuma göre; 7.6 milyar insanýn yaþadýðý dünyamýzda, 5 milyar kiþi mobil telefon kullanýyormuþ. 3.8 kiþi internet baðlantýsýný aktif olarak kullanýrken, 2.8 milyar kiþi sosyal medya kullanýcýsý imiþ... Ülkemizdeki 81 milyon kiþinin 49 milyonu aktif anlamda internet ve ayný zamanda sosyal medya kullanýcýsý imiþ... Peki niçin anlaþamýyoruz? Bu kadar çok iletiþim varken, niçin bu kadar çok anlaþmazlýk, þiddet, ihanet, ayrýlýk var hayatlarýmýzda? Yoksa, sanal alemdeki yeni nesil iletiþim, gizli bir yalnýzlýðý mý dayatýyor bize? Yakýnlarýna, çevrene bakma, sadece bana bak diyen bir mobil telefon ekraný, hepimizi esir almýþ durumda...

Yalnýzlýk ve aþýrý bireyselleþme; yalnýzca entelektüel faaliyetlerin deðil, asrýmýzýn dijitalleþmiþ zamanlarýnýn genel olarak yaþadýðý patolojisi haline dönüþmüþ durumda ne yazýk ki. Hatta bazý hastanelerin, bazý týp fakültelerinin bu dijital baðýmlýlýk yaratan hastalýklarla ilgili terapi ve tedavi yöntemleri geliþtirmekte olduðunu da öðrendim...

Dijitalleþmenin yol açtýðý bu sert tekilleþmede, gerçek hayata karþý isteksizlik, duyarsýzlýk, hakikatten kopukluk, hayatýn içindeki gerçeklere tahammül edememe, sanal alemin adeta narkotik rüyalarý andýran konforlu ama kurguya dayalý alternatiflerini, gerçek hayata tercih etme, baðýmlýlaþma gibi ciddi sonuçlar da var...

Psikiyatrist Dr.Gözde Göndoðdu Meydaneri; 'sosyal medya kullaným amaçlarýný kiþilere sorduðumuzda genelde yakýn çevre, aile ve dostlar ile iletiþim içerisinde kalmak ve görünür olmak gibi cevaplar alýyoruz. Ama bu durum çoðu zaman yalancý-sahte dijital kimlikler oluþmasýna neden olup kiþilerin hayatlarýný olumsuz anlamda etkilemektedir' diyor. Sosyal medya kullanýmlarýnda en sýk rastlanan meselelerin baþýnda, sanal ortamýn verdiði baðýmsýzlýk ve kontrolsüzlük sebebiyle, kiþinin gerçekler ile yüzleþmekten kaçýnmasý, olduðu yer ile olmak istediði yer arasýndaki feci uçurum ve buna baðlý olarak kiþilik bölünmesi gibi hadiseler geliyormuþ...

Aslýnda evli olan bir bireyin, eþi tarafýndan yeterince onaylanmadýðýný hissettiðinde, bu onaylanmayý sanal alemde aramaya kalkmasýnda olduðu gibi, derinlerinde beðenilmeme ve incinmiþlik yatan bir saplantýya dönüþüyor mesela. Veya sosyal medyada takipçi sayýsý, beðeni ve onay sayýsý, neredeyse yaþam idealine dönüþüyor. Takip edilmeme veya görülmeme, kýrmýzý kalp alamama, mutsuzluk kaynaðý olabiliyor.

Bazý kliniklerde, dijital baðýmlýlýkla mücadele, týpký uyuþturucu baðýmlýlýðýyla mücadeleye benzer þekilde, insan saðlýðýný tehdit edecek bir sorun olarak teþhis edilip, tedavi yollarýna gidiliyor. Konuþtuðum psikiyatristler, en iyi ilacýn, gerçeklerle yüzleþme, gerçek arkadaþlýklar, toplumsal çalýþmalar, yeni uðraþýlar, sanat ve spor hobileri olduðunu söylüyor...

Ýnsan, ipincecik katmanlarla, biricik bir kývamda yaratýlmýþ. Kuraný Kerim buna ''ahsen-i takvim' diyor, en güzel kývam yani... Ruhu tüy kadar hafif, nazenin bir kristal kadar kýrýlgan... Unutkan, iradesi zayýf, kibirli, hýrslý olabileceði gibi, erdemli, mütevazi, mütebessim, sorumluluk duygusu taþýyan, çevresine saygýlý, hukuku haddi aþmayan bir kývamda da olabilir. Biz, özümüzdeki güzelliði keþfedip ortaya çýkartmakta birbirimize yardýmcý olmalýyýz aslýnda...

Doç.Dr. Necati Sümer, velud bir yazar, ilahiyat felsefesini insandan yana kuran bir düþünce insaný. Bilgesina Yayýnlarýndan çýkan 'Yorgun Özneler' adlý kitabýný okurken, insanlýk adýna yeni bir özür beyaný, inayet ve affedilme imkaný gibi geldi bana 'yorgunluk' kavramý... Allah iþlerimizde bizlere kolaylýklar versin, bizi her türlü yorgunluklardan korusun... En kötüsü de hayat yorgunluðu, gerçek hayatý sanal olanla deðiþ tokuþ etmek, Dante'nin Ýlahi komedyasýnda ruhu þeytana satan adamýn talihsizliðini anýmsatýyor bana... Modern zamanlarýn yorgunlarýyýz, acý da olsa gerçekler tek çaremiz... Sümer Hoca'nýn yaptýðý gibi, gençleri hayata çaðýrmak bu yüzden çok deðerli...