Alışmışlar yurtdışından para ve emir almaya.
Yeni Türkiye idaresinin yurtdışındaki faaliyetler için para göndermesini haliyle garipsiyorlar.
"Nasıl olur ya, para bize gönderilir biz yurtdışına para göndermeyiz." diyorlar.
"Türkiye'de demokrasiyi desteklemek" veya "Türkiye'de gazeteciliği desteklemek" adı altında ABD ve Avrupa'dan fonlananlar ABD'de kurulan bir Türk vakfına para gönderilmesini dillerine doladılar.
Müstehcen kasetten CHP'nin başına atanan Kemal Kılıçdaroğlu'nun başını çektiği Batıcı güruh, Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda devletin yurtdışında gerçekleştirdiği tüm hamlelerin önünü kesme vazifesini yerine getirmek için canla başla çalışıyor!
Dünyanın herhangi bir yerinde Türkiye ABD veya Avrupa'nın ayağına bassa çığlık mezkûr Batıcı güruhtan geliyor. Yahu size ne oluyor, bırakın ayağına basılan bağırsın, acısı size mi düştü?
Benimki de soru mu, tabiî ki acısı onlara düştü!
"Türkiye'de demokrasiyi desteklemek" veya "Türkiye'de gazeteciliği desteklemek" adı altında kendilerine verilen paralar hayrına verilmiyor. Mâlûm Anadolu'da cenaze sahipleri yerine hem ağlayıp hem de mevtayı öven sözler söyleyip para kazananlar var. İşte, müstehcen kasetten CHP'nin başına atanan Kemal Kılıçdaroğlu ve güruhu da, Türkiye ne zaman çıkarı doğrultusunda yurtdışında bir hamle yapsa ve bu hamle ABD veya Avrupa'nın çıkarlarına aykırı olsa hemen başlıyorlar velveleye, üst başlarını yırtmaya.
Yalnız burada cenaze ağlayıcılarının hakkını teslim edeyim, onlar profesyonelce işlerini yapıp iş bittikten sonra gerçek hayatlarına dönüyorlar. Müstehcen kasetten CHP'nin başına atanan Kemal Kılıçdaroğlu ve güruhu ise hadiseyi öylesine içselleştirmişler ki, Türkiye'nin hamleleri karşısında ABD ve Avrupa'nın duyduğu acıyı derinden yaşıyorlar; acıları onların acısı olmuş, dertleri onların derdi olmuş.
Müstehcen kasetten CHP'nin başına atanan Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini rezil etme pahasına önüne konulan yalanları aktarmaktan vazgeçmiyor. Kılıçdaroğlu'nun vazifesi şuuru takdire şayan! Kendi kitlesi bile "Artık bu kadar da olmaz" demelerine rağmen Kılıçdaroğlu yalan söylemeye devam ediyor. Aslında avcı kahvehanelerinde hayalindeki av hikayelerini anlatması gereken bir şahıs Türkiye'nin kurucu partisinin başına konmuş!
Gün gelecek "Kemal'in Yalanları" adıyla bir kitap basılacak ve yok satacak. Evlerde eğlence niyetine herkes birbirine bir Kemal yalanı anlatacak. Hatta çok yalan söyleyenlere "Bu da Kemal'e bağladı" denilecek ve bu söz atasözleri sözlüğüne girecek; ömrü olan görür!
Yazımı bir ikâzla bitireyim: "Kemal'in Yalanları" kitabını basacak yayınevi şimdiden Kılıçdaroğlu'nun telif hakkını ödesin!..