ABD Baþkaný Biden'ýn Rusya Devlet Baþkaný Putin'e 'katil' demesi basit bir siyasi sataþma deðildi.
ABD için öncelikli tehdit Rusya'dýr ve bu söz bunun tezahürüdür.
Trump'ýn Çin-Rusya denkleminde Rusya'ya yakýn durarak Çin'e odaklanmasýna karþýn Biden önce Rusya, sonra Çin gibi bir anlayýþa sahip.
'Katil' sözü bu küresel paradigma deðiþikliðinin iþaret fiþeði konumundadýr.
Trump'ýn Rusya'yý doðrudan hedef almamasýnýn Rusya'ya yönelik geleneksel ittifak halkalarýný ve kalkanlarýný zayýflattýðý düþünülüyordu.
Trump varlýk sebebi Rusya (SSCB) olan NATO'nun neredeyse daðýlmasýný isteyen bir tavýr içindeydi. NATO'nun bir numaralý aktörü olan ABD'nin ittifaký önemsizleþtirmesi kurum açýsýndan dramatik bir etki yapýyordu.
New York Times, NATO'dan çekilmekten bahseden Trump'ýn seçimi kazanmasý halinde NATO'dan çýkmak için düðmeye basabileceðini ileri sürüyordu. Trump döneminde Genelkurmay Baþkanlýðý yapan John F. Kelly görevi sýrasýnda en zorlandýðý þeyin Baþkan Trump'ý NATO'dan ayrýlma kararýndan 'caydýrmak' olduðunu ifade ediyordu.
Trump'ýn AB'ye yönelik küçümseyici tavrý, Ýngiltere'nin Birlik'ten çýkma kararý ve kimi AB üyesi ülkeleri arasýnda yaþanan güç çekiþmesinin AB'yi daðýlmaya götürebileceði varsayýmlarý hep Rusya politikasýyla iliþkilendiriliyordu.
Rusya ise Obama'nýn dirayetsiz politikalarý ve Trump'ýn yaklaþýmlarý sebebiyle Ortadoðu ve Doðu Akdeniz'de yeniden dominant bir süper güç gibi hareket etmeye baþlamýþtý.
Yeni ABD Baþkaný Biden'ýn Rusya'yý öncelikli hedef olarak konumlandýrmasý NATO ve AB'ye yönelik politikalarý da deðiþtirdi.
Biden þimdi bozulan iliþkileri onarmaya, sarsýlan ittifak kurumlarýný yeniden toparlamaya çalýþýyor.
Rusya'ya karþý politika geliþtirmek demek NATO'yu yeniden güçlü bir aktör olarak oyuna sokmak demektir.
Siyasi ve askeri kalkan olarak görülen NATO ve AB ile iliþkiler ve kurumlarýn yapýsý Biden tarafýndan konsolide edilmek isteniyor.
Rusya'nýn Doðu Akdeniz, Karadeniz, Doðu Avrupa ve Ortadoðu'daki etkinliðini kýrma çabalarý eski ittifaklarý ve yeni güç aktarýmlarýný gündeme getirecektir.
ABD'nin Yunanistan'a yönelik yeni hamleleri bunu göstermektedir.
Peki, Türkiye bu denklemde nereye oturuyor ve bu geliþmeler Türkiye'nin ABD iliþkilerini ve bölgesel politikalarýný nasýl etkiler?
NATO'nun güç kazanmasý en önemli aktörlerinden biri olan Türkiye'nin de öne çýkarýlmasý anlamýna gelebilir.
AB'nin bölgesel bir aktör olarak tekrar oyuna sokulmasý ise bölgede etkinliðini artýran Türkiye ile iþbirliði zeminlerini artýrma arayýþýný beraberinde getirebilir.
Türkiye'yi karþýya alarak ve yadsýyarak geliþtirilecek politikalar amaçlanan hedefleri ulaþmayý zorlaþtýracaktýr.
Türkiye Doðu Akdeniz, Libya ve Suriye'de Rusya'nýn müttefiki olmadýðý gibi onun tarafýnda da deðildir.
Rusya ile karþýlýklý menfaat esasýna dayanan iyi iliþkiler bir tarafa bu alanlarda farklý konumlar söz konusudur.
Bu alanlarda Türkiye AB ile de müttefik deðildir, yani kendi özgün çizgisini sürdürmektedir.
Türkiye kendi bölgesel çýkarlarýný kendi gayretleri ve milli politikalarýyla korumaya çalýþmaktadýr. Bu konularda ne NATO ne AB Türkiye'nin haklý mücadelesine destek olmuþtur.
AB liderler zirvesinde Türkiye'ye yaptýrým yerine iþbirliði temasýnýn aðýr basmasý yeni döneme yönelik önemli bir iþarettir.
Biden, AB ülkelerine Rusya'nýn kendileri için bir tehdit olduðunu göstermek için elinden geleni yapacaktýr. Bu çaba ise Çin'in tehlike olduðunu göstermeye çalýþmasýndan daha kolay olacaktýr.
Küresel güçlerin bölgesel çekiþme ve çatýþmalarýnýn yeniden öne çýkacaðý bir döneme giriyoruz ve Türkiye'nin denklemdeki konumu daha kritik olacak.