Türkiye'nin tarihi geçmiþi ve Afrika coðrafyasý üzerinde eski baðlarýnýn olmasýna raðmen, Erdoðan'ýn iktidara gelmesi ile birlikte, yeni siyasetin inþasý da baþladý.
Sadece Afrika ülkelerindeki Erdoðan sonrasý açýlan temsilcilik ve elçiliklerin sayýsý, neredeyse üç katýna çýkmýþ ve de diplomatik bir iliþki aðýnýn örüldüðünü açýk bir þekilde görüyoruz.
Ama Türkiye'nin Afrika üzerindeki çalýþmalarýný, ne Türkiye'de; ne de Afrika'da tanýtýmý konusunda baþarýlý deðiliz.
Türkiye medyasý bile, Afrika konusunda Rusya'nýn Afrika zirvesine; "Batý medyasý önem verdi..." diye önem vermesi, baþlý baþýna üzücü bir durumdur...
Oysa Erdoðan ile birlikte Türkiye'nin Afrika açýlýmý; Fransa ve ABD dýþýnda; Rusya, Çin ve Ýran çalýþmalarýna bakýlsaydý, nasýl stratejik bir önem arz ettiðini görürdük.
Emine Erdoðan hanýmefendinin Afrika üzerine insani, kültürel ve sosyal konulu çalýþmalarý, baþlý baþýna ana konu olarak ele alýnmalýydý.
Neyse ki Rusya-Afrika zirvesi ve beraberinde özellikle Fransa ve ABD'nin bu çalýþmaya yönelik telaþlý tavrý, Türkiye'nin kendi çalýþmalarýna odaklanmasý gerektiðini, medyanýn ve kamuoyunun gündemine çýkartmýþ oldu.
Küresel düzeyde yeni dünya inþasýnda küçük ve hor görülen, sömürülen ve üzerinde her türlü terör örgütleri ile toplum mühendisliði yapýlan Afrika gibi coðrafyalarýn, yeni dönemde etkisi artacaktýr.
Rusya bu durumu iyi deðerlendirmek için, geçmiþteki baðlarýný daha da geniþletmek yoluna girmekle; rekabetin gerçek boyutunu da meydana çýkarmýþ oldu.
Yani Fransa ve ABD'nin yumuþak karnýna bu defa Rusya, Afrika'dan ayar veriyor.
Bu da bize aslýnda, uzun zamandýr Erdoðan ile birlikte baþlatýlan Afrika açýlýmýnýn deðerine odaklanma yolunu açmýþ oldu!
"Afrikada neler yapýyoruz?", "Yaptýklarýmýzýn küresel diðer aktörlerin yaptýklarýndan farký nedir?" sorusuna; gerçek anlamda cevaplar vermeliyiz...
Coðrafyanýn sorunlarý ve zorluklarý, sosyolojisini öðrenmek ve anlamak; yeni dönemin çalýþýlmasý gereken ana baþlýklarý olduðu gayet açýktýr.
Maalesef Batý'nýn her fýrsatta devreye soktuðu terör örgütlerinin bile, Batý tarafýndan "enstrüman" olarak kullanýldýðýný artýk bilmeyen yoktur.
Yabancý düþmanlýðý üzerinden Türkiye içinde politika üretenlerin söylemlerinin kimin iþine yaradýðýný da, gayet net görebiliyoruz.
Ýsrail, Çin, Fransa, Hollanda, Almanya, ABD, Ýngiltere, Rusya ve Ýran gibi herkes; bu coðrafyaya kendi enstrüman ve planlarý ile girdiði net bir durumdur.
Türkiye içindeki yabancý karþýtý her cümle, her politik söylem; Türkiye'nin gelecek inþasýndaki hedeflerine karþý bir durum olduðunu umarým anlýyoruz.
Yabancý öðrencilerin üzerinden yalan dolan haberleri devreye sokarak, neredeyse çatýþma konusu haline getirilmeye çalýþýlan siyasi söylemlerin, hiç birinin Türkiye'nin milli bakýþ açýsý ile alakasý olmadýðý gayet nettir.
Türkiye'yi dün de bugün de kendi tarihsel geçmiþi ile baðlantýlý siyasi kurgulardan alýkoymaya çalýþan her yabancý karþýtý söylem, Ülkemizi devredýþý koyma peþinde olan emperyalist yapýnýn senaryosudur.
Türkiye'nin insancýl ve istikrar merkezli çalýþmalarýný, hem kendimizin, hem de çalýþma yaptýðýmýz coðrafyalarýn insanýnýn tanýmasý ve bilmesi için, gündeme almasý elzemdir....