Afrika'da Rusya faktörü...

Fransa ve ABD, Afrika'da yeni sorunlarla karşı karşıya.

Rusya, Ukrayna süreci ile sıkıştırılmış siyasi duruma, Afrika'da "Buradayım" cevabı ile misilleme yolunu seçti.

Rusya'nın, Afrika'da, eskiye dayanan ilişkilerinin var olduğu, herkesin malumu...

Ama bu kozu şimdiki kadar kullanmaya, hiç kalkışmamıştı.

Şimdi yeni dünya düzeni ve oradaki almak istediği yer nedeniyle, Rusya tüm ilişki ağını, aktif hale getirmektedir.

Rusya sadece mevcut ilişkileri güncelleme yolunu tercih etmedi. İktidar değişimleri ile siyasi hakimiyeti de kalıcı hale getirmenin peşinde olduğunu vurguluyor.

Fransa bu durumda barışmak istemiyor ve Rusya'ya karşı sorunlu alanlarda meydan okuyor.

Ermenistan destekli Karabağ üzerinden siyasi dayatma yapması, esasında Rusya açısından analiz edilmelidir.

Fransa klasik yöntemini seçkin buluyor.

Afrika'daki varlığına müdahale eden Rusya'ya, Güney Kafkasya'da sorunlu alan açarak; durdurmaya çalışıyorlar.

Son günlerde Fransız heyetlerinin Karabağ üzerinden Azerbaycan'a baskı yapmasını da biraz böyle okumakta yarar vardır.

Fransa aynı yöntemlerini Türkiye aleyhinde de kullanıyor.

Ermenistan, İran, Fransa kanalını; böyle stratejik konularda birlikte analiz etmek elzemdir.

Rusya masadan kendi istediğini almadan, kalkmayacağını ilan ediyor!

Afrika'daki boy gösterileri, bunun bariz bir işaretidir.

Fransa'nın küresel aktör olarak geleceği, Afrika'daki varlığına, kalıcı olup olmamasına bağlıdır...

Dolayısı ile Afrika kozu, hesaplaşma ve savaş kozu olarak da kullanılacağa benziyor.

Rusya, Afrika, Asya, Ortadoğu gibi bölgelerde kalıcı olmak için, yeni stratejiler üretmekte kararlı.

Kendi içindeki siyasi güncellemeleri de buna göre dizayn ediyor.

Rusya kendi hinterlandında otorite olmak için, küresel güçlere vereceği siyasi cevaplarını önemsiyor.

Orta Asya ve Kafkasya'daki varlığı da bu yeni gelişmelerdeki tutumuna bağlı olacak.

Rusya, Afrika'ya; sadece ekonomik olarak bakmıyor.

Savunma hattı olarak da görüyor.

Yani gerekirse savaş motivasyonunu destekleyecek ama bunu yaparken eğitim ve refah konusunu da göz ardı etmeyeceğini gösteriyor.

Afrika'ya gıda ve eğitim konusunda destek verme yolunu seçmekle, halkların nezdinde sömürge yerine; ortak modelini sunduğunu da açıktan beyan ediyor.

Yeni sürecin en önemli coğrafyası olan Afrika, kısacası büyüklerden kimin büyük, kimin küçük kalacağını belirleyen bölge olarak karşımızda duruyor.

Sömürülen ve hor görülen coğrafya, galiba hor görenler için ders meydanı olacak...