AK Parti'nin ilk 20 yýlý

Türkiye'nin en büyük ve kuruluþundan itibaren kesintisiz þekilde iktidarda olan -bu haliyle dünyada da benzeri olmayan tek partisi 20. yaþýna ulaþtý.

AK Parti insan olsaydý Z kuþaðý diye adlandýrýlacaktý.

Gücü ve kabiliyetleri itibariyle dinamik, gelecek hayalleri kuracak kadar genç, en iyiyi arayacak kadar idealist, ideal olanla reel olan arasýndaki farký görecek ve aþacak kadar gerçekçi, girdiði her seçimden birinci çýkmayý baþaracak kadar takdir görmüþ, güvenilir.

AK Parti'nin bu özellikleri ilk yýllardan itibaren onu diðerlerinden ayýrt ettiren özellikler olarak temayüz ediyordu fakat 20 yýlla beraber iyice pekiþti.

Muhalefet partilerinin teker teker durumlarý da, ittifak yapmýþ halleri de ülke geleceði açýsýndan umut vaat etmiyor. AK Parti'nin en yakýn rakibi en fazla yarýsý kadar oy alabiliyor. Sayýsal yetersizliðin yaný sýra yetkinlik sorunu da var muhalefetin. Bu açýdan Türkiye'nin son yirmi yýlýný AK Parti'nin ilk yirmi yýlý olarak deðerlendirmek icap eder.

**

AK Parti'nin en önemli baþarýlarýnýn baþýnda ülkeyi her manada güçlendirmek ve ortak ülküde büyütmek geliyor.

2002'de iktidara geldiðinde Türkiye periþan haldeydi. Ekonomisi, demokrasisi, psikolojisi berbattý. 28 Þubat askeri darbesinin siyasette ve sosyolojide açtýðý yaralar derindi.

Baþörtülü kadýnlar eðitimden, iþ hayatýndan, kamusal alandan, Meclis'ten laikçi faþistlerin "alkýþlarýyla" kovulmuþ, Ýmam Hatip öðrencilerine katsayý tuzaklarý kurulmuþtu.

Evrensel yasalar, maþeri vicdan ve TC Anayasasý hür ve eþit olduklarýný buyursa da vatandaþlarýn bazýlarý -laikçi faþistler- diðerlerine üstünlük taslayarak "Biz asýlýz! Dediðimiz gibi yaþayacaksýnýz!" diyordu.

80 darbesiyle devlete sýzdýrýlmýþ sözde dindar FETÖ ajanlarý 28 Þubat'ta iyice semirtilirken samimi dindarlar ordudan, iþadamlarý piyasadan, öðrenciler üniversitelerden atýlýyordu.

99 depreminin ortaya çýkardýðý gibi devlet tam manasýyla enkaz altýndaydý. Toplum ise aðýr depresyonun etkisinde.

Bu þartlarda, böyle bir ortamda kuruldu AK Parti. 14 Aðustos 2001'den itibaren de umudun ve kývancýn adý oldu.

**

Ýktidarý döneminde sivil siyasi alaný her tür vesayetten arýndýrdý AK Parti. "Yeter söz milletindir!" sözü AK Parti ile hayat buldu.

Medyanýn, patronlarýn hükümet kurup hükümet yýktýðý, otel lobilerinde milletvekili satýþýnýn yapýldýðý, siyasetin pis bir iþ olarak anýldýðý bir düzlemden çýkardý Türk siyasetini.

Halka gavur eziyeti yapýlan tek parti döneminden baþlayarak oluþan hastalýklarý, kötü alýþkanlýklarý deðiþtirdi. Ayrýmcýlýkla mücadele etti, sivil siyasi alaný kavi kýldý.

Önceki hükümetlerin ortalama ömrü bir yýlý aþmýyordu ve vesayet odaklarý zayýf iktidarlarýn býraktýðý boþlukta istediði gibi at koþturuyordu. Bunu deðiþtirdi AK Parti. Seçimler her zaman yerli yabancý gözlemcilerin nezaretinde ve zamanýnda yapýldý.

1960 darbesinde Baþbakan Menderes'in iki bakanýyla beraber asýlmasý toplumda ve bilhassa siyasetçilerde büyük travmalara yol açmýþtý. Baþbakan'ý ipte gösteren fotoðraf siyasetçilerin tepesinde sallanan Demokles kýlýcý gibiydi.

Bu darbecilerin iþini çok kolaylaþtýrdý. Siyasetçilerin en mahir olaný bile sýkýþtýðý anda þapkasýný alýp gidiyordu.

Ýþte bunu kýrdý AK Parti. Türkiye siyasi tarihinde bir ilk olarak 27 Nisan e-muhtýrasýný ertesi sabah sahibine iade ederek askerin sivil iktidara tâbi olduðunu hem muhataplarýna, hem darbecilerden iktidar bekleyen siyasi çevrelere, hem de iradesine sahip çýkýlmasýný bekleyen halka ilan etti.

Daha önce 367 kriziyle sistemi týkayýp TBMM'ye cumhurbaþkaný seçtirmeyenlerin belini halkýn eliyle kýrdý AK Parti.

2007 referandumuyla halk oyuna sunulan teklif, halkýn "Cumhurbaþkanýný bundan böyle halk seçsin" buyruðuyla anayasal hüküm haline geldi.

2017'de de yine halkýn oyuyla Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi'ne geçildi.

**

Aradan geçen 20 yýlda krizler, operasyonlar, darbe giriþimleri, yaptýrýmlar, terör saldýrýlarý ve doðal afetler yaþandý ama seçmenin tercihi deðiþmedi.

Recep Tayyip Erdoðan genel baþkanlýðýndaki Adalet ve Kalkýnma Partisi girdiði her seçimden birinci parti olarak çýktý.

AK Parti, Türk toplumunun birinci partisidir ve tüm Türkiye'den oy alabilen tek partidir.

Hem bir kitle partisi, hem lider partisidir AK Parti. Bu özelliðiyle de biriciktir.

Açýktýr ki 20 yýllýk sürede Türkiye, yeni bir lider arayýþýna girmedi, Erdoðan'ýn liderliðinden hiç vazgeçmedi.

Üstelik Erdoðan Türkiye'yi yavaþlatmak, oyundan çýkarmak isteyenlerin hedefi olmasýna raðmen halk liderinin sadece arkasýnda durmadý. Saldýrý anlarýnda önünde arkasýna saðýnda solunda sapasaðlam durdu, etten duvar ördü.

**

En yüksek oy oraný hala 20'lik AK Parti'de. En yakýn rakibiyle arasýnda yarý yarýya fark var.

Bu da demek oluyor ki Türkiye toplumu AK Parti dýþýnda herhangi bir partiyi ülkeye hükümet etmek edecek yetkinlikte görmüyor, ülke teslim etmiyor.

Bu açýdan da AK Parti'nin kaderi Türkiye'nin kaderine bitiþiktir.

Yorulamaz, bozulamaz, daðýlamaz, kenara çekilemez.

Kendini aþan bir sorumluluðu var yani AK Parti'nin.

Bir nevi, vatan görevi.