Akabe Zirvesi

Filistin'i yeniden yapılandırarak Filistin direnişini tasfiye etmek ve bu süreçte Arap devletlerinden destek almak olarak nitelendirilen zirveler olumsuz tepkiyle karşılanmıştır. Akabe Zirvesi'nin sonuçlarını reddeden HAMAS, İslami Cihad ve El-Aksa Şehitleri Tugayı, zirve sonrasında artan İsrail saldırılarına misilleme olarak ilk kez 9 Haziran'da İsrail'e yönelik ortak silahlı eylem gerçekleştirerek dört İsrail askerini öldürmüştür. ABD'nin Orta Doğu'ya yönelik mali yardımlarından bir diğeri olan Filistin Yönetimine altyapı projeleri için 20 milyon dolar doğrudan yardım, Bush tarafından onaylanmıştır.

Bu dönemdeki olumlu gelişmelerden bir diğeri de İsrail ile Filistin arasında müzakere maddelerinden bir diğeri olan Filistinli tutukluların salıverilmesi hususunda 339 tutuklu İsrail tarafından serbest bırakılmasıdır. Gelişmelere gölge düşüren olay 19 Ağustos'ta gerçekleşmeştir: Kudüs'de otobüse düzenlenen intihar saldırısıyla Yol Haritası süreci raydan çıkmıştır; İsrail güçleri bu saldırıya karşılık olarak HAMAS liderlerini hedef almıştır.

2 Eylül 2003 tarihinde BM Güvenlik Konseyi'nin 1559 sayılı kararında Lübnan'daki tüm yabancı güçlerin çekilmesi çağrısı yapılmaktadır. 6 Eylül'de ise Mahmud Abbas (Ebu Mazen olarak da bilinir) Arafat, ABD ve İsrail'den yeterince destek görmediği için istifa ettiğini duyurmuştur. 7 Eylül'de ise Filistin Yasama Meclisi sözcüsü Ahmed Kurey başbakan olarak atanacaktır. 9 Eylül'de Orta Doğu'daki şiddet tekrar tırmanacak ve Filistinli grupların ateşkesi, Kudüs ve Tzirifin'e saldırılarla son bulacaktır.