Türkiye - Libya hattý önümüze yeni düzenin sýnýrlarýný da beraberinde getirmekte. Akdeniz’in tamamýnda var olmak, sadece var olmak deðil, kurgunun mimarý olmak, belirleyici konuma girmek, kaotik dünyanýn yeni düzeninde Türkiye'yi "esas lidere" dönüþtürmekte.
Amerika da belki çöküþe götürmeyecek ama ciddi sosyolojik sorunlarýn tavan yaptýðý dönemde, bu dönemin Avrupa'ya sýçramalarýnýn karakteristiðine bakýldýðýnda, görünenle görünmeyen olaylar arasýnda bað kurma zorunluluðu devreye giriyor.
Hayli zamandýr devletler hukukunu benimseyen akýl ile ona karþý koyanlar arasýndaki savaþtan bahsediyoruz. Bunun nasýl þekilleneceðini, bazýlarýna göre komplo teorisi olsa "gerçeklere baktýðýmýzda fazlasýyla tesadüflerin yan yana geldiðine nasýl isim koyalým" sorusunu düþünmeden geçmek mümkün deðil.
Ýnsan öldürülmesi, ýrkçýlýk, renge ve dine göre bakýþ açýsýnýn nasýl çað dýþý ve insanlýk dýþý konu olduðunu en fazla dile getiren insanoðlunu uyandýrmaya gayret eden medeniyetin ve ölçünün adýnýn Ýslam olduðunu hatýrlatmak isterim.
Ayný medeni Batý ýsrarla, kendisinin içindeki sorunlarýný kapatmak için, dýþarýda sürekli düþman oluþturma çabasý içindeydi. Ýslam düþmanlýðý ve Türkiye aleyhtarlýðýnýn kodlarýna baktýðýmýzda, yeni düzende Türkiye’nin ortaya koyacaðý misyonu anladýklarýný anlýyoruz.
Herkes devlet yönetimindeki boþluklarla boðuþurken, Türkiye’nin Akdeniz hakimiyetindeki hamlesinin devlet aklýnýn nasýl bir güç olduðunun altýný çizmek isterim.
Devletler hukukuna karþý koyanlarla, "devlet" adýndaki mekanizmanýn ortadan kalkmasýný benimseyenler, büyük þirketlerin iþletilme metodolojisini, devletlerin kurallarýndan daha rahat yönlendirebileceklerine inananlarýn ayný safta olduðunu daha net görebiliyor muyuz?
Türkiye böyle bir ortamda, hem devlet olarak kendini korumanýn hem de devletleri yok sayanlarýn kaybetmesi için kendi hamleleri ile yeni rota oluþturmakta. Akdeniz rotasý; Türklerin adil siyaset aklý ile yeniden þekilleniyor. Baþkan Erdoðan bu rotanýn mimarý.
Avrupa'nýn yeni ekonomik, sosyolojik ve kültürel dejenere olmaya yaklaþan durumu, insanoðlunun yeni fikirler üretmesi gerektiðine de ýþýk tutmakta.
Amerika'daki durumlar, kendi içindeki derin sorunlarý çözemeyen yapýnýn, dünyaya ileride fazla bir þey verip veremeyeceðini düþünmeden olmaz. Elbette Amerikan devlet yapýsý ve ekonomisi güçlü durup ve bu ayaklanmalarla sarsýlmayacak. Lakin mesele sadece ABD'nin sarsýlýp sarsýlmamasý deðil! Dünyada hegemonik gücü ile belirleyici olan Amerika'nýn, insan hak ve özgürlüklerine nasýl yeni adil kazanýmlara kapý açacak? Kendisi kurulduðu günden bu tarafa çözemediði "insan" sorununu, dünya için nasýl çözeceði ciddi sorundur! Oysa devreye girecek devletleri çökerten ve yeni devletlerin kurulmasý oyunlarýnýn hepsi, bu insan haklarý melodileri ile pekiþtirildi.
Böyle bir dönemde, Türkiye nasýl numara bir olabildi? Hangi derin kod, hangi medeniyet aklý, nereye dayanan temeller, bu durumdan Türkiye’yi baþarýlý çýkarýyor? Ýþte bence buradan ders alýnmalý! Hem dünyanýn, hem de içerideki bizimkilerin halen anlayamadýðý bazý sorularýn cevabý burada saklý.