Akşener, neden Kılıçdaroğlu diyor?

Muhalefetin 6'lı yuvarlak masasından bu hafta iki çatlak ses çıktı.

Tam, "ahenkli çalışıyorlar" diye propaganda yapılırken, Temel Karamollaoğlu ile Gültekin Uysal aykırı laflar ettiler.

Yetmedi, bir de söylediklerini insan zekâsıyla alay ederek tevil etmeye kalktılar, telâşla "biz öyle demek istemedik" deyiverdiler.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Bunu ilk defa söylüyorum; Seçim Kanunu'yla şartlar değişti. Üçüncü ittifak olabilir" dedi.

Ertesi gün de, "Üçüncü ittifak konusunda, dünkü yayında biz, "ittifak içinde ittifaklar olabilir" kanaatini gündeme getirmiştik; öyle görülüyor ki, eksik kalmış veya yanlış anlaşılmış..." dedi.

Aslında kimse yanlış falan anlamadı. SP, DEVA ve Gelecek Partisi'nin yeni bir ittifak kurarak seçime gitme hesabı yaptığı ilan edilmiş oldu.

Karamollaoğlu, "üçüncü ittifak, 6'lı masanın diyaloğunu etkilemez" diyor. Ancak masa çoktan sallanmaya başladı.

Hele Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın çıkışı, masanın altına konulan el yapımı patlayıcı gibiydi.

Uysal, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Türk Milleti'nin cumhurbaşkanı adayı ile ilgili beklentisinin 3 ölçüsü var" deyip 1. Maddeyi açıkladı: "20 yıllık AK Parti döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak."

Hayda... Yuvarlak masanın 6 kişisinden ikisi; Davutoğlu ve Babacan. Biri Başbakan olarak, diğeri Bakan olarak AK Parti döneminin sorumluluğuna ortak oldular.

Uysal; muhatabı çok açık şekilde bu iki isim olduğu halde, "ben onları kastetmedim" diye işi pişkinliğe vurmaz mı?

Ya neymiş?

"Kastettiğim kişiler açıkça Beştepe etrafında kümelenmiş dar çıkar gruplarıdır. Ortak bir yaşam inşası için 6'lı masa etrafında bir araya gelmiş partiler/liderler değildir."

Muhalefetin içi gerçekten karmakarışık.

Hala ortak aday da belirleyebilmiş değiller.

Ancak Kılıçdaroğlu ismi artık rakipsiz gibi.

Her kulis bilgisi elbet kesin değil.

Ancak CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu'dur ve Akşener buna evet dedi.

Yani Akşener, İmamoğlu'ndan desteğini çekti. Ablasının, İmamoğlu'nun yüzünde gördüğü Rabbi Yessir kayboldu...

Neden Kılıçdaroğlu isminde karar kılındı?

CHP ve İP, son anketlerin sonuçlarına adeta iman ediyorlar.

Cumhur İttifakı'nın kaybedeceğine öyle inanmışlar ki, muhalefetin adayının artık ismi önemli değilmiş. Kim olsa kazanırmış. "Niye Kılıçdaroğlu olmasın?" diyorlar...

Ve ilave ediyorlar: Seçimin kilit partisi HDP. HDP tabanından en çok oyu alacak isim de Kılıçdaroğlu'dur...

6'lı masadan Kılıçdaroğlu ismi çıkarsa, CHP dışındaki partilerde ortalığın toz duman olacağı da kesin.

Herhalde DEVA ve Gelecek Parti tabanındaki insanlar, "Biz AK Parti'den Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesi için mi koptuk?" diye soracaklardır.

Son kertede Kılıçdaroğlu'na, "Alevi" kimliği hatırlatılarak, kazansa bile seçimlerden sonra Türkiye'nin, en büyük ayrışma problemi ile karşı karşıya kalacağı söylenerek, ikna edilmesi mümkün olabilir mi?

Yuvarlak masadan çıkan çatlak sesler, seçime 14 ay kala, ayak oyunlarının başladığını anlatıyor.