Mustafa Sabri Beşer
Mustafa Sabri Beşer
Tüm Yazıları

Allah'ım, n'olur gerçek olmasın..!

Bu doğru mu? Böyle bir şey olabilir mi? Olmamalı, olamaz! Allah'ım ne olur bunlar gerçek olmasın!

Videoyu ilk seyrettiğimde zihnimden geçen ve dudaklarımdan dökülen cümleler bunlar. Görüntülerin gerçek olduğunu anlayınca; "bu insanların ar damarı çatlamış olmalı, bir insan nasıl bu kadar cahil olabilir, bir insan nasıl bu kadar insanlıktan çıkabilir, bir anne bunu nasıl yapabilir!" sözleri kendiliğinden döküldü.

Kendini müzisyen ve şarkıcı olarak tanıtan ancak görüntüsü itibariyle kanaatimizce sanattan bihaber sosyal medya fenomeni Murat Övüç, üzerinde kadınların giyebileceği abartılı bir elbiseyle bir salona giriş yapıyor. Etrafında en az dört tane koruma... Övüç'ün sahneye öyle bir girişi var ki sanırsınız dünya onun için dönüyor, dünyanın en önemli kişisi kendisi. Abartılı elbisesinin boyundan uzun kuyruğunun ucuna korumalarından birisi yanlışlıkla azıcık basınca öyle bir bakış atıyor ki dersiniz ülke padişahı!

Etrafındaki korumalar ise sanki dünyanın en önemli insanını koruyor, dünyanın en değerli bilim insanına veya devlet başkanına zarar gelmesini engellemek istiyorlar!

Sahnenin her anı absürt, alakasız!

Ancak insanı daha çok hayrete düşürüp şok eden sahneler daha sonra geliyor.

Salonda yüze yakın kadın var. Hepsi de en güzel elbiselerini giymişler, bir bayram havası. Aralarında seküler olan da var (dindar demeye dilim varmıyor) başı kapalı olan da var.

Ve en ürkütücüsü bu insanların arasında çocuklar da var!

Her şeyiyle komedi ve rezalet olan bu durum karşısında salona giren acayip kişilik için bir alkış tufanı kopuyor. Sevgi nidaları yükseliyor. Ellerde kameralar, herkes garip ve ne idüğü belirsiz bu anın fotoğraflarını çekiyor.

Yüzlerde ve gözlerde büyük bir hayranlık ifadesi... Sanırsınız ki dünyayı kurtarmış bir insanla karşılaşmışlar da heyecanlanmışlar, seviniyorlar ve gurur duyuyorlar!

Ve üstelik bütün bunları çocukların yanında yapıyorlar!

O salonda bulunan çocuklar annelerinin, ailelerinin ayakta alkışladıkları, hayranlıkla telefonlarından çekim yaptıkları bu değişik insana bakıyorlar. Sonra dönüp bir de ailelerine, annelerine bakıyorlar. Pedagojik bir gerçek olarak çocuğun görerek öğrendiğini hepimiz biliyoruz.

Annesinin, ailesinin ayakta hayranlıkla alkışladığı bu sahneyi gören çocuk ileride bu kişiliğe benzeyecek olsa anneler yine ayakta alkışlayacak mı?

Bu görüntüleri seyredince "Allah'ım, n'olur bu bir rüya olsun, bütün bu gördüklerim gerçek olmasın." dedim. Ama gerçekti!

Eleştiren de destekleyen de bu rezilliği sosyal medya mecralarından paylaşarak yayılmasına ve daha fazla görüntülenmesine olanak sağlıyor!

Mikrofon uzatılsa; market pahalılığından, eğitim eksikliğinden, siyasi gidişten, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamadıklarından dem vuracak olanlar bir ahlaki çöküşü ayakta alkışlıyorlar!

"Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!" dedirtecek cinsten alakasızlıklara şahit oluyoruz.

Toplum olarak; mücadele etmemiz gereken bu durum karşısında, aileyi ve neslimizi korumak için elimizden geleni yapmamız gerekirken insanlarımızın içine düştükleri bu durum ne acı!

Her zaman söyledik ve söylemeye de devam edeceğiz: LGBT ve türevleri toplumun ve ailenin temeline konulmuş en büyük bombadır. Bu sapkınlığın vereceği zararı başka bir şey veremez. Onun için bu zihniyetle sonuna kadar mücadele edilmelidir.

Bu mücadelede ise en önemli etken toplumun ve aile bireylerinin tavrıdır. Toplum ve aile bu zihniyete geçit vermediği sürece bir adım bile mesafe alamazlar.

Bireylerin tepkisi devletin yapacağı en büyük yasa ve kanundan daha etkilidir.

Onun için bu zihniyete ve temsilcilerine asla müsamahakâr davranılmamalı. "Ne olacak canım, eğleniyoruz şurada." denilecek bir olay değildir bu.

Hele ki çocukların önünde yapılacak türden şeyler hiç değildir.

Toplum ve birey olarak bu konuda hassas ve duyarlı olmamız geleceğimiz adına hayati öneme sahip!

"İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çirkin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz." ayetini ve Peygamber Efendimizin (sav): "Kim bir kavmi severse, Allah onu onların arasında haşreder, kim kime özenirse o da ondandır." sözünü uyarı olarak zikretmek kâfi gelir kanaatindeyiz.