Ankara'nýn DEAÞ deðerlendirmesi

Suriye iç savaþý patlak verdiðinde 2012 sonrasý aniden ortaya çýkan DEAÞ terör örgütü önce Rejim tarafýndan muhalifleri kriminalize etmek, sonra Batýlý güçler tarafýndan PYD/PKK'yi meþrulaþtýrmak için kullanýldý.

Ama tüm bu kurgular Türkiye sahaya inene kadar sürdü. 15 Temmuz'un ardýndan sýnýr ötesi askeri harekatlarla sýnýrlarýmýz PKK'dan da DEAÞ'tan da temizlendi.

MOSKOVA'NIN KANAATÝ NASIL DEÐÝÞTÝ?

Öte yandan DEAÞ'ýn bir süredir yeniden yapýlanmaya çalýþtýðý ortada. Sene baþýnda Ýstanbul'da Santa Maria Kilisesi'ne saldýrýnca hýzla harekete geçti Türkiye. Saldýrganlarý ve arkasýndakileri yakaladý.

Rusya'da 140'tan fazla sivilin öldüðü terör saldýrýsýnda da Ankara hýzla temas kuruyor Ruslarla. DEAÞ'lý teröristlerin networkünü, güzergahýný ve Tacik olduðunu Moskova ile paylaþýyor.

Ama Ruslar saldýrýnýn Ýdlib kaynaklý olduðunu düþünüyor önce. Ýdlib'i bombalamaya hazýrlanýyorlar hatta. Ankara ise Ruslarý Ýdlib'deki HTÞ ve diðerlerinin izole edildiðine, asýl nüfusun sivil olduðuna ikna ederek þehrin bombalanmasýnýn önüne geçiyor.

ÝKÝNCÝ SALDIRIYI TÜRKÝYE ÖNLEDÝ

Moskova'yý asýl mutlu eden þeyse Ankara'nýn verdiði baþka bir bilgi oluyor. DEAÞ'ýn Rusya'da yine bir alýþveriþ merkezine saldýrmaya hazýrlandýðý bilgisini paylaþarak hem saldýrýnýn önlenmesine, dolayýsýyla belki yüzlerce masum insanýn ölmesine engel oluyor Türkiye, hem de DEAÞ'lý teröristlerin yakalanmasýný saðlýyor.

Üstelik Ruslarýn yanlýþ kanaatlerinin deðiþmesini de saðlýyor Türkler. Malum, Rusya'daki terör saldýrýsýnýn bir ucunun Ýstanbul'a uzandýðýna iliþkin yanlýþ bir algýsý vardý Ruslarýn. Ankara doðru bilgilerle bu yanlýþý düzeltiyor. Nitekim bu geri beslemeler sayesinde "terör saldýrýsýnýn faili Horasan DEAÞ" þeklinde bir açýklama yaptý Moskova.

ANKARA YAKIN TAKÝPTE

Gelelim Ankara'nýn DEAÞ hakkýndaki güncel deðerlendirmelerine. Kaynaklar Türkiye'nin DEAÞ'a yönelik dikkatinin ve takibinin hiç deðiþmediðini söylüyor.

DEAÞ tehdidinin bitmediðini, Suriye ve Irak'ta aðýr yenilgiye uðramasýnýn ardýndan bir kolunun Afganistan'a, bir kolunun Afrika'ya kaydýðýný, DEAÞ içinde Tacikistan Horasan yapýlanmasýnýn güçlendiðini deðerlendiriyor.

Son dönemdeki DEAÞ saldýrýlarýnýn Tacik teröristlerce yapýlmasý bunu doðruluyor zaten. DEAÞ halihazýrda insan kaynaðýný da Tacikler arasýndan seçiyor.

DEAÞ NEDEN AFRÝKA'YA YÖNELDÝ?

DEAÞ'ýn genel lideri Somalili ama. Bu durum DEAÞ'ýn Afrika'daki niyetleri için bir ipucu sayýlabilir. Özellikle kara kýtada örgütlenmeye çalýþmasýný "Afrika'daki hükümetler zayýf, sýnýr güvenliði zayýf, ekonomiler zayýf ve kabileleri kullanmak daha kolay" diye sýralýyor haber kaynaklarý.

Afrika'da farklý adlar altýnda yapýlanmasý, Cinim gibi, sahil bölgelerinde Batý Afrika DEAÞ'I gibi isimler almasý Ankara'nýn yakýn takibinde özetle.

BATIYLA SORUNU OLAN DEVLETLERE SALDIRIYOR

Konuþtuðum kaynaðýmýn önemli de bir hipotetik tespiti var. Doðrusu akla ve sahadaki duruma da çok uygun.

Buna göre DEAÞ'ýn Horasan kolu kimlere saldýrýyor diye bakmak gerekiyor.

Afganistan'da Taliban'a. Çin oteline. Ýran'a. Moskova'ya. Ýstanbul'da Türklere. Afrika'da Türk firmalarýna....

Bu ülkelerin ortak noktasý ise Batý ile yani ABD ile, Ýngiltere ile, Ýsrail ile sorun yaþayan ülkeler olmalarý.

Bu durum görmesini bilen için DEAÞ'ýn sahipliði konusunda bir þey söylüyor elbette.

ASIL RADÝKALLEÞME BATIDA!

Son yirmi yýlda güçlü bir "Afrika açýlýmý" yapan, 2002'de 12 olan büyükelçilik sayýsýný 50'ye ulaþtýran Türkiye'nin Afrika'ya bakýþý -dolayýsýyla Batýdan farký- þu cümlelerde kristalleþmiþ durumda:

"Afrikalýlarýn onlara ders verecekler kiþilere ihtiyacý yok. Onlarla göz hizasýnda konuþacak ortaklara ihtiyacý var. Radikalleþme Ýslam ülkelerinde varmýþ, Batýda yokmuþ gibi yansýtýlýyor. Oysa gerçek öyle deðil. Ýsrail'e bakýn, bebekleri sivilleri kitleler halinde öldürüyor. Radikalizm Ýsrail'de var. Hindistan'a bakýn, evrene sevgi gönderen Budistler Müslümanlarý feci þekilde katlediyor. Radikalizm orada var. Myanmar'a bakýn, Suriye'de sekülerlere bakýn. Radikalleþme ve aþýrý saðýn yükseldiði Avrupa'ya bakýn. Ýslam'la þiddet bitiþtirilmek istense de hakikat öyle deðil".

Bu konuþmayý yapan Türk yetkilinin ardýndan kürsüye Ruandalý devlet adamý gelir. Ruanda yüzyýldan fazla Belçika tarafýndan sömürülmüþ ve 30 yýl önce Batýlý devletlerin gözetiminde iken insanlýk tarihinin en feci katliamlarýndan birine sahne olmuþ ve 100 günde 800 bin kiþi katledilmiþti. Þöyle der kürsüdeki Ruandalý:

"Katýlýyorum. Radikalleþmenin Hýristiyanlarda olmadýðý, Müslümanlarda olduðu doðru deðil. Hutularla Tutsiler palalarla birbirlerini keserken Ýncil'den pasajlar okuyorlardý".