Asker, Başkomutanı alkışlamayıp ne yapacaktı?

Kemal Kılıçdaroğlu'na birileri şöyle akıllar veriyor; "Başörtüsü yasağına karşı kanun teklifi ver, böylece dindar kesime sevimli gözükürsün. Yasakçı etiketinden de kurtulursun.

Kadrosuz Kuran öğretmenlerine kadro sözü ver, böylece din düşmanı algısından yırtarsın."

Bu ikisini de yaptı. Ama niyeti halis olmadığı için çıkışları işe yaramadı, bilakis ayağına dolandı.

Malumunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan bu "beceriksiz hesapçılığı" Kılıçdaroğlu'na öyle bir iade etti ki zaten yaptığını lüzumsuzluk olarak addeden CHP tabanı bile Kılıçdaroğlu'na gıcık oldu.

Çünkü Cumhurbaşkanı; "zaten artık yasak olmayan bir konuyu madem gündeme getirdin bu iş yasayla olmaz gel Anayasa'ya öyle bir madde koyalım ki bu konu bir daha açılmamak üzere kapansın" dedi.

Bugüne kadar "Anayasa önerisine destek verecek misiniz?" sorusunu geçiştirdiler. Artık anlaşıldı ki destek vermeyecekler.

Erdoğan CHP ve 6'lı masayı (Ben artık Vesayet Masası demeyi tercih ediyorum) öyle bir durumda bıraktı ki, Anayasa değişikliğine Meclis'te evet de hayır da deseler siyaseten kaybeden tarafta olacaklar.

Çünkü "takiyye siyaseti" kazandırmaz!

Çünkü takiyye bir siyaset tarzı değil bir ahlaki zafiyettir.

Ne isen öyle görüneceksin. İdeolojik olarak benimsemediğin bir politikayı halkın ekseriyetinin tutumu dolayısıyla uygulamak zorunda kalabilirsin, bunda sorun yok. Sorun iki yüzlü davranmak.

Bir yandan sosyolojik tabanını dönüştürmek yerine safları sıklaştırmak adına tabanına mütemadiyen nefret yüklemesi yapmak diğer yandan muhafazakar kesimden oy almak adına dini, başörtüsünü siyasete alet etmek...

Buna çok benzer bir şey daha yaptı Kemal Kılıçdaroğlu; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın obüslerin ve tankların teslimatını yaptığı törende generaller tarafından alkışlanmasına tepki gösterdi.

Hem de ne tepki!

Hem de tankların arasından sıvışıp giden ve darbe girişimini başarılı olması umuduyla güvenli bir evde televizyondan takip eden Kemal Kılıçdaroğlu!

Olay askeri bir törende gerçekleşiyor.

Törenin gerçekleşme sebebi, yerli ve milli savunmamız için yapılan yatırımların bir sonucu olarak üretilen obüs ve tankların TSK'ya teslimi.

Alkışlanan kişi Başkomutan unvanı da taşıyan Cumhurbaşkanı.

Terörle mücadele için Meclis'e gelen tezkereye hayır oyu veren, Kandil'deki teröristlerin ve FETÖ'nün ümidi olan, ABD Başkanı Biden'ın "ne yapıp edip kazandırmalıyız" dediği CHP'nin Cumhurbaşkanı namzedi Kemal Kılıçdaroğlu, hem hiyerarşiye hem teamüle uygun bu duruma "Kendisini askerlere alkışlatır oldu. Devlet açısından büyük bir çürümüşlüğün göstergesidir bu. Etrafınıza siyaset koridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsanız; elinizde bol yıldızlı, apoletli, Ortadoğu üniformaları kalır. Unutmayın ki bol bol apoletli Ortadoğu askerleri savaşlardan, cephelerden kaçtılar. Onun için komuta kademesi haddini bilsin. Siyaset askerin işi değildir. Herkes haddini bilecek." sözleriyle tepki gösterdi.

Herhalde amacı genlerine işlemiş darbecilik ve vesayetçilik gerçeğini gizlemek ve sözüm ona sivil ve halkçı görünmek.

Lakin her zaman olduğu gibi burada da baltayı taşa vurdu.

Ne zamanki asker asli görevini hakkıyla yerine getirmeye başlıyor, içeride ve dışarıda başarılı bir terörle mücadele sergiliyor, Karabağ'da, Libya'ya, Doğu Akdeniz'de, Suriye'de, karada ve Mavi Vatan'da Türkiye'nin sert gücünü gösteriyor, ne zaman ki kendi istihbaratı ve kendi silahıyla nokta atışı operasyonlar gerçekleştiriyor; Kemal Kılıçdaroğlu, askerimizi "Herkes haddini bilecek" sözleriyle tehdit ediyor.

ALİ BABACAN KİMİN ADAMI?

Masanın diğer sakinleri de farklı değil. Ali Babacan, ki kendisi AK Parti'den daha 3 yıl önce ayrılmış olmasına rağmen bir röportajında 2010'dan beri AK Parti'yle gönül bağının zayıfladığını itiraf etmiştir. Bu tarih FETÖ'nün Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'ye karşı gizli planlarını hayata geçirmek için hareketlenmeye başladığı tarihtir. Nitekim DEVA Partisi'nin kurucuları arasında Metin Gürcan gibi FETÖ müdafi olduğu söylenen isimler vardır. İşte bu Ali Babacan, geçenlerde TSK'nın kimyasal silah kullandığını iddia eden PKK yandaşı paylaşımlarıyla meşhur Şebnem Korur Fincancı'yı ziyaret etti. Aynı günlerde Karabağ ve Libya'da F16'ları aratmayan bir performans sergileyen, Pakistan ve Ukrayna'ya ihracatını yaptığımız SİHA ve TİHA'ları yapan BAYKAR firmasını iltimas görmekle itham etti.

Bunların derdi gerçekten ne, anlamak zor.

Türkiye lehine ne iş varsa karşılar.

Türkiye aleyhine ne iş varsa yandaşlar.

6'lı masanın bereketsizliğinin sebebi de bu.