M. Yalçın Yılmaz
M. Yalçın Yılmaz
Tüm Yazıları

Atina'da öngörüsüz siyaset

Yunanistan'da olup bitenler gün geçmiyor haber ajanslarına düşüyor.

2008 finansal krizi sonrası zor günler yaşayan Atina hükümetleri, AB'yi de mali krize sürüklüyordu.

2017 yılında Atina hükümetinin borçları 318 Milyar Euro'ya yükseldi. Yunan orta sınıfı bu krizin faturasından en çok etkilenen kesim oldu. İşte bu dönemde ülkede başka dengelerin/çıkarların ağırlığı hissedilir boyuta ulaştı.

Yunanistan hükümetleri her fırsatta içeriyi konsolide etmek için Türkiye karşıtı tutum sergiledi.

Özellikle Doğu Akdeniz hidrokarbon yatakları konusunda AB ve Türkiye'yi karşı karşıya getirmek için gayret gösterdi. Macron'un Akdeniz rüyasını canlandırmak için Atina hükümeti Türkiye karşıtı propagandayı artırdı. Ancak Türkiye'yi by-pass etmek için gayret gösterilen EASTMED projesi rafa kalktı. Şimdi yeni güzergâh planları yapılıyor.

AB ve Fransa'yı Türkiye karşıtı cepheye çekmeye çalışan Atina, AB-Türkiye ilişkilerini derinden sarsamadı. Özellikle Ukrayna-Rusya savaşı Ankara'nın elini güçlendirdi. Erdoğan'ın karizması karşısında Atina çaresizlik içinde ABD kartına sarıldı.

ABD'nin Yunanistan'da üs kapasitesini artırması, Dedeağaç limanının büyütülmesi dikkat çekici bir boyuta ulaştı. Yunan kamuoyuna Türkiye tehlikesine karşı ABD üssü olarak yansıtılan Dedeağaç bir NATO üssüne dönüştürülüyor. Dedeağaç limanının aslında Türk Boğazlarını istediği gibi kullanamayan ABD'nin bir alternatif güzergahı olduğunu söyleyebiliriz. Montrö'yü deldirmeyen Ankara'nın bu kararlı tutumu Karadeniz'i ateşe vermek isteyenleri rahatsız ediyor.

ABD'nin Dedeağaç'tan kuzeye doğru giden Bulgaristan-Romanya tren hattını kullanacağı iddia ediliyor. Hem Doğu Avrupa'da (Balkanlar) hem de Batı Karadeniz'de varlığını hissettirmek isteyen ABD-NATO bir taşla birkaç kuş vurabilir.

Yunanistan hava kuvvetlerinin son günlerde Türk F16'larına radar kilitlemeleri ve S300'leriyle tehdit etmeleri ise süreci daha da gergin bir hale getiriyor.

İskeçe'de bir Türk gencine yapılan linç girişimi ise bize yaşanacak bazı olayların ayak sesleri gibi geliyor.

Türkiye'yi Batı sisteminden uzaklaştırmak için Yunanistan'ın kullanışlı bir aparata dönüştürüldüğü kanaati yaygınlaşırken, Ankara'nın gelişmelere vereceği tepki dikkatle takip ediliyor. ABD siyasetinde keskin bir Türkiye karşıtı lobinin aktif olduğunu açıklıkla görmekteyiz. ABD'li senatör Menendez'in başını çektiği bir kanat Türkiye'nin Ukrayna savaşındaki dengeli ve sakin tutumundan epeyce rahatsız.

Yunanistan bu oyunun içinde bir aparat olduğunu anladığında iş işten geçmiş olabilir. Kıbrıs'ın geleceği, Batı Trakya Türk Azınlığı ve Adalar Denizi'ndeki haklarımızın gaspı gibi başlıklar Türkiye'de iç kamuoyunu ayağa kaldıracak meseleler.

Atina'daki öngörüsüz siyasetçilerin, bir silah deposuna dönüşen ülkelerinin geleceğini düşünmediğini, şimdiden söyleyebiliriz.