Avrupa'nýn Hasta Adamý

"Sick man of Europe" yani "Avrupa'nýn hasta adamý" kavramý, tarihsel olarak Avrupa'daki bir ülkenin ekonomik veya siyasi sorunlarla karþý karþýya kalmasý durumunu ifade etmek için üretilmiþ bir terkip.

Kavramlarý kim ürettiyse iktidar odur.

"Doðu sorunu", "Türk sorunu", "Hasta adam" bunlardan birkaçý.

Gerçi "Hasta Adam Osmanlý" ifadesini ilk Rus Çarý 1. Nikola kullanmýþ ama, kavramý, Batý'nýn stratejik aparatý olan "sosyal bilimler" içinde kullanan yine Avrupa.

Sosyal bilimlere iliþkin bu ifademe itirazlarý duyar gibi oluyorum, ama aldýrýþ etmiyorum.

Çünkü çöküþteki bir kýtanýn hikayesini yakýnda hep birlikte yazacaðýz.

Hatta biz üstümüzdeki deli gömleðini yýrtmamakta ýsrar edersek, enkazýn altýnda kalan ülkelerden biri de biz olacaðýz.

Avrupa'nýn sömürge stratejilerini bir türlü anlayamadýk, maalesef.

Hasta adam ithamýndan kurtulmak için, daraltýlmýþ kimlik tasarýmýna müptela olduk, ilk önce tarihe yabancýlaþtýk.

Dünkü coðrafyamýzýn nasýl yaðmalandýðýný, "Avrupa Dengesi" içinde nasýl paylaþýldýðýný, sömürge stratejileri çerçevesinde bir türlü okuyamadýk dolayýsýyla.

Bugünkü coðrafyamýzý dünden yalýttýðýmýz için de bu gerçekleri "olmamýþ!" gibi kabul ettik.

Açýk söyleyeyim...

Biz sömürgeye maruz kalmýþ bir milletiz.

Avrupa'nýn derin kriz yaþadýðý bir zamanda sömürgecilere karþý savaþýmýzý doðru konumlandýrmak istiyorsak bunu kabul etmek zorundayýz.

Yeri geldi söyleyelim...

Amerikan'ýn Batý sýnýrýný Yunanistan'dan çizerek Türkiye'yi dýþarda býrakma stratejisinin çökmesi derin ekonomik ve siyasi krizler yaþayan Batý bloðu ile Türkiye iliþkilerinde yeni bir dönemin açýlmasý manasýna geliyor. Ýþte tam burada Batý sömürgeciliðini ve Batýnýn krizini hesaba katarak Türkiye stratejisini belirlemelidir.

Neyse... dönelim hasta adam meselesine:

"Avrupa'nýn Hasta Adamý" kavramý, yükseliþteki bir diyarýn, yani Avrupa'nýn özellikle 19. ve 20. yüzyýllarda zayýflama sürecini yaþayan Osmanlý'yý tanýmlamak için kullanýldýðý bir etiket.

Avrupa'daki bir ülkenin gerileme içinde olduðu veya önemli zorluklarla karþý karþýya kaldýðýný ifade eden kavram elbette tarihin akýþý içinde baþka baþka anlamlar kazandý.

Özellikle 1990'lardaki birleþme sürecinde ekonomik durgunluk ve yüksek iþsizlik yaþayan Almanya için kullanýldý söz gelimi.

"Ekonomik güç merkezi olan Almanya'nýn" hasta olmasý aslýnda Avrupa'nýn hastalanmasý anlamýna da geliyordu.

Týpký bugünkü gibi...

Almanya için hasta adam ifadesi sýk sýk kullanýlýr oldu son zamanlarda.

Almanya uzun yýllardýr ucuz Rus gazýndan, yüksek Çin talebinden ve NATO aracýlýðýyla ABD'nin saðladýðý düþük savunma harcamalarýndan yararlanarak bir denge oluþturmuþtu.

Fakat bu denge, özellikle Ukrayna savaþý ile birlikte daðýldý.

Ýþte bu Almanya bugün, yüksek enflasyon, iþsizlikle birleþmiþ durgun talep ve düþük büyüme sorunuyla karþý karþýya.

Siyasi akýl, stagflasyona giden sürece bir türlü çözüm bulamýyor.

Üstüne üstlük siyasi olarak bölümmüþ durumda.

Ýktidar, parçalý ve birbiriyle uyumlu deðil.

Þansölye Scholz, deyim yerindeyse koalisyon içinde de mücadele etmek zorunda kalýyor.

Özellikle Scholz'un, Ukrayna'ya Taurus füzeleri göndermeyi reddetmesi üzerine koalisyondaki çatlaklar daha da görünür hale geldi.

Geçtiðimiz ay Hür Demokrat Parti'nin önde gelen isimlerinden Marie-Agnes Strack-Zimmermann'in, füzelerin Ukrayna'ya gönderilmesi lehinde oy kullanmasý, tartýþmalarý daha da büyüttü.

Aslýnda Almanlar'ýn %61'inin füzelerin Ukrayna'ya verilmesini istememesi Scholz'un elini güçlendiriyor.

Ama bu yeterli deðil.

Ekonomik durgunluk sorununa çözüm bulamamasý krizi daha da derinleþtirecektir.

Ki krizin aþýlabilmesi için, o eski dengenin, yani Rusya ve Çin'in de içinde bulunduðu üçlü sacayaðýnýn oluþturulmasý gerekiyor.

Ne var ki konjonktür bunun önündeki en büyük engel.

Neonazi hareketler de siyasetin alanýný daraltýyor.

Tam da bu yüzden Almanya'nýn, dolayýsýyla Avrupa'nýn hastalýðý kronikleþmek üzere.