Irkçýlýk, baðnazlýk ve cehalet sözcüklerini yan yana koydunuz mu dünyada bir tek ülkeyi tanýmlamýþ olursunuz: ABD
Hayatýmýn 20 yýlýný o ülkede geçirdim. Babamýn peþine takýlýp ailece Amerika'ya gittiðimizde, ben 5 yaþýndaydým. Uçak koltuðunda arkama yaslanýp pencereden dýþarý baktýðýmda ve de Ýstanbul'u yeniden gördüðümdeyse 25'ime yeni basmýþtým.
Amerika'da daha doðrusu San Francisco'da geçirdiðim onca yýl sonrasýnda Amerikalýdan farksýzdým. Türkçeyi doðru dürüst konuþamýyordum ama beþ yýl sonra Türk Dil Kurumu çeviri ödülünü de "7 Numaralý Mahkeme" adlý çevirimle kazanmýþtým!
Þimdi o 20 yýla þöyle bir baktýðýmda, sokaktaki Amerikalýnýn bizim bildiðimiz, gözünü kýrpmadan milyonlarca Iraklýyý öldüren, kendini dev aynasýnda gören diðer bütün insanlarý çizmesinin topuðuyla ezebilen sonra da bir þiþe viskiyi devirip horul horul uyuyabilen karikatürle ilgisi yoktur.
Nazi'lerin dýþýnda dünyada yaþanan en büyük soykýrýmýn altýnda Amerika'nýn yönetimlerinin imzasý vardýr. Amerika kýtasýnýn yerlilerini, topraklarýna çöreklenmek için acýmasýzca katletmiþlerdir. O yýllardan günümüze deðin uzanan bir tür ata sözleri bile vardýr ki duyunca insanýn tüyleri diken diken olur: Tek iyi Kýzýlderili ölü Kýzýlderilidir!
Bu lafý edense ABD Baþkan olmasýna ramak kalmýþ, Little Big Horn savaþýnda kadýn, çoluk çocuk, kundakta bebek demeden herkesi öldüren General George Armstrong Custer'dýr.
Amerikan yönetimlerinin acýmasýzlýðýna bir diðer örnekse Kuzey Vietnam kentlerini, baþta Hanoi olmak üzere bombalamalarýdýr. Sayýsýz sivil can vermiþtir bu saldýrýlarda. Ama sonunda Güney ve Kuzey Vietnam birleþip tek devlet olmuþ ve Amerikalýlar arkalarýna bakmadan kaçmak zorunda kalmýþtýr.
Eðer Beyaz, Anglosakson ve Protestan deðilseniz, yani WASP, ne devlet ne de özel sektörde zirveye týrmanabilirsiniz. Bu kuralý Katolik John Kennedy ve Obama delebilmiþtir 1776'dan bu yana.
Bana Pazar günleri hangi kiliseye gittiðimi soran, kýz arkadaþýmýn annesine, "biz Hýristiyan deðiliz...Müslümanýz." dediðimde kadýn ve kocasa, kýzlarýnýn benimle bir daha görüþmesini yasaklamýþlardý. Hoþ adý Judy olan kýz onlara kulak asmamýþtý. Yatak odasýnýn penceresinden kaçarak gelirdi...
Amerika'yý yönetenler, bütün insanlýða hoþgörü, kardeþlik, dostluk ve demokrasi çaðrýsý yapabiliyor yüzleri kýzarmadan! Sokakta polis, spor olsun diye siyahi bir genci kurþun yaðmuruna tutup öldürebiliyor. Amerikalýlar kendi ülkeleri için : Land of the Free and the Home of the Brave (Özgürün ve Kahramanýn Ülkesi) tanýmlamasýný yapmýþlar ve bu deyiþ milli marþlarýnda bile yer alýr..
Ya iþte böyle. Özgürlüðün ve Yiðitliðin Ülkesi ha?! Anlatýn anlatýn heyecanlý oluyor be!!