MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli'nin grup konuþmalarý baktýðýmýz zaman önemli bir noktayý tespit etmek gerekiyor.
Sayýn Bahçeli güncel siyasetin kýsýr siyasi çekiþmelerine ve bunun ürettiði hamasi dile kapýlmadan felsefi temeli olan siyasi paradigmalar ortaya koymaya çalýþýyor.
Geçen haftaki konuþmasý 'gençlik' temalý kapsamlý bir deðerlendirmeyi içeriyordu. Bu haftaki konuþmasý ise milli kimlik ve demokrasi ekseninde siyasi bir duruþ ortaya koydu.
Bahçeli'nin konuþmalarýnda iki nirengi noktasý var. Birincisi, siyaseti ilke temelinde tanýmlamaya çalýþýyor; ikincisi, meselenin felsefi ve nazari temeline iþaret ediyor.
Siyasette güncel, popülist, hamasi, demagojik olandan kurtulup ilke ve deðeri, felsefe ve teoriyi nazara alarak söylemde bulunmak deðerli bir tarzdýr.
Felsefi temeli olmayan siyasi tavýrlar, ilkesel zemini kaybolan siyasi çýkýþlar, deðerden azade olan siyasi yaklaþýmlar sýð, tutarsýz, hastalýklý bir siyaset üretirler.
Bahçeli konuþmasýnda Ýmam Gazzali'den Ýbn Haldun'a kadar birçok mütefekkire atýf yaparak felsefi ve normatif siyaseti dayanak noktasý haline getiriyor.
MHP'nin millet, milli kimlik, Türklük gibi kavramlarý nasýl tanýmladýðý veya kullandýðý farklý çevrelerde tartýþma konusu olmuþtur.
Bahçeli ortaya koyduðu söylemle, baþkalarýnýn yakýþtýrmalarý, saptýrmalarý veya yaftalamalarýný devre dýþý býrakarak kavramlarý nasýl algýladýklarýný göstermekle kalmýyor, yeni döneme yönelik bir kavramsal kodlama da yapýyor.
"Millet olma hali, onu oluþturan alt kültürlerin, lehçelerin ve hatta kimliklerin inkârý anlamýný da taþýmayacaktýr. Bu açýdan Milliyetçi Hareket Partisi'nin millet anlayýþý dýþlayýcý, yok sayýcý, ötekileþtirici ve uzaklaþtýrýcý deðildir, hiç de olmamýþtýr" sözü millet mefkuresine yönelik önemli bir tespittir.
Milli kimliði tek tipleþtirici, dýþlayýcý veya inkâr edici mahiyette kullananlara karþý Bahçeli'nin bu yaklaþýmý son derece kuþatýcý bir çerçeve ortaya koyuyor.
Bahçeli'nin 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözünü kültürel temelde bir zemine oturtmasý da paradigma düzeyinde bir kavramsal kodlamadýr.
Bu baðlamda bu ifadeyle ilgili belli çevrelerin eskiden beri yaptýklarý ýrki veya siyasi reddiye tezine karþý Bahçeli, "Hiç kimsenin kökenini veya mezhebini öne çýkaran, kaþýyan, kanatan, küçümseyen, reddeden, aþaðýlayan, engelleyen, yasaklayan bir zihniyete yakýn durmamýz, böyle bir yanlýþý tasvip etmemiz düþünülemeyecektir" gibi net bir deðerlendirmede bulunmaktadýr.
Bahçeli'nin hem 28 Þubat konusunda hem de Ermenistan'daki darbe tartýþmalarýnda ilkesel duruþ ortaya koymasý da çok anlamlýdýr.
Demokrasiyi desteklediði söyleyen birçok siyasetçi darbe giriþimlerine karþý ikircikli tavýrlar takýnabilmekte, somut olaylarla karþýlaþýldýðýnda net bir demokratik tercihte bulunamamaktadýr. CHP liderinin 15 Temmuz yaklaþýmý böyle ikircikli çýkýþlar içerirken, Bahçeli'ninki hep net ve kesin olmuþtur.
Bahçeli kýyasýya eleþtirdiði Ermenistan'da yaþanan darbe tartýþmalarýnda bile net bir þekilde demokrasiden yana, darbeden karþý tavýr takýnarak örnek oluþturacak bir duruþ sergilemektedir.
"Düþman da olsa mertliðimizi bozmayýz. Diz vuranýn baþýna çökmeyiz" ifadeleri düþman için bile demokrasiyi isteme, darbeye karþý çýkma tavrýdýr ve siyasette önemli bir erdemdir.
Erdemli siyasetin nirengi noktasý deðeri ve ilkeyi gözetmektir.