Çoklu baro adýyla simgeleþen kanun teklifi görüþülüyor. Barolar karþý çýkýyor. Barolar derken aslýnda üç büyük baro demek gerekiyor Ýstanbul, Ankara ve Ýzmir. Diðer barolarýn tamamý hem bu üç baroya denk bir gücü sahip deðiller hem de yeni düzenlemeden sadece bu üç baro etkileniyor.
Özellikle de Ýstanbul barosu, barolarýn motor gücünü oluþturuyor.
Sadece barolarda deðil her alanda, siyasi partilerde bile Ýstanbul önemlidir. Ýstanbul delegelerinin desteklediði taraf daima kazanýr. Ýstanbul her zaman güçlüdür.
Ankara Türkiye’nin siyasi baþkentidir, fiili baþkent her daim Ýstanbul’dur.
Görünen o ki, Cumhur Ýttifaký çoklu baro teklifini meclisten geçirecek. Muhalefet ise AYM’ye hatta AÝHM’e götüreceklerini söylüyorlar.
Bunlar iþin hukuk/teknik ayaðýný oluþturuyor.
Ne olacak göreceðiz.
Benim dikkatimi çeken husus barolar adýna konuþanlarýn ‘Barolar insan haklarýný savunuyor.’ ortak söyleminin inandýrýcýlýktan uzak olmasýdýr. Bunu söylerken sadece duruþmalardaki avukatlýk mesleðini kastetmiyorlar; hukuku iktidarlar ihlal ettiði için iktidarlara karþý da insan haklarýný savunduklarýný söylüyorlar.
Gerekçe doðru. Ýhlal genellikle iktidarlardan geliyor. Buna karþý da barolarýn insan haklarýný savunmasý görevidir, öyle olmasý gerekir.
Buna itirazým yok.
Ancak benim bugüne kadar gördüðüm þu ki barolar bazý insanlarýn haklarýný savunuyorlar, tüm insanlarýn haklarýný savunmuyorlar/savunmadýlar.
En büyük hak ihlali olan darbelere ve teþebbüslerine karþý barolarýn yürüdüðünü görmedik. Yürümek bir yana itiraz ettiklerini de görmedik.
1960 darbesinde 5 yaþýndaydým ama 12 Mart muhtýrasýnda ve sonrasýnda yaþanan ihlalleri, 12 Eylül öncesi ve sonrasý yaþanan ihlalleri biliyorum ve ben hiçbiri baronun itirazýný hatýrlamýyorum. (15 Temmuz darbe giriþimine Ýstanbul Barosu’nun tepki koyduðunu söylüyorlar. Koyduklarý tepki gecenin biriydi. O saatte zaten darbenin baþarýsýz olacaðý anlaþýlmýþtý, ben de Arap tv ve radyolarýna darbenin baþarýsýz olacaðýný anlatýyordum!)
Yaþý kýrkýn üzerinde olanlarýn hatýrlayacaðý 28 Þubat sürecindeki ihlallere bir bakalým.
Söyler misiniz, milyonlarca oy alan RP, FP ve 21 vakýf kapatýlýrken insan haklarýný savunmasý gereken barolar neredeydi?
128 diyanet görevlisi iþten atýlýrken, 331 emniyet mensubu hakkýnda inceleme baþlatýlýrken, 210 vali ve kaymakam hakkýnda rapor tutulurken barolar neredeydi?
1.635 subay astsubay ordudan atýlýrken, 3.527 öðretmenin iþine son verilirken bu barolar neredeydi?
Ýþten atýlanlarýn özel sektörde bile iþ bulmasýna engel olunurken bu barolar neredeydi?
1 milyondan fazla memura ceza verilirken barolar neredeydi?
600.000 baþörtülü öðrencinin okullarýna girmesi engellenirken bugün insan haklarý ve hukuk diyen barolar neredeydi?
12 milyon öðrenci katsayý sebebiyle maðdur edilirken barolarýn bir tepkisini duyan var mý?
1.732 Kuran Kursu kapatýlýrken , 7.355 yayýn toplatýlýrken barolar neredeydi?
27 Nisan muhtýrasýnda barolardan bir ses çýkmadý.
%49 oyla iktidara gelmiþ AK Parti’ye düzmece gerekçeyle kapatma davasý açýldýðýnda bu barolarýn sesi çýkmadý.
Çünkü barolarýmýz insan haklarý konusunda evrensel insan haklarýný deðil kendi ideolojik takýntýlarýný esas aldýlar. Kendi üyesi avukatlarýn bile baþörtüsüyle mesleðini icra etmesini savunmadýlar aksine yasaða destek verdiler!
Yani barolar hak ihlalleri karþýsýnda sessiz kaldýlar bazen de ihlali desteklediler.
En son Diyanet Ýþleri Baþkaný’nýn sapkýnlýklar konusunda irad ettiði hutbe bahanesiyle bu ülke insanýnýn dinine alenen hakaret ettiler.
Þimdi çýkmýþ insan haklarýný savunmaktan bahsediyorlar.
Mecliste görüþülen teklifin aslýnda bu tek taraflý siyasi tutumu renklendirecek bir içeriði var. Sadece üç büyük ilde birkaç baro daha oluþabilecek. Genel yapý deðiþmeyecek. Ama deðil mi ki o yeni barolar farklý sesler çýkaracak iþte bu farklýlýða da tahammülsüzlük gösteriyorlar.
Bir vatandaþ olarak objektif bir þekilde baktýðýmda üç büyük ilde yeni barolarýn kurulmasý ve milletin deðerlerine saygý göstermeyen diðerlerine karþý bir alternatif oluþturmasýnda bir sakýnca görmüyorum.
Farklý sesler de duyalým diyorum.
Üç beþ farklý baronun kurulmasý savunmayý nasýl susturuyor onu da anlamýþ deðilim. Anladýðým tek þey bal gibi siyaset yapan ve herkesi kendi partisinde görmek isteyen bir baro anlayýþý var! Yeni düzenleme ile farklý düþüncedeki avukatlar da baro kurabilecek.
Teknik olarak anayasaya aykýrýdýr ya da deðildir, orasý hukukçularýn tartýþacaðý konu. Ama ülkenin ezici çoðunluðunu oluþturan muhafazakâr kesime barolar tarafýndan yapýlan saygýsýzlýðýn bir þekilde önüne geçilmesi lazým.
Bu ülkenin kahir ekseriyeti Müslüman’dýr ve birileri inanmasa da halkýn deðerlerine saygý göstermek zorundadýr!
En önce de hukuku savunanlar!