Bir hafta içerisinde, benim için kýymetli iki insan vefat etti. Bugünkü yazýmda bu iki kýymetli insaný ve þehadetinin sene-i devriyesi vesilesiyle bir hocamýzý yâd edeceðim. Evvelâ þehitten baþlayayým:
Þehid Bayram Ali Öztürk
3 Eylül 2006 senesinde, Ýsmailaða Camii'nde mûtad olarak verdiði sohbet sonrasý dua ederken býçaklanarak þehit edilen Bayram Ali Öztürk hocamýzýn dosyasý yasal olarak kapatýlsa da bizlerin nezdinde hâlâ açýk! Hâdisenin gerçekleþtiði dönemde FETÖ'cülerin hâkim olduðu emniyet ve yargýdaki örgüt mensuplarý suikastý bir koz olarak kullandýlar. Suikastý, düþman gördükleri kiþi veya gruplarýn üzerine yýkmaya çalýþtýlar. Suikastý araþtýrmak þöyle dursun, soruþturmanýn en hassas iki dosyasýný (1 ve 6 no'lu klasörler) 'kayboldu' diyerek FETÖ terör örgütün arþivine kaldýrdýlar. Suikastý gerçekleþtiren þahsýn telefon kayýtlarý da kayýp!
Þehit Bayram Hocamýz, cami sohbetlerinde ve derslerinde FETÖ hususunda halký sürekli ikaz eden bir isimdi. Ýlahiyatçýsýndan hocasýna, siyasetçisinden gazetecisine ekseriyetinin FETÖ'nün yaðlý sofralarýnda yer almak için birbirini ezdiði devirde bakýnýz þehit Bayram hocamýz ne diyor: "Fetullah Hoca'nýn ilmi tam deðildir. Çok sakatlarý var! Hocanýn yaptýklarýndan hesaba çekilmeyeceði kanaati o cemaati bitirmiþtir. Buradan bu cemaat gidecek, kesinlikle... Hitabetiyle herkesi büyülemiþtir. Siyasî ve ekonomik lobileri güçlü. O gücünü bu sefer davada da haklýyýz anlamýna çekiyorlar... Ayný Hýristiyanlar gibi..."
Ey þehit, dediðin gibi oldu, FETÖ bitti!
Gýpta ve minnetle...
Atilla Özdür Aðabey
Yeni Akit gazetesi yazarý Atilla Özdür aðabey, kalp krizi neticesi geçtiðimiz hafta vefat etti. Atilla aðabeyin adýný ben Mütefekkir Salih Mirzabeyoðlu'nun kitaplarýndan öðrenmiþtim. 1975 senesinde Salih Mirzabeyoðlu'nun çýkardýðý Gölge Dergisi'ne destek vermiþ bir isim. Atilla aðabeyin nasýl bir dava adamý olduðunu Mütefekkir Mirzabeyoðlu anlatýyor: "Samimiyete âþýk olan ben, isim ve cisimler deðil de manalar üzerinde olmak bakýmýndan has isimlerden bahsetmezken, bir kiþinin ismini vermeden edemiyorum: Atilla Özdür... Gerçekten samimi, temiz, namuslu bir adam... Gölge Dergisinin ilk çýkýþýndan itibaren, zaman zaman yanýmýzda göründü... Riyakâr iliþkiler içinde bindiði arabanýn türküsünü çalan çanak yalayýcýlardan deðildir; bu yüzden de 60 yaþýn eþiðinde, zaman zaman dolmuþ þoförlüðü yaparak nafakasýný çýkarmak zorunda kalýr... Oysa onun pabucunu silebilme durumunda bile olmayanlar, 500.000 tirajlý gazetelere kadar kapýlanacak kapýlar bulmuþ, keyif ehlidirler... Gerçek bir fakir fukara dertlisi ve emeðin gerçek deðerinin verilmesi için çýrpýnan sahici idealist... "
Avukat Müþir Deliduman
2010 senesinde kendi davamdaki usulsüzlükler üzerinden, 28 Þubat cuntasýnýn talimatlarý doðrultusunda karara baðlanan davalarýn tekrar görülmesi için harekete geçmiþtim. Onlarca gönüldaþým hapishanedeydi, bir þeyler yapmalýydým.
Çok uzun ve meþakkatli bir yola çýkmýþtým. Medyaya verdiðim röportajlarla benden haberdar olan Avukat Müþir Deliduman bana yoldaþ oldu. 2012 yýlýnýn 14 Þubat'ýnda, soðuk ve karlý bir günde Ankara'da, 28 Þubat cuntasý hakkýnda Ankara Baþsavcýlýðý'na suç duyurusunda bulundum. Adliye önünde, bir elin parmak sayýsýný geçmeyecek insanýn desteðiyle yaptýðýmýz suç duyurusu öncesi avukatým olarak Deliduman basýn açýklamasý yapmýþtý. Hepimiz Ankara ayazýnda tir tir titrerken o, bir gömlek ve bir ceketle aþkla hukuk ve adaletten bahsediyordu.
Yazýyý yazarken farkýna vardým, biz Müþir aðabeyle hiç para konuþmadýk. Ben ona ücret ödemem gerekirken o bana destek olurdu. Normalde benim karþýlamam gereken masraflarý bile o karþýlardý. "Müþir aðabey, sen delisin" derdim kahkahalarla gülerdi. Evet deliydi, inandýðý deðerlerin delisi!
Müþir aðabey de 3 gün önce, Korona illeti sebebiyle 3 günlük dünyayý terk edip aslî vatana ahirete göçtü.
Bu üç güzide insanýn ruhlarý için el-Fatiha!..