Beyaz ölüm- Sarıkamış gerçeği-2

Enver Paşa’yı ister seversiniz, ister sevmezsiniz. Her şeyden önce hayalleriyle yaşadığını, onları gerçekleştirmek için uğraş verdiğini, gerek İslam gerekse de Türklük için yapmayacağı şey olmadığını bilmekte yarar var. Yani ne yaptıysa hepsini İslam ve Turan adına yaptı. Hayal dünyasında yaşadığından da gerçeği göremez ve olayları yanlış değerlendirir.  

Ancak ister dostu ister düşmanı, Paşa’nın gerçek bir vatansever ve ahlaki değerleri sorgulanamaz biri olduğunu inkar edemez. Unutmamak gerekir ki “Her kişilik hatta yetenek, kendini yok edecek zaaflarını da beraberinde büyütüp geliştirir." Bu arada şunu da göz önünde bulundurmalıyız:  Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nda, salt kendi gücüne dayalı ve sürekli başarıdan başarıya koşabilecek dinamiklerin hayli uzağındadır. 

Sarıkamış Çevirme ve Düşmanı İmha Harekatı süresince Türk ordusu gerçekten yiğitçe ve bütün olumsuz koşullara rağmen şanlı geçmişine uygun bir biçimde savaşmıştır. Bu kahraman ordunun savaşı yitirmesinin nedenlerini çetin arazi koşulları ve şiddetli kış şartları içinde ikmal ve teçhizat yetersizliğinde aramak gerekir. 

İklim koşulları iyi değerlendirilmemiş, zamanlama hataları birbirini kovalamıştır. Bu nedenlerle de tarih, yenilginin faturasını Enver Paşa’ya keser. Savaşın planlama safhalarını değerlendirenlerse şu sonuçlara varmıştır: 

1. Rus kuvvetlerinin imhası için düşünülen plan genel olarak doğruydu. Ne var ki, kuşatma kavisleri çok geniş tutulmuştu.

2. Kuşatma kavislerinin gereksiz yere çok geniş tutulması zaman kaybına neden olmuştur. Bu da düşmanın çekilmesine ve karşı önlemler almasına imkan tanımıştır. 

3. Nedense arazi ve iklim koşulları pek dikkate alınmadığından birlikler düşmandan çok doğayla savaşmak zorunda kalmıştır. 

4. Ordunun kış ve dağ teçhizatı eksikleriyle eğitim yetersizliği felakete neden olmuştur. 

5. Ordu boşuna lojistik destek beklemiş ama bir türlü bu desteği alamamıştır. 

6. Harekattan hemen önce kilit noktalardaki komutanların değiştirilmesi büyük hatadır. 

Gençleştirilmiş subay kadrosu, Balkan Savaşı’nın utancını yok etmek için "ölümüne savaşmıştır." Eratsa kahramanlık destanları yazmıştır bir biri ardına. 

Kimilerince, “SON BİR ÇILGINLIKLA ÖLÜMLE PENÇELEŞEN OSMANLI İMPARATORLUĞUNU KURTARACAK BİR MUCİZEYİ aramak” olarak nitelendirilen Sarıkamış Savaşı’na, salt bu açıdan yaklaşmak bizi yanlış sonuçlara sürükler. Bu savaş hiç de o kadar basit değildir...