Beyindeki engelleri kaldýrmak!

"Engel Olma, Farkýnda Ol" bu hafta Cuma hutbesinin konu baþlýðýydý. Öncelikle Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'ný (DÝB) tebrik etmemiz gerekiyor.

3 Aralýk Dünya Engelliler Günü münasebetiyle DÝB bütün camilerde özlü bir hutbe okutarak insanýmýzý bu konuda duyarlýlýða davet etti. Ýslam'ýn engelliler konusundaki hassasiyetini hatýrlattý.

Doðuþtan yahut sonradan ârýz olan engellilik insanýn tercihi deðildir. Kader kelimesiyle/inancýyla ifadeye en uygun alanlardan biridir engellilik.

Engelli doðan da sonradan engelli olan da her þeyden önce insandýr.

Evet, bir engeli vardýr ama o da insandýr, onun da kalbi vardýr, duygularý vardýr, ailesi vardýr, çevresi vardýr.

Ýslam inancýnda insanýn deðeri engelli olup olmamasýyla deðil takvasýyla yani Allah'a karþý sorumluluklarýyla ölçülür.

Bu hususa hutbede þu ifadelerle yer verildi: "Cenâb-ý Hak, Kur'an-ý Kerim'de þöyle buyurmaktadýr: لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ "Biz, insaný gerçekten en güzel biçimde yarattýk."(Tin,4) وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ٓي اٰدَمَ "And olsun biz insanoðlunu þerefli kýldýk." (Ýsra,70)

Bu ayet-i kerimeler bize insanýn en güzel þekilde yaratýldýðýný haber vermektedir. Onun canlýlar arasýnda saygýn bir yere sahip olduðunu hatýrlatmaktadýr. Ancak, insanýn saygýnlýðý, bedenî özelliklerinde, makam ve þöhretinde, mal ve mülkünün çokluðunda deðildir. Dinin emir ve tavsiyelerine uyma, haram ve günahlardan kaçýnma hususunda gösterdiði sorumluluk bilincinde, yani takvasýndadýr. Nitekim Yüce Rabbimiz þöyle buyurmaktadýr: "Allah katýnda en deðerli olanýnýz O'na itaatsizlikten en çok sakýnanýnýzdýr...(Hucurat,13)"

Ýslam engelliye bakýþýný sözde býrakmamýþ bizzat Hz. Peygamber uygulamasýyla tüm insanlýða fevkalade önemli mesajlar vermiþtir.

Gözleri görmeyen sahabi Abdullah ibn Mektum'u Efendimiz aleyhisselam Medine'de hayatýn merkezi olan Mescid-i Nebevi'ye müezzin yapmakla kalmamýþ, þehir dýþýna çýktýðýnda þehrin/devletin idaresini de ona tevdi etmiþtir.

Ortopedik engelli Muâz b. Cebel'i Yemen'e vâli olarak tayin etmiþtir.

Baþka örnek vermeye gerek yok.

Esas olan insanlýktýr, ölçü takvadýr, ehliyettir, liyakattir.

Engelli insanýn dýþlanmasý deðil kucaklanmasý ve ona engelini hissetmeyecek þekilde davranýlmasýdýr.

Peygamberimizin bir engelliye verilen en küçük desteðin bir fakire sadaka vermek kadar önemli olduðunu ifade eden þu hadis-i þerifi ne kadar manidardýr deðil mi?

"Görme engelli bir insana yol göstermen sadakadýr. Güçsüz birine yardým etmen sadakadýr. Konuþmakta güçlük çekenin meramýný ifade etmen sadakadýr." (Ýbn Hanbel, V, 152)

Yani engeli olmayanlarýn engellileri dýþlamalarý deðil mümkün mertebe onlara yardýmcý olmalarý bir Peygamber emridir.

Peki, biz Müslümanlar bu emre yeterince riayet ediyor muyuz?

Bence etmiyoruz. Hatta 'Noksandýr aza melundur haza' gibi son derece kötü ifadeler yer etmiþtir dilimize.

Bir dostumun 17 yaþýnda engelli annesi olan kýzý, calibi dikkat(dikkat çeken) iki cümle söylüyor: "Babacýðým Allah Tayyib beyden razý olsun. Engellilerin her ihtiyacýný karþýlayan bir sistem oturttu. Hiçbir þeyimiz eksik deðil. Amma biz dýþlanýyoruz. Engelli çocuðumuz var diye en yakýnlarýmýz bile bizden uzak duruyor, bizi kendilerinden uzak tutuyor. Hatta komþu toplantýlarýna bile engelli çocuðumuzu götürürüz korkusuyla davet edilmiyoruz!"

Hiç lafý eðip bükmeyelim, toplum olarak engelliye karþý Hz. Peygamberin gösterdiði hassasiyeti göstermiyoruz, tam aksine dýþlýyoruz.

Oysa orada bizim bir gerçekliðimiz var, baþka bir dünya var, baþka bir hayat var. Milyonlar söz konusu. Görme engelli, iþitme engelli, yürüyemeyen, konuþamayan ama hayata tutunan milyonlar var.

Camide engelli hutbesini dinleyince Beyazay Derneði kurucusu ve baþkaný deðerli dostum görme engelli Lokman Ayva, 'Beni yalnýz býrakma!' diyerek Dünya Ticaret Merkezi'ndeki (CNR)engelli fuarýna davetini hatýrladým.

Bizim göremediðimiz birçok gerçeði bizden daha iyi gören Lokman beyin davetine icabet için CNR'e gittim. Ben girerken üç dönem Zeytinburnu'nda örnek bir belediyecilik baþarýsý gösteren ve þimdi bilgi ve becerisini Beykoz'a taþýyan insanlarla hemhal olmasýný bilen ve uygulayan Beykoz Belediye baþkaný Murat Aydýn beyle karþýlaþtýk.

Birinde þirketler diðerinde belediye STK ve kamu kurumlarýnýn stantlarý bulunan 9 ve 10 numaralý iki salon engellilere ev sahipliði yapýyordu.

Tabii önce Lokman beyi bulmam gerekiyordu. Beyazay Derneði standý diðerlerinden daha kalabalýktý. Meðer Ýçiþleri Bakan Yardýmcýsý Mehmet Ersoy ziyaret ediyormuþ. Lokman beyin kulaðýna geldiðimi fýsýldadýktan sonra stantlarý gezdim.

Þirketlerin bulunduðu salonda engelliler dünyasýnýn gerçekleriyle yüz yüze geliyor insan. Engelli otomobillerinden iþitme cihazýna kadar engellilerle ilgili tüm ürünler sergileniyor. Salonda iki tur attým o cihazlara ve aletlere muhtaç olduðumu ya da muhtaç olan çocuðumun torunum varlýðýný düþündüm bir an için. Engelli ailelerin sabrýna teslimiyetine ve gayretine hayran oldum.

Bu hayranlýðým ikici salonu gezince daha da arttý. Aileler engelli çocuklarýný/yakýnlarýný getirmiþ fuarý geziyorlar. Bakanlýklarýn belediyelerin STK'larýn stantlarý engellilere kucak açmýþ. Salona girdiðimde Baþakþehir Belediye standýndan gelen sese doðru gittim. Engelliler korosu müzik icra ediyordu. Kimi enstrüman çalýyor kimi söylüyor mutluluklarýný görmenizi isterdim.

Dikkatimi çeken bir husus da üç de siyasi partinin engelliler fuarýnda stant açmýþ olmasýydý. BBP, YRP ve MHP.

BBP standý hareketliydi. YRP standýndaki hareket daha da yoðundu, çoðu okurlarýmýzdan olan YRP'lilerle maziyi andýk. Oradaki görme engelli Bilal'ýn beni sesimden tanýdýðýný söylemesi de hatýrýmda kalanlardan!

Kendisini Kör Ýrfan olarak tanýtan Ýrfan Bulut'un mesajýyla bitirelim. Diyor ki Kör irfan: "Engelli olmak tercih deðil kader meselesidir. Engelliler karantina/tecrit altýna alýnacak insanlar deðildir. Engellilerin yetkili olduðu makamlarda etkileri malumdur. Engellilerimiz sosyal hayatýn bir parçasýdýr. Beyindeki engelleri kaldýrýn baþka ihsan istemez!"