Biden – Putin görüşmesinden beklentiler

Biden; önce "katil" dediği Putin'le Cenevre'de 16 Haziran'da görüşecektir. Tabii ki görüşmeye kadar diplomatik kanallar sürekli çalıştı. Her iki taraf için de bu görüşme, gerilimin indirilmesi arzu edilendir. Her ne kadar Amerikan tarafı bunda hevesli gözükmediğini ifade etmeye çalışsa da, sahaya inmede sorun yaşamayan ve bedel ödeme konusunda net olan Rusya'yla fazla gerilimin işe yaramadığını görmüş olmalı.

Katil diye hitap ettiği Putin, esasında Biden'ın yeniden görüşmesi için köprüleri kökten dağıtmadı. Tam tersi, sakin ve ılımlı dili ile adeta devlet yaklaşımını "kökten yok eden değil, köprü kuran olur" mesajını verdi.

Tabii ki Biden ısrarla "Amerika yeniden döndü" diyor. Burada da çelişki var. Konuşmalarına bakıldığında bu kadar üst üste beyan, bir sorunun işareti olmalı. Amerikan Başkanları kendi devletlerinin gücünden hep bahseder. Hatta imalı mesajlarda "bizimle kimse baş edemez" mesajlarını da verir. Ama şimdi gerçekten durum farklı. Kendinden emin görüntünün fazı arttıkça, "neden bu kadar konuya değinir" demeden geçemiyorum! Normalde güçlü taraf en az güçten bahseder. Elindeki gücün farkında olanın, fazla deklareye ihtiyacı olmaz. Ne zaman ki bu güç gösterisi söylemde daha fazlalaşırsa, "o zaman gerçek güçte sorun var" diye düşünmekte yarar vardır.

Geçelim gerilimin nasıl şekilleneceğine?

Evet, Biden ve Putin arasındaki sözlü gerilimin dozu inmiştir. Tabii ki burada siyasilerin gösterdiğinden daha fazla, devlet aklının göstermediği çalışmalara bakmamız veya satır aralarından ona dair emareler bulmamız gereklidir.

Putin önce gerilimi indiren söylemlerde bulundu. "Katil" tanımına takılmadığını gösterse de, bunun birazcık göstermelik olduğunun da altını çizmemiz lazım.

Sonuçta Putin-Biden görüşmesine karar verildi. Şimdi normalde biraz yumuşamış durumun, "görüşmeye kadar dengede tutulması gerekir" diye düşünebilirdik. Lakin bu sefer Putin görüşme öncesi röportaj veriyor ve tüm cümleleri ve vücut dili ile gerilimin tırmandığını işaret etmekte idi.

Kırmızı çizgisinden bahsediyor. Ukrayna konusunda asla vazgeçmeyeceğiz diyor. Sınırlarımıza kadar gelen ve Rusya'nın merkezine kısa mesafede yerleştirilmesi arzu edilen roketlere, "asla izin vermeyeceğiz" diyor.

Elbette Biden'den cevap gecikmiyor! Hem de İngiltere'deki Amerikan askerlerinin bulunduğu üstten.

Arkasına askerleri alarak söylediği cümleler manidardır.

Rusya'ya "zarar verici eylemlerde bulunursa, güçlü ve anlamlı karşılık alacaklar" diyor, Biden!

İşte burada "zarar verici eylemler" dediği nedir? Putin'in "Ukrayna kırmızı çizgimizdir" dediğine göre, Amerika için "zarar verici eylemler" denilen adımlar devam edecek demektir.

Anlaşılıyor ki Putin-Biden görüşmesinde, sadece Ukrayna konusu gündem olmayacak!

Avrupa'nın güvenliği konusu, son zamanlar tüm Avrupa Başkanlarının dilinden düşmeyen konu haline geldi.

Ukrayna-Moldova-Belarus hattı delinmeye çalışıyor. Her iki tarafın en büyük kavgasının cereyan edeceği kanal burasıdır.

Tabii ki Kafkasya var! Ermenistan-Azerbaycan arasındaki sınır tanıma konusunun bu kadar gerilim boyutuna geçmesinde de bu görüşme öncesi etkileme ve gidişatın seyrini değiştirme isteğinin de yattığını görmemiz lazım. Rusya'nın halen "Zengezur koridoru" konusuna "tamam" anlamında sıcak bakamamasının perde arkasında, Erdoğan-Biden görüşmesinden sonra şekillenecek seyir söz konusudur. Hem de Ruslar açısından beklemede kalmak bile, seyri anlamak için fırsattır.

Amerika-Rusya ilişkileri inişli çıkışlı olmuştur. Her defasında ise anlaşmaya varılmıştır. Amerika, Rusya içindeki muhalifleri desteklemeye devam edecektir. Putin'i devre dışı bırakana kadar veyahut Putin zihniyetli Rusya'yı, "Yeltsin profilli Rusya" ile değiştirme süreci sonuçlanana kadar. Navalniy'e bakılırsa, biraz Yeltsin'in çıkış dönemi ve bakış açısını hatırlatmakta. Rusya-ABD ilişkilerinin seyri, bölgesel konukları da etkilemekte hiç kuşkusuz. Ve sadece olumsuz boyutu değil, hem de fırsat boyutu da açılmakta. Mesela sonu gözükmeyen sorunların, bölgesel savaşların, düğümlenen meselelerin çözümünde, bu konjonktür faydalı olabiliyor çoğu zaman. Önemli olan bu dönemde ister Rusya, isterse Amerika ile sorunlu meselelerimizi zamana yayabilmek! Çözülmesi mümkün olanlar ile iletişim kanalının kurulması, çözümsüz gözüken sorunlar açısından da etkileyicidir.