Mustafa Sabri Beşer
Mustafa Sabri Beşer
Tüm Yazıları

Bir dijital işkence aparatı olarak Tiktok

Milletlerin kültürel genetiğiyle oynama noktasında çok mahir olan Çin, hedefini oldukça büyüttü. Çin, TikTok uygulamasıyla dünyanın kültürel genetiğine göz dikmiş, dünya gençliğini yaşayan zombilere dönüştürme yolunda oldukça mesafe kat etmiş durumda.

Çinlilerin, milletlerin kültürel genetiğiyle oynama merakı yeni değil aslında. Türklerin ve dünyanın eski yazılı belgeleri arasında yer alan Bilge Kağan Yazıtları'nda Çinlilerin düşmanın iradesini felç etmek için uyguladığı yöntemden bahsedilir. Mealen şöyle: "Çinliler; yumuşak ipek kumaşlarla, tatlı sözlerle, süslü kadınlarla önce düşmanın iradesini felç eder, sonra yapacağını yapar." Bu yazıtlarda yazılı olanlar aslında TikTok'un ceddidir.

Çin kaynaklı TikTok uygulamasıyla yapılmak istenen şey tam da bu aslında: Kolay para kazanmayı sağlamak, eğlence ve basit içeriklerle milletlerin iradesini zombileştirmek.

Bu bağlamda öncelikle TikTok uygulamasında kullanılan müziklerin, daha sonra ise görüntülerin ve renklerin psikolojik bir tahlile tâbi tutulması ve insan beyni ve psikolojisi üzerindeki etkilerinin araştırılması gerekir.

Bu minvalde twitterda denk geldiğim ve Amerika'da görev yaptığını anladığım Nörolog Dr. Sevda Sarıkaya'nın paylaştığı bilgiler oldukça dikkat çekici.

Nörolog Sarıkaya'ya göre özellikle TikTok'ta kullanılan müzikler hiç de masum değil. Sürekli tekrar eden kelime ve müzikler vasıtasıyla, subilimine mesajlar verilerek beynin yeniden yapılandırılması yani beyin yıkaması yapılıyor olması olasılığı hayli yüksek. Yapılan araştırmalara göre, TikTok kullanan çocuklarda dikkat süresinde azalma, konsantre olamama, bir işi sona erdirememe, vurdumduymazlık, umursamazlık, hiçbir şeyle mutlu olamama şikayetleri görülüyor.

Sürekli TikTok'ta vakit geçiren çocuk ve ergenlerin bakışlarının boş ve anlamsız olduğu da araştırmalarda rastlanılan bir başka vahim durum.

Doğu Türkistan'da milyonlarca insanı asimile etmek ve yok etmek için planlı ve düzenli işkenceler yapan ve bunu dünyanın tepkisine aldırmadan devam ettiren Çin kaynaklı bir uygulamanın sadece eğlence amaçlı olduğunu düşünmek en basit tabirle safdilliktir.

Çin, tarihinin hiçbir döneminde asla masum olmadı, olmayacaktır da.

Minnesota Eyalet Üniversitesi'nin yayınladığı Communicating Psychological Science (İletişim Psikolojik Bilim) dergisi, Paige Heidebrink'e ait 'Beyindeki TikTok' (TikTok Brain) başlıklı makalesinde Forbes dergisinin yapmış olduğu araştırmayı konu ediyor ve: TikTok'u dijital kokain olarak nitelendiriyor. Aynı makalede başka bir akademisyen Berzin'in araştırmasından bir cümleyi alıntı yapıyor: TikTok'u uzun süre izlemek hafıza kaybına yol açarak dikkat ve konsantrasyon problemine zemin hazırlar!

Millî Mücadele döneminde yürütülen mücadelenin zaferle sonuçlanabilmesi için Tekalif-i Milliye adı altında bazı uygulamalar gerçekleştirildi. Amaç, milletin geleceğini kurtarmaktı. Bu dönemde milletin geleceğini kurtarmak adına çıkarılan kanunlardan birisi de Men-i Müskirat kanunuydu. Yani topluma zarar veren, başta içki olmak üzere, zararlı maddeleri yasaklamak.

Sosyal medya ortamlarında kullanılan bazı uygulamalara -ki Tiktok bunların başında geliyor- bu açıdan yaklaşılmalı.

Toplumun geleceği olan gençleri mankurtlaştırmayı hedef almış bu uygulamalar, işin uzmanları tarafından ciddi ve bilimsel şekilde incelenmeli ve bunların zararlarına karşı tedbirler geliştirilmelidir.

Gerekirse, zikrettiğimiz konular ve yapılan araştırmalara istinaden Men-i Müskirat kanunundan ilham alınarak TikTok ve benzeri uygulamalara yasak getirilmelidir.

Çin nasıl kendi toplumunu korumak adına bazı sosyal medya uygulamalarına yasak getiriyorsa Çin'in, başka niyetlerle yaydığı aşikâr olan ve bir nevi dijital zulüm aparatına dönüşen TikTok uygulamasına da müeyyide uygulanmalıdır.

Toplumu zehirleyen ve milli varoluş irademizi felç eden: bir Dijital zulüm aparatıdır TikTok!