‘Bir dokun, bin âhh dinle kâse-i faðfûr'dan..'

Önce, 'Bilge Müslüman' Aliya Ýzzet Begoviç'in ebediyet âlemine gidiþinin 18. Yýldönümünde, onu bir kez daha rahmetle anarak, birkaç sözünü aktaralým:

(Sýrbistan'ýn ordu ve milis güçlerinin Müslüman halka yaptýklarý zulümlere, ayniyle karþýlýk vermek için, kendisinden izin isteyen mücahidlere Aliya'nýn cevabý ): 'Onlar bizim düþmanýmýz; öðretmenimiz deðil.. Onlardan öðreneceðimiz bir þey yoktur. Bizim savaþ ahlâkýmýzý inancýmýz belirler.'

Zulüm yaparak zafer kazanmaktansa, haklý ve mazlûm olarak yenilmeyi tercih ederim..'

*

Ve, merhûm Aliya'dan bir dua :

'Allah'ým! Tâkat /güç-kudret diliyorum senden..

Kardeþlerimi ezmek için deðil; sadece, en habis düþmanýmý; nefsimi yenmek için..

Deðiþtirmek istediðim þeyler için güç ve deðiþtirebileceðim þeyler için cesaret..

Ve bu ikisi arasýndaki farký idrak için de, hikmet..'

*

*Halklarý birbirine düþman etmekte ve hakarette yarýþmak, Müslümanýn þiarý deðildir!

Yunan Resmî Marþý'nda yer alan hakaret kelimelerine kýsaca deðinmiþtim, dünkü yazýmda.. Bazý okuyucular o marþtaki alçakça düþmanlýk ifadelerini, hakaretlerini hatýrlatýp, 'Onlarý, keþke bütünüyle verseydiniz' demiþler, mesajlarýnda.. Çünkü, 'çirkinliði , günahý tevbe etmek niyetiyle de olsa teferruatýyla anlatmak da günahtýr..' demiþ, bir büyük ârif Müslüman.. Ayrýca, etnik hassasiyetleri tahrik edecek, düþmanlýk duygularýný kabartacak þekilde hareket ve onlar gibi hakaretler yaðdýrmak biz Müslümanlara yakýþmaz..

Bir okuyucumuz da o konuyla ilgili olarak, þunu eklemiþ mesajýnda : 'Geçtiðimiz aylarda, ÝBB Baþkaný Ýmamoðlu Yunanistan'a gitti ve Yunanistan baþbakaný Miçotakis' ve Atina Belediye Baþkaný ile görüþtü. 'Yunanistan resmî marþý'yla karþýlandýysa, Rumca da bildiðine göre, o marþýn sözlerini de düþünmüþ müdür?'

*

*Halk'a hizmet, cepleri tatminden geçmemeli..

Çok önemli bir kuruluþ olan ve âfet ve felâket zamanlarýnda âcil yardým yapan bir kuruluþ olarak bilinen bir kurum.. (Ben 'Hilâl-i Ahmer' diyeyim de okuyucu anlar..)

Bu kurumun üst kademe yöneticilerinden 48-50'sinin bu kurumdan aldýklarý maaþlarýn listesi internetlerde dolaþýyor..

Bu yayýnlananlar doðru deðil ise, hemen yalanlanmalýdýr. Yalan deðilse, 'bu rakamlar'ý izaha da kalkýþmasýnlar.. Çünkü, Bakan maaþlarýna yakýn ve hattâ aþan rakamlar söz konusu.. Halbuki, millet, o kurumun hizmetlerinin gönüllü olarak yapýldýðýna inanmaktadýr. Gönüllü de olsa, günlük maiþet çarkýný çevirmek için bir þeyler almalarý tabiîdir; ama, o yüksek rakamlar izah edilemez.

O rakamlar, o kurumun halk vicdanýnda aðýr bir yara almasýna yol açar.

Kurumun Genel Müdür ve yardýmcýlarý için 35-40 bin liralar, hattâ danýþman statüsünde olanlara bile, 15-20 binler!!

Milletin hayat pahalýlýðýndan yakýndýðý bir zamanda, yüksek maaþ alanlarýn rakamlarýnda bir indirime gidilmesi bile düþünülmeliyken, böyle bir kurum?.

Bir-kaç sene önce, Ýtalya Hükûmeti, karþýlaþtýðý ekonomik buhraný atlatabilmek için, psikolojik etkisinin olacaðýný düþünerek, hattâ sporcularla yapýlmýþ astronomik rakamlý sözleþmeleri bile iptal etmiþti.

*

*Karanlýk 'akçalý iþler'den temizlenmek için herkes titiz davranmalý!.

AB ülkelerinden birinden ikamet hakký almýþ, iþ kurmuþ Suriyeli bir aile.. Bir yakýnlarý Türkiye'de vefat etmiþ.. Türkiye'ye gelip acýlarýný paylaþmak istemiþler, ancak, müracaat ettikleri bir Konsolosluk, 'Giderseniz, buraya dönmezsiniz..' gerekçesiyle, vize vermemiþ.. Ama, o konsolosluk elemanlarýndan bazýlarýyla iþbirliði yaptýðý anlaþýlan bir baþka Suriyeli kiþi bir takým akçalý iþleri devreye sokmuþ ve o aileye vize verilmiþ..

Herkesin þaibe altýna alýnmamasý için ülke ve yer belirtmiyorum. Konu ilgili makamlara intikal ettirilmiþtir. Bu gibi karanlýk ve kirli iþlere teþebbüs edenlere, herkesten önce kamu hizmetlileri asla fýrsat vermemeli, göz yummamalýdýr.

*

*Sapýklýðý geliþtirmek için, emperyalist güçlerin iðrenç entrikalarý..

Star- Açýk Görüþ'te güzel yazýlarýný okuyup istifade ettiðim yazar Cemâl Aydýn Bey'in gönderdiði mesajda ilginç bir nokta vardý:

'Afrika ülkelerine malî yardým vermek isteyen kapitalist ülkeler, cinsî sapýklýk faaliyetlerine ve eðilimlerine kanunî serbestlik için gerekli düzenleme yapýlmasýný þart koþuyorlar'mýþ..

Bu, bana, birkaç yýl önce, Doðu Anadolu'da bir büyük þehre gittiðimde, orada, Ýslamî hassasiyetlere riayet eden bir (STK) sivil toplum kuruluþundaki arkadaþlarýn anlattýklarýný hatýrlattý:

AB temsilcileri gelmiþler, o þehirdeki sivil toplum örgütleriyle görüþmüþler.. 'Size AB fonlarýndan para yardýmý vermek istiyoruz..' demiþler. Ancak bir þartlarý varmýþ: 'Cinsî sapýklýk hareketlerine getirilen engellere karþý çýkmalarý!'

Birçok STK'lar bu þartý kabul edip parayý 'kapmýþlar' ve böylece rahat faaliyet imkânlarýna kavuþmuþlar. Reddedenler ise, haliyle para alamamýþlar ve çalýþmalarýnda kendi yaðlarýyla kavrulmaya devam etmiþler. Ama, halkýmýz, bu oyunu öðrenince, haram niyetlerle verilen paralarla çalýþan STK'lara itibar etmemiþler.

*Bizim tefekkürümüzün sýnýrlarýný Ýslâm'ýn aslî ölçüleri belirlemelidir

Mýsýrlý tefekkür adamlarýndan Hasan Hanefî vefat etti. Düþünce üretmek adýna, Ýslamî temellere iðreti bakýþlar üretmeye çalýþan -bizdeki 'hermenötikçi- bazý tipleri andýran çýkýþlarý vardý. Ama, hele de, binlerce Müslümaný katlederek kanlý bir darbeyle iktidarý ele geçiren General Sisî'ye itiraz etmek ne kelime, tam da o sýrada 'Ýkhwan-ul'Muslimîn'teþkilatýnýn baðlýlarýný selefîlerle -ve hattâ DEAÞçýlarla - ayný kategoride göstermesi kabul edilemeyecek bir saldýrýydý.

*