Bir garip öldü diyeler...

Ramazan-ý Þerifin son 10 günlerine girdik. Bin aydan daha hayýrlý olan mübarek Kadir Gecesinin bu 10 gün içinde saklý olduðunu söyler arifler. Bu yüzden bu kýymetli gün ve geceleri güzel ve hayýrlý iþlerle deðerlendirmeye çalýþýr mü'minler de. Gönül yapmak en güzeli!

Salgýn bize yeni bir dua adabý hediye etti veya farkýndalýk mý diyelim moda tabiriyle. Kurtuluþun tüm insanlýkla birlikte olduðunu öðrendiðimizden bu yana, dualarýmýzý oldukça geniþlettik. Dua bahçelerimizde tüm insanlýða yer açtýk. Bir bakýma kendimizden, nefsimizden özgürleþme anlamýný da taþýyor bu... Baþkalarýnýn yerine geçebilme pratiði bahþetti bu küresel salgýn bizlere. Allahým, yeryüzünden bu hastalýðý kaldýr, insanlýða mühlet ver, ne olur bizleri baðýþla, insanlýk Sen'den gelecek her türlü yardýma muhtaçtýr, Rabbimiz bizleri affet, kerem et, inayet et...

Þu mübarek günlerde kalbimizin incelmesi ve merhametimizin da had safhada artmasý gerekiyor. Her þeyi devletten, her þeyi kurumlardan beklemek olmaz. Sosyal yardýmlaþmanýn, dayanýþmanýn bizzat içinde olmamýz icap ediyor. Salgýn dolayýsýyla mecburi kapanmalar, karantinalar, izolasyonlar yüzünden iþlerini kapatanlar, kaybedenler oldu. Bu görev devletindir diyerek, bu görev yardým kuruluþlarýnýndýr diyerek, muhtaç ya da çaresiz kalmýþ kardeþlerimizi görmezden gelemeyiz.

Geçen gece dikkatsizce izlediðim bir videoda, Hatay'da bir intihar vakasýna denk geldim. Tam bir þoktu, elimdeki klavye düþtü, o kadar sarsýcýydý ki, mobil telefonla çekilmiþ bu videoda gözlerimin önünde bir adam kendisini balkondan aþaðý attý... Baþka intihar vakalarý da iþittik. Bu konuda haber yapmayý, yazý yazmayý etik bulmuyorum, doðru deðil bu konularý döne dolaþa gündemde tutmak.

Ama baþka bir þey daha var: Ramazan günü canýna kýyacak kadar kendisini çaresiz hisseden bu adamla ayný toplumda yaþýyoruz biz. Yani onunla aramýzda bir ahit var, bir bað var, bir mana var, bir deðer var... Onunla ilgil bir sorumluluðumuz var.

Ýþin siyasi veya medyatik tartýþmasý içine girmek istemiyorum. Biz ne zamandan beri her þeyi devletten bekler olduk? O akþamdan beri düþünüyoruz bir kaç arkadaþýmla, neler yapýlabilir diye...

1- Sivil toplum örgütlerimiz çok þükür ki uluslar arasý baþarýlarý olan kurumlardýr, dünya çapýnda baþarýlara imzalar attýlar. Ancak bu sefer; salgýn dolayýsýyla ödeme güçlüðü çeken esnafa destek, iþini kaybeden kiþiye insan kaynaklarý yönlendirmesinden maddi desteðe kadar deðiþik projeler aracýlýðýyla çaresiz kalan insanýmýza yardýmlar, yol göstermeler yapamazlar mý? Bu kez içeriye bakamazlar mý?

2- Kapanan kahvehaneler, lokantalar, kafeler, gazinolar çatýlarý altýnda ekmek kazanan binlerce emekçiyle zor zamanlardan geçiyorlar. Bu çalýþma ortamlarýnýn baðlý olduðu esnaf odalarý, birlikler, federasyonlar destek kampanyalarý baþlatamazlar mý?

3- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði bu zor ve çileli günlerimizde ne diyor? Odalara baðlý meslek gruplarýnýn yaþadýðý sýkýntýlarý ve çözüm projelerini devreye sokacak profesyonel bir çatý olarak neler yapýyor?

4- Hemþehri derneklerimiz, þimdiye kadar pek çok yaraya merhem oldular. Çocuklarýn ve gençlerin eðitimi için gerekli burslardan, öðrenci yurtlarýna, saðlýk yardýmlarýndan, yetim ve dul destek programlarýna kadar hemen her konuda çaba sarfettiler. Acaba þu an içinden geçtiðimiz ekonomik sýkýntý için yeni bir bakýþ açýsý getirebilirler mi?

5- Bizler yakýn akrabalarýmýz ve komþularýmýzdan baþlayarak, borçlu, güçsüz, mali sýkýntýdan iki büklüm olmuþ kiþileri incitemeden tespit ederek onlara hiç olmazsa þu günleri aþacak þekilde koltuk çýkamaz mýyýz?

Allah bu zor zamanlarý hayýrlýsýyla aþabilmeyi nasip etsin...